Soygun varsa, yolsuzluk varsa, kimse rekabet istemiyorsa, temel hak ve özgürlükler askıda ise, tabii ki düşman liberal demokrasi…
Özal’ın Başbakan seçilmesine rağmen sıkıyönetim kaldırılmadığından, askerler ülke yönetiminde fiilen söz sahibi oldu.
“Devlet Başkanının radyo, TV ve yurt gezilerinde yapacakları Anayasa’yı tanıtma konuşmaları hiçbir sûrette eleştirilemez…”
Özel bir düşmanlık ve hukuksal zorbalığın hedefindeki Ahmet Altan gene yılbaşına Silivri’de giriyor.
Ahmet’le aynı şekilde yatılı okuduğumuz yılların pazar akşam üstlerinde boş yatakhanelerin beraberce yollarını tutmamızı anımsıyorum.
“Eroica... Diktatörlük... Napolyon’dan ithafı geri almak filan... Ne demek bu?..”
Hazal bugün 10 yaşının içinde, ben de cezaevinde 10. yılımı geride bıraktım, biri birine uzanan ellerimiz hep tel örgülerle kesildi.
Yüz yıl önce, yüz yıl sonra körlemesine kendi etrafında dönüp duran bir kısır dans sanki buralarda yaşamak.
12 Eylül rejiminin forme ettiği “siyaset kurumu” çürüyor. İktidar ile muhalefetin birlikte oy ve üye kaybediyor görünmesi de galiba bu yüzden
Baskı dönemlerinin zulüm tırpanı şayet tamamen biçemediyse, on yıllık bir yaşam dilimini yok etmeye ayarlıdır.
Güncel bilgilerilerden /duyurulardan haberdar olmak için mail listemize kayıt olun.