“Muhalefete ‘muhalefet’ yasak”

Gündemin öne çıkan haberleri Evrensel, Birgün, Cumhuriyet, Sözcü ve Yeni Yaşam gazetelerinde yer aldı.

27.12.2018

Evrensel gazetesi sürmanşetinde, “Muhalefete ‘muhalefet’ yasak” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı Meclis kürsüsünde eleştirmesine tahammülsüzlük sürüyor. Erdoğan’ın ‘Önce tazminat, sonra ceza’ diyerek Özgür Özel’e yargı tehdidinde bulunmasının ardından Hulusi Akar da tazminat davası açtı, suç duyurusunda bulundu. HDP EŞ Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekili Ahmet Şık, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç’ın da aralarında bulunduğu 8 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyaları TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Son gelen 9 fezlekeyle Meclis’e ulaşan dosya sayısı 149 oldu. Cumhurbaşkanı’nın hedef gösterdiği Fox TV sunucusu Fatih Portakal ile oyuncu Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in katıldığı programlara RTÜK’ten ceza çıktı. Halk TV’ye ‘Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçlamasıyla 5 kez, Fox Tv’ye ise 3 kez program durdurma cezası verildi” ifadeleri kulanıldı.  
Sözcü gazetesi habere sürmanşetinde, “2 TV’ye rekor ceza” başlığıyla yer ayırdı ve “RTÜK, şikayet üzerine Uğur Dündar’ın Halk TV’deki Halk Arenası programına 8 yayın durdurma cezası verdi. Kanla 160 bin lira para cezası kesti. Kurul, Fatih Portakal’ın sunduğu haber programını da 3 yayın durdurdu. Kanala 1 milyona yakın para cezası verdi” dedi.
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki habere, “Ben bilmem Saray bilir” başlığını attı ve “Erdoğan’ın Fatih Portakal ile Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ı hedef göstermesinin ardından RTÜK, resen harekete geçti. Fox Haber’e 3 gün, Halk TV’deki Halk Arenası programına ise 8 kez durdurma cezası verildi. İki kanala 1 milyon TL’ye yakın para cezası kesildi. Erdoğan’ın ‘Önce tazminat, ardından ceza’ sözlerinin ardından Bakan Hulusi Akar harekete geçti. Akar, kendisini eleştiren CHP’li Özgür Özel hakkında ceza ve 500 bin liralık tazminat davası açtı. Özel, Akar’ın talimatla hareket ettiğini belirterek ‘susturamazsınız’ dedi. TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na (İBB) adaylığı durumunda istifa edip etmeyeceği konusunda parti içindeki tartışmalara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘gerek yok’ dedi. Ancak anayasanın 94. maddesi, TBMM Başkanı’nın TBMM içinde ve dışında siyasi parti faaliyetlerine katılmasını yasaklıyor. AKP’de Yıldırım’ın istifasına gerek olmadığını savunanlar, ‘İstifa etmezse yaptırımı yok’ gerekçesini öne sürüyor. Anayasanın ‘Başkanlık Divanı’ başlıklı 94. maddesi, “TBMM Başkanı, başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında Meclis tartışmalarına katılamazlar; başkan ve oturumu yöneten başkanvekili oy kullanamazlar” hükmünü düzenliyor. Siyasi Partiler Yasası ise, TBMM Başkanı’nın yeniden milletvekili adayı olmaya ilişkin faaliyetlerini bu hükmün dışında tutuyor. Açık hükümlere karşın Yıldırım’ın istifasına gerek olmadığını savunanlar, ‘Anayasada böyle bir yasak var, ancak yaptırımı yok’ gerekçesini dile getiriyor. AKP, daha önce anayasa, TBMM İç Tüzüğü’nde yer alan hükümler ve OHAL KHK’lerinin 1 ay içinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi gibi hükümleri ‘yapılmazsa yaptırımı yok’ diyerek uygulamamıştı” ifadelerine yer verdi.
“Adalete de tecrit”
Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Adalete de tecrit” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı 50 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Afrin’e yönelik operasyonuna karşı gösterdiği tepki ve yaptığı açıklamalar nedeniyle açılan davanın 4. duruşması Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDK Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Onur Hamzaoğlu, DBP Eşbaşkanı Mehmet Aslan, İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, TJA aktivistleri ile Güven’in çocukları katıldı. Duruşmaya daha önceki mahkemede açlık grevi kararını açıklayan ve mahkemelere katılmayacağını duyuran Güven katılmadı. Duruşmada, daha önce Güven hakkında tahliye kararını veren mahkeme başkanının değiştirildiği görüldü. Mahkeme başkanının değişiklik gerekçesi ise açıklanmadı. Duruşmada savcı, ‘mevcut delil durumu’nu gerekçe göstererek Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Avukat Yalçındağ davanın başından beri adil yargılama ilkesinin ihlalinin olduğunu söyleyerek, bu salonda sadece Güven’in yargılanmadığını, gerek İdris Baluken ve diğer siyasetçilerin de yargılandığını hatırlattı. Yalçındağ, ‘Umarım gerçekleşen bu hukuk katliamına son verilir’ dedi. Dosyaların hukuki değil siyasi yargılamalar olduğunu dile getiren Yalçındağ, ‘Mahkemeler Kürt siyasetinin başka bir yoldan elimine edilmesi görevi görüyor’ ifadesini kullandı. ‘Müvekkilinin hiçbir konuşmasında şiddete çağrı olmadığını, tam tersini barışçıl çağrıları olduğunu’ vurgulayan Yalçındağ, savaş çağrısı, kan akıtma çağrısı yapanların suç işlediğini ama onlar hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığına işaret etti” ifadelerine yer verildi.
Evrensel gazetesi habere manşetin yanında, “Leyla Güven yine tahliye edilmedi” başlığıyla yer ayırdı ve “Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, açlık grevinde 49 günü geride bırakan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tahliyesi yönündeki talepleri reddetti” dedi.
“Psikolojik kriz”
Birgün gazetesi manşetinde, “Psikolojik kriz” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Sağlık Bakanlığı’nın ‘2017 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre, insanlar en çok sinir sistemi ilaçları kullanmaya mecbur bırakıldı. 2011 yılında 234,5 milyon kutu psikiyatri ilacı kullanılırken 2017 yılında bu sayı 63,9 milyon kutu artışla 298,4 milyona yükseldi. Psikiyatri ilaçlarının günlük tüketimi de yüzde 21,3 oranında arttı. Bu ilaçlara ödenen tutar 2017 yılında 2 milyon 995 bin TL’ye çıktı. Depresif bozukluk yaşayanlar 2002 yılına göre yüzde 21,67 artarak 517 bin 543’a yükseldi. Anksiyete bozukluklarından yakınanların sayısı da yüzde 25 artarak 298 bin 724 oldu. Depresif bozukluklar erkeklerde 2002 yılına göre yüzde 20,37, anksiyete bozuklukları da yüzde 22,33 arttı. Kadınlarda ise depresif bozukluk aynı dönemde yüzde 22,43, anksiyete bozuklukları ise yüzde 27,3 arttı. Psikiyatri ilaçlarına ek olarak madde bağımlılığı kullanımında da ciddi bir artış yaşandı. 2002 yılına oranla madde kullanım bozuklulukları yüzde 41,40 arttı. Erkeklerde madde kullanım bozukluğu 2002 yılına oranla 44,6 artış gösterdi. Verileri BirGün’e değerlendiren psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Selçuk Candansayar, ‘İlaç tüketiminin artmasının birincil nedeni, sağlık sistemindeki temel bozukluk. Tanı sürecini kısaltıp hasta başına psikiyatri muayenesi için bile dört dakika ayırıp doktorların zorunlu olarak daha çok ilaç yazmasının önünü açmaktır’ dedi ve ekledi: ‘Hangi ülkede eşitsizlik artar ve yoksulluk yaygınlaşırsa anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığı artar’” ifadeleri yer aldı.