AYM kararını uygulamayan hâkimler HSK’ya şikâyet edildi

Mehmet Altan’ın avukatlarınca 26. ve 27. Ağır Ceza hâkimleri hakkında verilen dilekçedeki tespitlere İstanbul Barosu da katılıyor

P24

17.01.2018

Mehmet Altan’ın avukatları Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başvurarak Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’nin Altan hakkındaki “hak ihlâli” kararını uygulamayan 26. ve 27. Ağır Ceza mahkemeleri hâkimleri Kemal Selçuk Yalçın ve Mehmet Akif Ayaz ile Abdurrahman Orkun Dağ ile Seval Alaçam Sağlam'ı şikâyet etti.
 
Avukatlar şikâyet dilekçelerinde söz konusu hâkimlerin vermiş olduğu kararlarla Anayasa’yı ihlâl ettiklerini ve müvekkilerine karşı suç işlediklerini belirttiler.
 
Dilekçedeki tespitlere İstanbul Barosu Başkanlığı da katıldı. Başkanlık HSK'ya ayrıca yazdığı yazıda dilekçedeki belirlemelere katıldığını ve HSK'nın görevini acilen yerine getirmesi gereğini belirtti.   
 
Anayasa Mahkemesi 11 Ocak’ta tutuklu gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile Cumhuriyet davası kapsamında tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Turhan Günay’ın bireysel başvuruları hakkındaki kararlarını açıklamış, başvurularda tutukluluk nedeniyle hak ihlâli olduğuna hükmetmişti.
 
Ancak tahliyeler beklenirken Altan ve Alpay’ın yargılamalarını yapan İstanbul 26. ve 13. Ağır Ceza Mahkemeleri gerekçeli kararın tebliğ edilmemesini gerekçe göstererek avukatların tahliye taleplerini reddetmişlerdi. Avukatların kararlara itirazları ise 27. ve 13. Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedilmişti.
 
Altan’ın avukatlarınca HSK’ya yapılan başvuruda mevcut durumda büyük bir yargı kaosunun yaşanmakta olduğu ve yargı eliyle hukukun akamete uğratıldığı ifade edildi.
 
Dilekçede, “Yaşanılan durum yalnızca Müvekkilimizin anayasal haklarının ağır bir şekilde ihlaliyle kalmamaktadır. Cumhuriyetimizin hukuk devleti niteliğine ciddi bir darbe vurulmuştur. Yargının saygınlığını yalnızca ülkemizde değil, uluslararası toplum nezdinde de tartışılır kılmıştır… Anayasa Mahkememizin bu kararının yerel mahkeme tarafından akamete uğratılması devam ederse Ülkemizde, etkisi tüm kurumlarda da görülebilecek olan bir hukuk kaosunun yaşanacağı açıktır” denildi.
 
Dilekçede Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması nedeniyle Altan’ın hürriyetinden yoksun kılınmakta olduğu, bu nedenle hâkimlerin görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri belirtildi.
 
Altan’ın avukatları HSK’dan ilgili hâkimler hakkında soruşturma açılmasını, Anayasal ihlâllerin sonlandırılması amacıyla görevden alınmaları ya da yerlerinin değiştirilmesini, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla da soruşturma süresince tedbiren görevden uzaklaştırılmalarını talep ediyor.
 
Aşağıda tam metni bulunan dilekçenin pdf formatına buradan ulaşabilirsiniz.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu Sayın Başkanlığı’na
 
Şikâyette bulunan : Mehmet Hasan ALTAN
Silivri Ceza ve Tutukevi’nde tutuklu
 
Vekilleri : Av. Ergin CİNMEN – Av. Figen ÇALIKUŞU – Av. Ferat ÇAĞIL – Av. Melike POLAT
 
Konu : 6087 Sayılı yasanın 4/b7,8. ve 2802 Sayılı Yasanın 68/b
 
Maddeleri gereğince Disiplin/suç soruşturması açılmasıyla aşağıda belirtilen anayasal ihlalin
ortadan kaldırılması amacıyla yer değiştirme/görevden uzaklaştırma kararı verilmesi için
soruşturma açılması isteminden ibarettir.
 
