“Vilayet Türkiye”

Hayli sağlıklı ve halifelik ilanından bu yana şişmanlamış görünen Bağdadi’nin mesajında Türkiye’yi ilgilendiren pek bariz bir ayrıntı var

ÜMİT KIVANÇ

30.04.2019

İslâm Devleti örgütünün (DAİŞ-IŞİD; bundan böyle İD diyeceğiz) “halife”si Ebubekir el-Bağdadi, beş yıl aradan sonra ve hakkında çıkan bin türlü “öldürüldü” haberinin ardından karşımızda kanlı canlı boy gösterdi ve örgütünün bundan böyle dünyanın başına ne tür bir bela olacağına dair tahminleri doğruladı. Bağdadi, 2014 Temmuz’unda, İD’in henüz ele geçirdiği Musul’un El-Nuri Camisi’nde hilafet ilan ederken çekilen videosuyla yeryüzü sahnesinde yerini almış, sonra hiçbir fotoğrafı veya videosu görülmemişti. Yalnız geçen yaz sonunda “halife”ye ait olduğu iddiasıyla bir ses kaydı yayımlanmıştı. Uzmanlar güncel ayrıntılarla bezenmiş bu ses kaydının Bağdadi’ye ait olduğundan büyük ölçüde emindiler. 18 dakikalık son videoyu İD’in ajansı “El-Furkan Medya Vakfı” yayımladı. Bu, aynı zamanda, bu örgüt ajansının da 2016 Temmuz’undan bu yana, neredeyse üç yıldır yayımladığı ilk video. Nerede ne zaman çekildiği belli değil; Bağdadi’nin değindiği bazı ayrıntılardan, Nisan ayı içerisinde çekilmiş olabileceği düşünülüyor. Videonun siyah kareyle ayrılan ikinci kısmının başka tarihte çekilmiş olabileceği de ileri sürülüyor. Sri Lanka’daki katliamlara (21 Nisan) dair Bağdadi’nin söyledikleri yalnız ses kaydı olarak eklenmiş, İD liderinin bunları söylerkenki görüntüsü yok. Bu da, esas videonun bu katliamlardan -yani en az dokuz gün- önce çekilip kurgulanmış olduğunu gösteriyor.

Hayli sağlıklı ve halifelik ilanından bu yana şişmanlamış görünen Bağdadi’nin mesajında Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren pek bariz bir ayrıntı yeralıyor: Bağdadi’nin eline alıp örgüt faaliyetlerine dair bilgileri değerlendirdiği “dosya”lardan biri, “Vilayet Türkiye”ye ait. Aynı nitelikteki “Vilayet Kafkasya” ile beraber düşünüldüğünde, İD’in doğduğu büyüdüğü topraklardan kuzeye doğru sarkacağı -veya akacağı- anlaşılıyor. Bu cümleyi gelecek zaman kipinde kurmamız gayriihtiyarî iyimserlik sonucu değil, örgüt bundan böyle buralarda adıyla sanıyla, açıkça üstlenerek eylemler yapabilecek anlamında. Görünen manzara, yürütülmekte olan faaliyetlere dair bilgi değerlendiren lider görüntüsü. “Vilayet Türkiye” dosyasını “tetkik eden” lider, bu işi Afrika’daki cihatçı militanlara biat çağrısıyla aynı esnada yapıyor. “Vilayet Türkiye”, faaliyetlerin parçası.

Bağdadi’nin görüntülü mesajı derhal birçok uzman tarafından değerlendirildi, yorumlanmaya çalışıldı. Bazı başlıkları aktarayım, İD’in vaziyeti hakkında fikrimiz olsun. Sanırım bizi fazlasıyla yakından ilgilendirecek.

Genel perspektif • Bağdadi’nin şimdiye kadar örgütünün beslendiği zemin ve çerçeveyi genişletme eğiliminde olduğu görülüyor. Ortadoğu çemberi ve burada İD’in başarısını borçlu olduğu dinamik, Sünni-Şii çatışması, İD’in sabit toprak parçasında devletimsi yapı kurma hedefine öncelik verdiği geçmiş dönemde tuttukları yeri kaybetmiş görünüyor. Bunların yerine, aslî etkinlik alanını yeryüzünde neresi mümkünse oraya kadar genişletmek, düşman tanımında da Ortadoğu’nun Şii ahalisine saplanıp kalmamak hedefleniyor. Düşmanın “Haç/Haçlı (Hıristiyan) milleti” olduğu yeniden vurgulanıyor.

