Distopya ötede bir yerlerde değil. İçinde yaşıyoruz yıllardır.
Savaş dediğin, strateji ve taktik dedikleri hileler dünyasıdır. Hile, savaşların olmazsa olmazıdır. Avcılar ve tüccarlar için de hile esastır.
"Nesnelerle aramızdaki ilişkinin bizi nasıl değiştirdiğini, kendimizi yeniden nasıl kurduğumuzu anlamaya çalışıyorum."
Konu burada dalgalanır ve Halil Şerif Paşa ile Bataille isimleri bir resim üzerinden buluşurlar.
“Hepimizin bildiği gibi moda olan her şey, illa ki demode olmaya mahkûmdur.”
Bu dünya, kaba tarihleme ile Spartakus’tan bu yana “atın önüne et, itin önüne ot” dünyası.
“5 dakkada değişir bütün işler” dünyasında Homeros’un, Troya’nın vb.’nin bir manası var mı?
Yakarsa dünyayı yoksullar mı yakar yoksa dünya muktedirlerce zaten yakılmış mıdır?
“Mağduriyet anlatısı”, benim dilimde hakikat büken kabuller çeşidinden. Bir çeşit gözbağı.
“Biz”in milli hali, içine doğulan bir sıvı gibidir. Anneler çocuklarını bu sıvının içine doğururlar. O çocuklar başka çocukları incitirler.
Güncel bilgilerilerden /duyurulardan haberdar olmak için mail listemize kayıt olun.