Buradayım ben daha. Ne sözüm bitti ne de anlatacak hikâyelerim.
“Dilerim sorunlarımız barışla, demokrasiyle çözülür.” “Barışsa barış savaşsa savaş! Doğru yerde dur, bir daha başını belaya sokma.”
Toplantı salonunu dolduran kalabalık, “Kim onlar? İsimlerini söyleyin! Türkiye! Türkiye!” sloganları atarak ayağa kalktı…
Evet, ben de askerlik yaptım. 40 yaşımı geçmiş, hapisten yeni çıkmıştım askere gittiğimde.
Bizde darbelerin sonuncusu bastırıldı ve demokrasimiz acayip güçlendi, sağlamlaştı diyebiliyor muyuz?
“Muhafazakarların en büyük handikabı sola düşman olmak” deme noktasına gelmişti, “halbuki soldan öğrenecek çok şeyimiz var.”
“Önce merhaba Savcı Bey” dedim elimi uzatarak. Birkaç dakika elime baktı.
“Terörist senin babandır ulan! Gelirsem oraya başına yıkarım o binayı! Bunlar benim seçmenim!”
20 yıl öncesi ile günümüzü kıyaslıyorum. Her seferinde Dersim’i daha yorgun, daha hüzünlü görüyorum. Dersim’i, Munzur’u ve insanlarımızı…
Pertek feribotuna binerken Elazığ’dasınız, inerken Dersim’de. Olsun. Orası Elazığ, burası Dersim.
Güncel bilgilerilerden /duyurulardan haberdar olmak için mail listemize kayıt olun.