Hasan Cemal “Çekilme Günlüğü” davasında yeniden yargılanıyor

Davanın İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında Hasan Cemal savunma yaptı

PUNTO24

18.01.2018

P24 Kurucu Başkanı ve T24 yazarı Hasan Cemal’in “Çekilme Günlükleri” adlı yazı dizisi nedeniyle yeniden yargılanmasına 18 Ocak günü İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
 
Cemal hakkında PKK’nın 2013’te Türkiye sınırları dışına çıkma sürecini takip ettiği yazı dizisi nedeniyle “silahlı terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmış, davanın ilk duruşması yazı dizisinin yayımlanmasından dört yıl sonra 9 Mart 2017 tarihinde görülmüştü.
 
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılama sonunda Cemal beraat etmiş, ancak karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve dosya 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilmişti.
 
Perşembe günü görülen duruşmaya avukatı Fikret İlkiz’le birlikte katılan Hasan Cemal savunma yaptı. “Barışı savunduğum için buradayım. Terörü, şiddeti reddettiğim için buradayım. Yalanda yaşamayı reddettiğim için buradayım,” diyen Hasan Cemal beraatine karar verilen ilk davadaki savunmasını mahkemeye tekrar sundu.
 
Hasan Cemal savunmasında, "Yalanda yaşamayı reddediyorum ve bugün Türkiye'de insanlara yalanda yaşamayı dayatan rejimin hukukla, özgürlükle, kısacası demokrasiyle ilgisi olmadığının altını bir kez daha çiziyorum. Hiç kuşkum yok, Yalanda değil, gerçekte yaşamak isteyenler, özgürlüğü savunanlar kazanacak sonunda" ifadelerini kullandı.
 
Savcı, daha önceki talebini yineleyerek, Hasan Cemal hakkında 13 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcının mütalaasının ardından avukat Fikret İlkiz esas hakkında savunma için ek süre istedi. Duruşma 3 Nisan 2018'e ertelendi.
 
Hasan Cemal’in duruşmadaki savunmasının tam metnini aşağıda sunuyoruz: 
 
 
"Buraya, kendimi savunmak için gelmedim.

Kendimi savunmaya hiç ihtiyacım da  yok.

Ben, yalan nedir biliyorum çünkü…

Ömrüm yalanlarla mücadele ederek geçti.

Kendi iç dünyamda da yalanlarla hep kavga ettim.

Bu memlekette, insanları yalanda yaşatmak için nasıl korkunç bir devlet aygıtı kurulduğunu çok biliyorum.

Yaşadığım, tanık olduğum acılar bana bunu öğretti.        

Yalanda yaşamayı reddedenlerin bu memlekette, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan başlayarak nasıl cadı kazanlarına atıldığını, onlara ne büyük acılar yaşatıldığını biliyorum.

Ben de yalanda yaşamayı reddettim.

Bu nedenle buradayım, mahkemenizin önündeyim.       

Ben de terörü, şiddeti reddettiğim için buradayım.

Barışı savunduğum için buradayım.      

Yalanda yaşamayı reddettiğim için buradayım.      

Bu ayın sonunda 74 yaşına basıyorum.

49 yıldır gazeteciyim.

Bunca yıldır yazıyorum.

Şu günlerde 13. kitabım çıkıyor, adına gelince:

HAYAT İŞTE BÖYLE GEÇİP GİDİYOR!

Hepimiz için öyle.

Hayatta ben de epeyce yanlış yaptım.

Olmadık yalanları savunduğum dönemlerden geçtim.

Düşe kalka yaşadım.

Ama sonunda yalanlardan kurtuldum.

Ben barışı savunuyorum.

Hukukun üstünlüğünü savunuyorum.

İfade özgürlüğünü savunuyorum.

Tüm farklılıkların bir arada, aynı çatı altında ve barış içinde yaşamalarından yanayım.

Kısacası:

Demokrasiyi savunuyorum.

Sayın heyetiniz, benim hakkımda terör propagandası yapmadığıma kanaat getirmişti.

Ama bu beraat üst mahkemede bozuldu.

Sözü uzatmak istemiyorum.

Beraatime karar verilen 9 Mart 2017 tarihli duruşmadaki sözlerimi tekrarlamakla yetiniyorum.

Yalanda yaşamayı reddediyorum ve bugün Türkiye'de insanlara yalanda yaşamayı dayatan rejimin hukukla, özgürlükle, kısacası demokrasiyle ilgisi olmadığının altını bir kez daha çiziyorum.

Hiç kuşkum yok:

Yalanda değil, gerçekte yaşamak isteyenler, özgürlüğü savunanlar kazanacak sonunda."