Açıklama :
1-Kamu oyunda çokça tartışılan ve ekte sunmuş olduğumuz Anayasa Mahkemesi’nin
2016/23672 nolu Bireysel Başvuru kararı ve sunduğumuz diğer ilgili mahkeme kararları
incelendiğinde, halen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/127Esas sayılı dosyasında
tutuklu olarak yargılanan Müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Hasan Altan’ın, Anayasal haklarının
ihlal edildiği, ihlallerin sonlandırılması bir yana yeni ihlallerin de oluştuğu, bunların da devam
ettiği görülmektedir.

Anayasa Mahkemesi verdiği 11.01.2018 tarihli kararında ;
 
A-Tutuklamanın hukuki olmadığının;
B-Tutuklama dolayısıyla ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğinin;
C-Anayasa’nın 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal
edildiğinin;
D-Anayasa’nın 26. ve 28. Maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin
ihlal edildiğinin; tespit edildiği anlaşılmaktadır. (Ek:1)
2-Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararının, ihlallerin giderilmesi için yargılamanın
yürütüldüğü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tebliğ edilmesi üzerine toplanan Mahkeme
ise, Mahkemenin Başkanı Kemal Selçuk YALÇIN ve üye hâkim Mehmet Akif AYAZ’ın oylarıyla
ihlallerin giderilmesi için verilmesi gereken tahliye kararı isteminin oy çokluğu ile reddine
karar vermiştir. (Ek:2)
3-Bu karara vaki itirazımız ise İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.01.2018 gün ve
2018/33 D.İş sayılı kararı ile yargıçlar Abdurrahman Orkun ÇAĞ ve Seval Alaçam SAĞLAM
tarafından yine oy çokluğu ile reddedilmiştir. (Ek:2)
 
4-Bu durumda Müvekkilin başvurusuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nca
verilmiş olan ihlal kararları uygulanmamıştır. Başvuru mercileri tüketilmiş durumdadır.
5-Bize göre halihazır durumda büyük bir yargı kaosu yaşanmaktadır. Hukuk, yargı eliyle
akamete uğratılmaktadır.
6-Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru istemlerini karara bağlamak
şeklindeki görevi 2010 referandumu ile önemli bir Anayasa değişikliği olarak topluma
sunulmuş ve bu durum uluslar ve uluslararası hukuk kurumlarınca takdirle karşılanmıştır.
Gerçekten de Anayasa Mahkememiz bu karardan da görüleceği üzere ve bu güne kadar
vermiş olduğu çoğu kararla Hukuk Devleti ilkesini güçlendirerek demokrasimizi daha etkin bir
hale getirmeye çalışmıştır.
7-Yaşanılan durum yalnızca Müvekkilimizin anayasal haklarının ağır bir şekilde ihlaliyle
kalmamaktadır. Cumhuriyetimizin hukuk devleti niteliğine ciddi bir darbe vurulmuştur.
Yargının saygınlığını yalnızca ülkemizde değil, uluslararası toplum nezdinde de tartışılır
kılmıştır.
8-Anayasa Mahkemesi gibi bir mahkemenin saygınlığı emsali görülmedik bu olayla tahrip
edilmek istenmektedir. Anayasa Mahkememizin bu kararının yerel mahkeme tarafından
akamete uğratılması devam ederse Ülkemizde, etkisi tüm kurumlarda da görülebilecek olan
bir hukuk kaosunun yaşanacağı açıktır.
 
