Birgün gazetesi manşetinde, “Kızılay AKP için çalışıyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Depremzedeler çadır belerken çadır satarak bir skandala imza atan Kızılay’a dair tartışmaların sonu gelmiyor. Her geçen gün daha da büyüyen tepkilere rağmen Kızılay Başkanı Kerem Kınık ise hâlâ istifa etmedi. Şimdi de Avrupa’nın en büyük çadır üretim tesislerinden biri olan Kızılay’ın Ankara Etimesgut’taki çadır fabrikasını yandaşa kiraladığı ortaya çıktı.
Kızılay ürettiği çadırları Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD), yardım kuruluşlarına ve şirketlere satıyor. Kızılay’ın Etimesgut’taki çadır fabrikasını ise uzun bir süredir AKP Keçiören ilçe teşkilatı kurucularından olan ve halen Keçiören Belediyesi’nin AKP’li meclis üyesi olan Ali Gökşin işletiyor. AKP’li Gökşin, Kızılay’ın fabrikasında ürettiği çadırları Kızılay’a satıyor. Kızılay da satın aldığı çadırları AFAD’a satıyor.
BirGün’ün ulaştığı Kızılay Yönetim Kurulu tutanaklarına göre, Kızılay 2016, 2017 ve 2019 tarihlerinde Ali Gökşin ile ailesinin sahibi olduğu Tuğba Çanta isimli şirkete çadır üretim sözleşmesi imzaladı. Yönetim kurulu tutanaklarında yer alan bilgilere göre Kızılay, o yıllarda AFAD’a satacağı 18 bin 830 çadırı Tuğba Çanta’ya ürettirdi. Gazeteci Murat Ağırel ise Kızılay’ın AFAD’a satacağı 120 bin çadır için 2022’nin eylül-ekim aylarında yaptığı ihaleler, yine Tuğba Çanta’nın aldığını duyurmuştu. Yani aslında 2016’dan beri Kızılay’ın AFAD’a sattığı çadırların çok büyük bir kısmını AKP’li Gökşin’in sahibi olduğu Tuğba Çanta üretti ve üretmeye de devam ediyor.
Kızılay, AKP’li Ümraniye Belediyesi'ne de taksi durakları yapmış. TEB’in şartlı bağışıyla yapılan duraklara ATM de konulmuş. Yurttaşlar ‘Kızılay yardım kuruluşudur. Belediye veya şirketlerin paravanı olarak kullanılamaz’ dedi.
İstanbul Ümraniye'de 2019 yerel seçimlerinde Belediye Başkan adayı İsmet Yıldırım, taksi duraklarını yenileyeceğini söyledi. Ümraniye Belediyesi'nin 2020 yılında yenileme için tüm taksicilerden 10 bin TL istemesi taksicilerin tepkisini çekti. Bir süre sonra ise taksi duraklarının yapımına başlandı ve 8 Nisan 2021 tarihinde Ümraniye Belediyesi resmi web sitesi üzerinden 5 mahallenin taksi durağını yenilediğini, 1 mahallede durak inşaatının devam ettiğini duyurdu. Taksi duraklarının üzerinde Ümraniye Belediyesi logosunun yanında Kızılay Beykoz (Avrasya) Şubesi’nin logosunun olduğunu fark eden yurttaşlar, konuyu sosyal medyada gündeme getirdi.”
“Kadının canı pazarlık masasında”
Karar gazetesinin manşetinde, “Kadının canı pazarlık masasında” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Bu da oldu... Kadın ve çocukları şiddetten koruma yasası siyasetin pazarlık konusu... Yeniden Refah Partisi’nden ‘İttifaka girmemiz karşılığında o yasanın kaldırılması şartımızı iktidar kabul etti’ açıklaması geldi. Her gün bir cinayetin yaşandığı Türkiye’de kadını koruyan yasanın seçim öncesi ‘aldım verdim’le gündeme gelmesi infial yarattı. Kamuoyunda ortak tavır oluştu: Kadınların hayatı oy hesaplarına alet edilemez.
KARAR’a konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim şunları söyledi: ‘Kadınların temel yaşam hakkına, şiddetten korunmasına ilişkin kanunun seçim döneminde bir tür pazarlık malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez. 6284’e kimsenin dokunmasına müsaade etmeyiz. Bütün toplum tepki gösteriyor, siyasi iktidar bile buna bu düzeyde müdahale edebilecek siyasi etkide değil. 6284’ü etkisiz hale getirmeye çalışabilirler. Kadük etmeye çalışabilirler. ‘Kaldırmıyoruz ama düzenliyoruz, iyileştiriyoruz’ denilerek yasayı etkisiz hale getirebilirler. 6284’ün tek bir maddesine, virgülüne dahi dokundurmayacağız. Çünkü 6284’ün zaten bu siyasi iktidar dönemindeki herkesin fikir verebildiği, birlikte tartışıp ortaya çıkarabildiğimiz neredeyse tek yasa. ‘Uygulamadaki eksiklikleri gideriyoruz’ adı altında bile kadınların beyanını ikincilleştirecek, kadınların uygulamada dikkate alınmamasını teşvik edecek düzenlemelerle karşılaşabiliriz. Buna karşı çok dikkatli olmamız lazım.’
Hukukçu, KARAR yazarı Figen Çalıkuşu da şu görüşleri paylaştı: ‘Önce İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı şimdi sıra yasaya geldi. Kanunun sadece kadınlara ayrıcalık tanıyor gibi algılanması ve karşı çıkılması çok anlamsız. Kanunun çıkmasından sonra boşanmaların artması, uzaklaştırma kararlarının alınması, şiddet tarifinin muğlak olması gibi ileri sürülen eleştirilen altında yatan tek bir gerçek var. O da kadınların özgürleşiyor olmasından duyulan rahatsızlık. Kadınların önce insan ve toplumun yarısı olduğunu kabul etmek istemeyen anlayış, yasa üzerinden çok yersiz ve gerçek olmayan itirazlarda bulunarak kadınları tamamen savunmasız, korunaksız bırakmak istiyor. Neden bu kanuna karşı olunur? Kadının toplumda güçlenen konumundan rahatsız oldukları için. Türkiye’yi de Talibanlaştırmak istedikleri için. Bu ülke kadınlarını karşısına almak el bombasının pimini çekmek demektir. Seçim kazandırmaz kaybettirir. Tarihsel olarak seçme ve seçilme hakkına Atatürk sayesinde kavuşan ilk ülkelerden biriyiz. Haklarımızdan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğiz.’”
“Gerici kuşatma”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Gerici kuşatma” başlıklı haberinde, “Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal’ın, AKP’yle yapılan görüşmede sundukları 30 maddelik listede 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa ile bir maddenin yer aldığı ve bu yasayı eleştirdiklerini belirterek, ‘AKP’nin bu duruma herhangi bir itirazının bulunmadığını’ söylemesi, sadece muhalefet cephesinde değil AKP içinde de tartışma yarattı.
Parti sözcüsü Ömer Çelik’in 6284 sayılı yasa ile ‘çekimser’ açıklama yapması dikkat çekti. Çelik, şunları kaydetti: ‘Gayet müspet bir havada geçti bu görüşme. Her siyasi partinin kendi özgün kimliği var ve her siyasi partinin özgün kimliği içerisinde söylediği bazı şeyler ya da programlarındaki bazı hususlar diğer partilerle de çelişebilir. Burada nasıl bir şey olacak? Tabii ki ittifakımızın bir ilkeler açıklaması olacak. Ortak bir duruş belirlenir’” ifadelerine yer verdi.