Kadın sporcular, Olimpiyatlar ve medya

Erkek sporcular kadınlardan 3 kat daha fazla habere konu oluyor. Kadın sporculara dair haberler yaşları, saçları, makyajlarıyla ilgili

ASLI TUNÇ

02.04.2018

 
Geçtiğimiz Şubat ayında dünyadaki milyonlarca kişi televizyondan, radyodan ve internetten Pyeongchang’deki kış olimpiyatlarını takip etti. Olimpiyatların sona ermesinden hemen sonra 13 Şubat’ta UNESCO, kadın sporcuların medyada erkek sporcularla daha eşit yer bulması için kampanya başlattı. UNESCO bu raporunda dünyadaki spor yayıncılığı içeriğinin yüzde 4’ünün kadın spor karşılaşmalarına ayrıldığını ve spor haberlerinin sadece yüzde 12’sinin kadınlar tarafından sunulduğunu tespit etti. Bu veriler çok da şaşırtıcı değil aslında.

Bu konuda 1990’ların ortasından itibaren her olimpiyatta cinsiyet ayrımını bilimsel olarak kayda geçiren Andrew Billings’in bulgularını paylaşmakta yarar var. Billings Indiana Üniversitesi Spor İletişimi programının müdürü ve bulguları sadece Amerikan televizyonları için geçerli. Özellikle yaz olimpiyatlarında uzun bir süre erkek sporcular yüzde 2 gibi ufak bir farkla medyada kadınlardan fazla yer almışlar. Sonra bu eğilim 2012 yılına gelindiğinde birdenbire değişmeye başlamış. 2012 Londra Yaz Olimpiyatlarında kadınlar erkeklerden daha fazla medya görünümü elde etmiş. 2014 kış olimpiyatlarında bu fark yüzde 20’den yüzde 4’e inmiş. 2016 Rio Yaz Olimpiyatlarında ve Pyeongchang’ta da yine kadınlar Amerikan medyasında daha fazla medya görünürlüğü almışlar.

Billings bunu cinsiyet ayrımcılığına değil Amerikan kadın sporcuların erkeklerden daha fazla madalya toplamasına ve Amerikan milliyetçiliğine bağlıyor. Ancak olimpiyat yayınları sona erdiğinde Amerika’da da kadın sporcular yine ekranlardan ve spor sayfalarından kaybolup gidiyor. Bu durum, kadın sporcuların sadece medyada ne kadar göründüğü ile ilgili. Peki ya göründüklerinde nasıl sunuluyorlar? İşte o tamamen bambaşka bir hikâye sunuyor bizlere. Cambridge Üniversitesi kadın ve erkek sporcuların medyada nasıl ve ne kadar yer aldığına dair bir araştırma yaptı ve İngilizce yayımlanan gazeteler, akademik makaleler, tweetler ve bloglardan 160 milyon sözcük analiz etti. Sonuç: Erkek sporcular kadın sporculardan 3 kat daha fazla haberlere konu oluyor. Kadın sporculara dair haberler ise çoğunlukla medenî durumları, yaşları, saçları, makyajları, güzellikleriyle ilgili. Türkçe haber sitelerine de baktığımızda durum farklı değil. Bizde de “Kış Olimpiyatları’ndaki İsveçli kadın sporcu güzelliğiyle göz doldurdu” “… kadın sporcu güzel fiziğiyle izleyenleri büyülüyor”, “Güzel sporcu olimpiyatlara damga vurdu” manşetlerinden geçilmiyor.
 
2016 Rio Yaz Olimpiyatlarında Amerika’da NBC spor yorumcusu Macar yüzücü Kathinka Hosszu’nun hem kocası hem de antrenörünün Kathinka’nın “performansından sorumlu olduğunu” söyleyiverdi. Diğer bir kadın yüzücü o kadar iyiydi ki “erkek gibi” yüzmüştü. BBC’den bir yorumcu kadın judo müsabakasını “kız kavgası” (catfight) olarak tanımladı.
 
2018 Olimpiyatlarında cinsiyet ayrımcı dile özellikle dikkat edilmeye çalışılsa da aradan kaçanlar oldu elbette. Kadınlar ve erkekler aynı spor dalında aynı koşullarda antrenman yapıp aynı şartlarda yarışsalar da medyadan gördükleri tepkilerin birbirinden taban tabana zıt olması bir gecede değişemezdi. Örneğin, bir radyo yorumcusu 17 yaşındaki altın madalya sahibi snowboardcu Chloe Kim için, “küçük seksî popolu” deyince işinden oldu. NBC yorumcusu Avusturyalı kayakçının spor performansını değil evliliğini konuşup durduğu için tepki çekti. Kanada ve Amerikan buz hokeyi takım oyuncularının fiziksel görünümlerini karşılaştıran ve Amerikalı oyuncular için “pasaklı”, Kanadalılar için “top model” tanımlamasını yapan yorumcu da gözden kaçmadı. BBC yorumcularının tüm kadın sporculara “kızlar” diye hitap edip durması da dikkat çekiciydi. Medya kadın sporcuların fiziksel görünümü, özel hayatlarına pek bir meraklıydı ve onların başarısı günün sonunda erkek çalıştırıcılarına aitti.
 
Uluslararası Olimpiyat Komitesinin Yönetim Kuruluna ilk kadın 1990 yılında girdi yani ilk modern oyunların başlamasından neredeyse bir asır sonra. Bugün komitedeki 15 kişinin dördü kadın. Curling ve buz hokeyi dallarında kadın takımlarının olimpiyatlara kabulü ise 1998. Ağırlık kaldırma, tekvando ve triatlon dallarında kadınlar olimpiyata 2000 yılına kadar dahil olamadılar. Kadın boksu ise 2012 yılında olimpiyata girebildi.
 
Bizler ise “sultanlar”, “periler” gibi lakaplar eşliğinde kadın sporcularımızı desteklemeye çalışıyoruz. Kadın ve medya konusu temsilîyetten, cinsiyetçi dil kullanımından, kadın yönetici eksikliğine ve profesyonel sporcularda eşit ücret meselesine kadar uzanan geniş bir araştırma alanı. Sorunlar dünyada da ülkemizde de artık daha görünür ve tartışılır hâlde; kadın sporcuların mücadelesi ise yarışma alanları da dahil olmak üzere her yerde.