“Halklar uzun süre yazısız ve kitapsız yaşadılar. Tarih sadece gelenekle korunuyordu. Bu ise öncelikle şiir tarafından bozuldu.”
Şimdi kimse kimseyle karşılaşmak, dövüşmek istemiyor: Kimse kimseyle yüz yüze hesaplaşmak, söyleyeceğini söylemek istemiyor.
Birilerine evlilik hediyesi. Yüzük değil, cumhuriyet altını değil, dolar değil. Nar ağacı. Ferforje.
Nasıl oluştuğunu hiçbir şekilde hatırlayamadığım bir yarasın. Hasarın farkına varmamışım.
Kimilerimiz de “saf”, “üst”, “kirlenmemiş”, “yoz olmayan” bir kültür olabileceğini hayal edecek: korkunç haksızlığın, adaletsizliğin farkına varmadan.
“Oh, batsınlar!” diyenlere söylenecek tek bir söz var: “Siz de gemidesiniz”.
Temel pratikler izlendiğinde hayvanlar gerçekten “insan” olurlar, olabilirler. Allahım, keşke başka türlü insan olmayı becerebilseydik!
Batı’nın yaşadığı büyük dönüşümden, Batı’nın batılılaşmasından hâlâ hiçbirimiz çıkabilmiş değiliz.
Doğu’ya doğru gidip kaybolan Yahudiler, her şeyi unutup Türk olmuşlardır. Türk olunca da bu sefer yeniden Batı’ya dönmeye kalkmışlardır...
Machiavelli'nin yaşamının sonunda yazdığı bu tarih, onun için çok değerli olan bir temayı ele alır: şehirlerin evrensel doğası.
Güncel bilgilerilerden /duyurulardan haberdar olmak için mail listemize kayıt olun.