“Suud’a söyleyecek sözümüz yok mu”

Günün dikkat çeken haberleri Karar, Birgün ve Cumhuriyet’in manşetindeydi.

16.10.2020

Karar gazetesinin manşetinde, “Suud’a söyleyecek sözümüz yok mu” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Suudiler ‘Made in Turkey’ ürün boykotunu en ileri seviyeye taşıyarak ‘Türk olan hiçbir şeyle işimiz yok’ dedi. Ankara sessizliğini korurken muhalefetten ‘İktidarı 1.5 yıldır uyarıyoruz çıt yok’ tepkisi geldi. Gazeteci Kaşıkçı’nın iki yıl önce Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda katledilmesine yönelik tepkilerin ardından Riyad, Türkiye karşıtı tavrını keskinleştirdi. Türk ürünlerinde KDV’yi yüzde 5’ten 15’e çıkaran Suudi yönetimi ambargoyu büyüttü. Son olarak Ticaret Odası Başkanı Ajlan Al-Ajlan ‘Yatırıma, ithalata, turizme hayır. Türk olan hiçbir şeyle işimiz olmayacak. Bu vereceğimiz en küçük yanıt’ paylaşımı yaptı. Riyad’a tepki gösterilmesine yönelik beklenti artarken CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur ‘İktidarı 1.5 yıldır uyarıyorum. Suud’la ittifak halindeki BAE, Fas, Tunus gibi ülkelerden de ambargo sinyalleri geliyor. Ancak iktidardan çıt çıkmıyor’ dedi. Ambargonun Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı olduğunu da belirten Güzelmansur ‘Hiçbir pazarı kaybetme lüksümüz yok. Dolayısıyla bu sorun bir an önce çözülmeli’ dedi. Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri son iki yıldır, Körfez’deki ve Suriye’deki gelişmeler, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle bozulmuştu. İki ülke arasındaki gerilimin artmasının ardından Suudi Arabistan, Türkiye ürünlerine katma değer vergisini yüzde 5’ten 15’e çıkarmış, yaş meyve ve sebze gibi ürünler gümrüklerde bekletilerek ciddi sıkıntılara neden olmuştu.”

“Geçit vermediler”

Birgün gazetesi manşetinde, “Geçit vermediler” başlıklı habere yer ayırdı. Haberde şöyle denildi:

“Ensar Vakfı’yla Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı protokollerin yargı yoluyla engellenmesini sağlayan Eğitim Sen, şimdi de TÜGVA’ya karşı kazandı. Eğitim Sen’in MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) arasında imzalanan protokol doğrultusunda ortaokul ve liselerde Medeniyet ve Düşünce Kulübü’nün kurulmasına ilişkin açtığı dava sonuçlandı. Danıştay 8. Dairesi, Resmi/Özel Temel Eğitim ve Ortaöğretim Kurumları ‘Değerler Eğitimi ve Sosyal Etkinlikler’ Usul ve Uygulama Esasları’nın imam hatip liseleri dışındaki tüm eğitim kurumlarında yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Kararda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkisi dikkate alındığında MEB’e bağlı resmi ve özel bütün temel eğitim ve ortaöğretim okullarına yönelik kısmının yetkisi yönünden hukuka aykırı olduğu belirtildi. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, kararla birlikte TÜGVA’nın resmi ve özel bütün temel eğitim, ortaöğretim okullarındaki ve ortaokullarındaki tüm faaliyetleri durdurulduğu vurgulandı. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada kararın ret edilen imam hatip liseleri kısmı için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz edileceği aktarıldı. Açıklamada, ‘Hiçbir eğitim kurumunu demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ve tarikatların eline bırakmayacağız’ denildi.”

Gazete manşetin altındaki, “9 ayda devasa açık” başlıklı haberinde ise, “Yıl sonunda 138,9 milyar lira olarak hedeflenen bütçe açığı yılın ilk 9 ayının sonunda 140,6 milyar liraya ulaştı. 26 aylık dönemin toplam bütçe açığı 338 milyarı buldu. Bütçe harcamalarının yüzde 12,4’ünü oluşturan faiz giderleri ise bu yılın ilk 9 ayında 107,8 milyar lira oldu. Bütçe açığındaki artışın Covid-19 pandemisinin etkilerinden kaynaklandığı algısı yaygın olsa da bütçe giderleri içinde aslan payını faiz ödemelerinin almış olması açığın büyümesine neden oldu. Ocaktan eylüle kadar bütçeden toplam 870 milyar liralık harcama yapılırken bu tutarın 107,8 milyar lirasını faiz ödemeleri oluşturdu. Geçen yılın aynı döneminde faiz ödemelerinin tutarı 81,5 milyar liraydı. Faiz ödemelerinin toplam harcamalar içindeki payında da artışlar yaşanması dikkat çekiyor. Geçen yılın ocak-eylül döneminde toplam 739,6 milyar liralık harcamanın yüzde 11’i faize giderken, bu oran bu yılın aynı döneminde yüzde 12,4’e yükseldi” ifadelerine yer verdi.

“FETÖ taktiğiyle Emniyet sınavı”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “FETÖ taktiğiyle Emniyet sınavı” başlıklı haberinde, “Emniyet Genel Müdürlüğü yıllar sonra görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı açtı. Sınav 28 Kasım’da yapılacaktı ancak hükümete yakınlığıyla bilinen Memur-Sen’e bağlı Büro Memur-Sen’in Emniyet’te çalışan temsilcisinin ‘soruları biz hazırladık’ açıklaması ortalığı karıştırdı. Aydın Nazilli Emniyet Müdürlüğü’nde sivil memur olarak görev yapan Mustafa Acartürk, sosyal medya hesabından, şu duyuruyu yaptı: ‘Arkadaşlar, konular nasıl belirlendi? Sınav konularının belirlenmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü, Büro Memur-Sen’e bilgi notu sunması için resmi yazı gönderdi. Türkiye genelinde Büro Memur-Sen’in Emniyet üyeleri, şube başkanı, şube başkan yardımcıları ve ileri gelen temsilcilerinden oluşan bir ekip telekonferans yöntemi ile bir araya geldi. EGM’nin istediği bilgi notunun içeriğini doldurduk. Cemal Üstün, Muhammet Doğan, Mehmet Ümit Uğur 7-8 kişi idik. Diğer arkadaşlarım aklımda değil. Bu çalıştayda yazmış olduğumuz konu başlıkları nihai şekli BMS tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne üst yazı ile gönderildi. Ve bu çalıştaydaki konular EGM tarafından olduğu gibi tasdiklenmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü ekstra bir konu dahi koymamış. Bir konuyu dahi çıkarmamıştır. Sadece mesleki alan bilgisi sorularını EGM eklemiştir. Size sağda solda ne anlatıyorlar bilmiyorum. Saygılarımla!’ Konunun sosyal medya üzerinden yayılması üzerine Acartürk bu kez yeni bir duyuru ile Büro Memur-Sen Nazilli İlçe Temsilciliği görevinden istifa ettiğini açıkladı. Sendika, öncelikle paylaşımı yapan kişi ve bu kişinin iddia ettiği komisyon içerisinde yer alan ismi anılan ve anılmayan kişilerin tespit edilmesini, ‘şaibenin’ ortadan kaldırılması için sınavın ileri bir tarihe ertelenmesini istedi. Soruların da genel müdürlükten bağımsız sınav hazırlamaya yetkili bir kuruluş tarafından hazırlanması talep edildi” ifadelerini kullandı.