9-Bu anlamda Müvekkile karşı suç da işlenmektedir. Tutuklu olarak bulundurulduğu her an
Anayasanın 19/3. Maddesi ihlal edildiği gibi, TCK 109/3 maddesinde yazılı olduğu şekilde
hürriyetinden yoksun kılınmakta ve TCK 257 maddesinde düzenlendiği gibi “görevinin
gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle müvekkilin mağduriyetine yol açan hakimlerin”
görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri de izahtan varestedir. Bunun, adaleti dağıtmakla
görevli bir kurumca; bir ağır ceza mahkemesinin kararıyla yapılmasının hukukla, akılla,
vicdanla izah edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
10-Bir mahkemenin Cumhuriyet Savcısının takdire bırakıp, bir diğer üyesinin yasal gerekçeler ile karşı olduğu, bir başkan ile üye hâkimin oy çokluğu ile vermiş olduğu bir kararla, Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasının engellemesi ile AYM’nin saptadığı hak ihlallerinin sürdürülmesinin dışında Müvekkilimizin hürriyeti de açıkça tahdit edilmektedir.
Anayasa’nın 2. Maddesinde yazılı olan Cumhuriyetin temel ilkelerinden Hukuk Devleti ilkesi
ile İnsan Haklarına Saygı Duyulması ilkesi açıkça çiğnenmektedir. Anayasanın 153/1.
Maddesinin 1.cümlesinde yazılı bulunan Anayasa Mahkemesi kararlarının kesinliği ilkesi;
Anayasanın 148/3. Maddesinde yazılı olan Anayasa Mahkemesi’nin vatandaşların Bireysel
Başvurularını karara bağlamak yetkisinin kullanılması koşullarını gösteren kural; ve nihayet
AYM’nin kuruluş usul ve hükümlerini düzenleyen 6216 SY’nın 66/1 maddesi yani Anayasa
Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme, ve yargıyı bağlaması kuralı yukarıda belirtilen
mahkemeler tarafından ihlal edilmektedir.
 
İlk derece mahkemeleri; ilkin AYM’nin verdiği karara uyacakları yerde onu eleştirme yoluna
gitmiş, yetkisini aşmıştır. İkinci olarak da gerekçenin yayımlanmasını bekleyeceğini belirterek
sağlıklı nedenlere dayanan gerekçe yerine, hukukla inatlaşma bahanelerine ve “yasaya karşı
hile” yollarına başvurmuşlardır. Bu ağır bir yanılgıdır. Mahkemeler ve bütün devlet organları
AYM kararına uymak zorundadır.
Söz konusu karar bireysel başvuru olup, derhal UYAP üzerinden kısa karar olarak İstanbul 26.
Ağır Ceza Mahkemesine tebliğ edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, kararı aynı gün AYM’nin resmi
sitesinde yayınlamıştır. Ve kararın resmi sitesinde yayınlandığı, AYM’nin resmi twitter
adresinde de aynı gün duyurulmuştur.
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü madde 58 gereğince; 'İptal ve itiraz başvurularında esasa ilişkin
olarak verilen gerekçeli kararlar Resmi Gazete'de yayımlanır. Diğer kararların hangilerinin
Resmi Gazete'de yayımlanacağına Başkanlıkça karar verilir.' Resmi Gazetede yayınlanma
kararın bağlayıcılığını etkilemez; resmi gazetede yayınlanma zorunluluğu da yoktur.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan hususlar nedeniyle;
26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kemal Selçuk YALÇIN (34348), üye hâkim Mehmet Akif
AYAZ (195751) ile İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutukluluğun devamına ilişkin vermiş
olduğu kararı itiraz üzerine inceleyerek aynı yönde karar veren İstanbul 27.Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Abdurrahman Orkun DAĞ (38125) ve üye hakim Seval ALAÇAM SAĞLAM
(120621) haklarında;
1-Süregelen bu hukuka aykırılığın ortadan kaldırılmasına neden olan olumsuzlukların
giderilmesi için ilgili yargıçlara, 2802 Sayılı Yasanın 68/b maddesinde yer alan “Görevin doğru ve tarafsız yapılamayacağı kanısı oluştuğundan” gereken soruşturmaların açılmasına,
2- İhlallerin sonlandırılması için görevden alınmalarına veya yer değiştirmelerine,
3- Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve haklarında soruşturma yapılan hakimlerin yargılama faaliyeti yürütürken objektif davranamama risklerinin de bulunması nedeniyle 2802 sayılı Kanunun 77. Maddesi uyarınca soruşturma süresince tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına,
4- TCK 109/3- maddesi gereği kesin ve bağlayıcı olan AYM kararına ısrarla Anayasa ve
kanunlara aykırı olarak direnerek Müvekkilimizi özgürlüğünden yoksun bırakıyor olmalarına
göre bu eylemden ve TCK 257 gereğince görevlerinin gereklerine aykırı ederek müvekkilin
mağduriyetine yol açmalarından ötürü de soruşturma açılmasına karar verilmesini saygıyla
dileriz. 15.01.2018
 
Mehmet Hasan ALTAN Vekilleri