Karar gazetesinin manşetinde, “İsimlerini açıklayın” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“En az 50 bin kişinin vefat ettiği felaketin üzerinden 40 gün geçti. Bölgede temel ihtiyaçlar dahi giderilemeyince gözler bağış kampanyasında toplanan 115 milyar TL’ye çevrildi. 86 milyarı kamu kurumlarının taahhüdü olan meblağın yalnızca 74 milyarlık kısmının yatırıldığı duyuruldu. Kamuoyunda, ‘tarihi dayanışmayı reklam şovuna dönüştürüp sözünde durmayan kişi ve kurumların adı açıklansın’ çağrısı yükseldi.
Türkiye’yi derinden yaralayan deprem felaketi, binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Hayatını kurtaranların birçoğu evsiz kalırken, bölgeyi çok sayıda vatandaş terk etti. Yaşanan felaket sonrasında yaraların sarılması için harekete geçildi. Ülkenin birçok noktasından vatandaşlar bölge halkına yardım için kolları sıvarken, farklı ülkelerden bile gelen yardımların ardı arkası kesilmedi. Öte yandan televizyon ekranları üzerinden milyarlarca lira para yardımı toplandı.
‘Türkiye Tek Yürek’ adıyla başlatılan kampanyaya deyim yerindeyse ‘para yağdı’. Kumbarasını bozduran çocuklardan, emekli maaşını bağışlayan vatandaşlar iyilik için yarışa girdi. Bu gecede işadamları da canlı yayınlara bağlanarak milyonlarca lira bağış yaptı. Merkez Bankası, kamu bankaları, diğer kamu kuruluşları, Savunma Sanayii bu gecede tek yürek oldu. Böylece bir gecede Türkiye’de 115 milyar liradan fazla para toplandı. Etkinliğin üzerinden haftalar geçmesine rağmen, bölgede yaşanan sorunlar dikkat çekti. En son yaşanan çadır eksikliği de ‘hani milyar liralar toplamıştık’ dedirtti.
Tam bu tartışmalar konuşulurken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yapılan canlı yayın gecesinde taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon 528 bin liranın, 74 milyar 118 milyon 164 bin lirasının yatırıldığını söyledi. Bunun üzerine yaklaşık 41 milyar liralık kısmın neden yatırılmadığına ilişkin bir bilgi verilmedi. Bölgede hala büyük eksiklikler devam ederken, kurumların o gece yaptığı bir nevi reklam karşısında tamamlanmaması büyük ayıp olarak karşılandı.
Oktay ‘Taahhüt edilip henüz AFAD hesaplarına aktarılmayan kısmın da önümüzdeki günlerde söz verenler tarafından iletileceğine inanıyorum. Buradan da bir kez daha hatırlatmış olalım. Afet bölgesini 360 derece sürekli tarıyoruz. Sorunlar ve geliştirme alanlarını sürekli tespit ediyor ve çözüm üreterek yolumuza devam ediyoruz. Tüm bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımız, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarımız bir yaraya daha merhem olabilmek gayesiyle insanüstü bir çaba göstermiştir, hala da göstermektedir’ dedi.”
“Felaket iktidarına son vermek şart”
Birgün gazetesi manşetinde, “Felaket iktidarına son vermek şart” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Saray rejiminin iktidarda kaldığı her dakika yeni bir felaket demek. Her türlü doğa olayı afete dönüşüyor. ‘Bu afetler karşısında eldeki imkânlar yetersiz kalıyor’ diyen iktidara halkın yanıtı: Felaket sizsiniz.
Depremin ardından yaşanan sel felaketinde Adıyaman ve Urfa’da ölü sayısı 17’ye yükseldi. Söz konusu kentlerde imar politikalarının faciayı büyüttüğüne vurgu yapan uzmanlar ‘Yaşananlar kader değil. Uyarılar yapılmasına karşın önlem alınmadı’ dedi.
Maraş merkezli depremlerin yıkıma yol açtığı Urfa ve Adıyaman'da ölü sayısı da arttı. Arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, Urfa'da sele teslim olan Abide Kavşağı'nda İbrahim Dindar adlı yurttaşın cesedine ulaşıldı.
Adıyaman'ın Tut ilçesinde, içinde bulundukları konteynerin sel sularına kapılması sonucu kaybolan Fatma Tekdal ile 2 yaşındaki kızı Zeynep Zümra Tekdal'ı arama çalışmaları da dün devam etti. Tut ilçesinde, önceki gün başlayan şiddetli yağmurla birlikte Ömerovası Deresi taşmış, Tekdal ve Sarıkaya ailesinin barındığı dere kenarındaki evlerinin bahçesine yerleştirdikleri konteyner sel sularına kapılmış, konteynerde kalan 8 kişi kendi imkanlarıyla kurtulurken, kaybolan 4 kişiden Selma Sarıkaya ile kızı Emine Sarıkaya'nın cansız bedenlerine ulaşılmıştı. Kaybolan Fatma Tekdal ile kızı Zeynep Zümra Tekdal'a ise ulaşılamadı. Urfa'da Yalıntaş Mahallesi'ndeki yolda sel sularına kapılan TIR'daki 20 yaşındaki Emin Ergün'ün de arama çalışmaları sürüyor.
Kentte selin izlerini silmek için çalışmalar devam ederken, İçişleri Bakanı Soylu da arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü bölgeye gitti. Soylu, burada yurttaşlar tarafından protesto edildi. Soylu'ya seslenen yurttaşlar, bakanın Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinden bir saat önce afet bölgesine geldiğini söyledi. Urfa'da bir kadın ‘Mahvettiler. Bitirdiler. Daha aklınız başınıza gelmedi mi? Bu az demek ki bize. Yıllarca emek verdik biz. Bu mudur bedeli? Biz yıllarca AK Parti’ye gece gündüz demeden çalıştık. Ama biz bugün bu olanları hak etmiyoruz. AK Parti hemen istifa etsin’ dedi. Diyarbakır’da yağış edeniyle bazı evlerde su baskınları yaşandı. Kentteki Doğum Hastanesi Köprülü Kavşak’taki alt geçit suyla doldu. Alt geçitte otomobiller mahsur kaldı, 9 otomobil su altında kalarak hasar gördü. İtfaiye ekipleri ise 80 su baskını olan ev ve iş yerine müdahale etti. Sağanak nedeniyle Diyarbakır’da Dicle Nehri kıyısına kurulan çadırkent olası su ve ani sel baskınına karşı tahliye edildi.”
“Gerici tehlike büyüyor”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Gerici tehlike büyüyor” başlıklı haberinde, “İktidarda kalabilmek için ‘ittifakı genişletmek’ isteyen AKP, Hizbullah terör örgütüyle bağlantılı HÜDA PAR’la masaya oturdu. Yeniden Refah Partisi’yle ‘kadınları koruyan yasa üzerinden pazarlık’ yapıldı. Şimdi de AKP döneminde güç kazanan Menzil’den, ‘Cumhur İttifakı’nı destekliyoruz’ açıklaması geldi.
Yetkililerin, depremzede çocukları ‘evlerine yerleştirmesine’ sessiz kaldığı Menzil’in desteği tartışma yarattı. Uzmanlar, ‘Sağladığınız imtiyaz karşılığında oy desteği kazanıyorsunuz. Pazarlık masasında geleceğimiz var. Bu da laik ve Atatürk ilkelerine bağlı Cumhuriyetimiz için büyük bir tehdit’ dedi” ifadelerine yer verdi.