Globallik iddiası • ABD+uluslararası koalisyon destekli Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı kaybettiği Bağuz savaşında İD’e komuta eden çeşitli militanları ismen sayan Bağdadi, bu yolla örgütün uluslararası yapısını vurguluyor. İsimlerini sayarak Bağdadi’nin örgüt tarihine bir “şehit komutanlar” paragrafı daha eklediği cihatçılar arasında, Bağuz’daki kuvvetlere komuta ederken ölen bir Suudi, onun yerini alan bir Iraklı, o da ölünce yerine geçen, Sina’dan bir Mısırlı, yine bir Iraklı, birkaç Suudi daha, biri Avusturalya’dan öbürleri Belçika ve Fransa’dan gelme üç kişi ve bir Çeçen var. (Cihat kahramanı Fransa vatandaşı, Hıristiyanlıktan dönme.) Bağdadi bu ayrıntılara, Bağuz savaşının intikamı için sekiz ayrı ülkede 92 eylem yapıldığı iddiasını ekleyerek, globallik imajını pekiştiriyor.

“Sebat” mesajı • Genel olarak somut eylem çağrıları ve önerileri içermeyen, daha çok “varız, örgütlüyüz, yaygınız, mücadele uzun” mesajı vermeyi amaçladığı anlaşılan videoda Bağdadi yine de birtakım somut hedeflere yönelik çağrılar yapıyor. Mali ve Burkina Faso’ya dadanmış cihatçıların kendilerine biat etmesini istiyor, meselâ. Sahra çevresindeki İD örgütünün şefi (2017’de Nijer’de dört Amerikan askerini pusuya düşüren, vücut kameralarını alıp askerlerin  son anlarını görüntüleyen ve bundan propaganda videosu yapan El-Kaide timinin artık belli ki İD’e biat etmiş reisi) Ebu Velid el-Sahravi’nin Fransa’ya yönelik intikam saldırılarını artırmasını buyuruyor. Ancak videonun esas olarak “mücadele uzun, yıkılmadık ayaktayız” demek üzere yayımlandığı belli: “Allah bize cihadı buyurdu, zafer vaat etmedi!” Video boyunca en çok tekrarlanan kavramın “sebat”  olduğu söyleniyor.

Peygambere göndermeler • Bağdadi, kendisi ve örgütünün İslâm peygamberinin izinden gittiklerini vurgulayacak simgelerin peşinde. İD’in “şehit” komutanlarını sıralarken, Bağuz’da biri öldükçe bir başkasının komutayı ele almasını “sahabeler de böyle yapmıştı” diye aktarıyor. Ağarmış sakalının uç kısımları kınalı. Sakalı kınayla boyamaya dair hadis var!

Anlamlı silah • Bağdadi, yanına konmuş Kalaşnikof modeliyle, kendisinin cihatçı liderler silsilesindeki yerini vurguluyor ve hatırlatıyor. 1986 model AKS-74U, El-Kaide kurucusu Usame bin-Ladin’in de, sonu İD’e varan Irak-Suriye cihatçılığının efsanevî lideri Ebu Musab el-Zerkavi’nin de birlikte epey görüntü verdiği bir silah. Afganistan’da Sovyet ordusundan ele geçirilmesi bu silahı cihatçılar için özellikle anlamlı kılıyor. Yanında silahı, yeleği ve pozuyla Bağdadi bu videoda, askerî önder/komutan kimliğiyle öne çıkmayı yeğlemiş. Hollandalı cihatçılık uzmanı Prof. Pieter Nanninga’nın dikkat çektiği üzre, videodaki lider kompozisyonu, imanlı savaşçılara dersler veren El-Kaide önderi Eymen el-Zevahiri’den çok, öldürmeye-ölmeye her an hazır Ürdünlü Zerkavi’nin mizansenlerine yaraşır tarzda: ‘Başkomutan, yer minderinde oturmuş, komutanları ve kurmaylarıyla savaş planlarını ele alıyor’ manzarası yaratılmış. Ve bu arada, kendisine raporlar (“dosya”lar) sunulan, bunları alıp inceleyen lider imgesiyle, hem örgütün tıkır tıkır işlediği hem Bağdadi’nin görevinin başında ve her şeye hakim olduğu izlenimi pekiştiriliyor.
 
Öngörüler ve Türkiye
 
Baştaki ayrıntıyla birlikte, İD’in bundan sonraki muhtemel stratejisi konusunda bütün uzmanların birleştiği tahmini tekrarlayayım: İD örgütü yakın vadede toprak elde ederek devletimsi hakimiyet kurmayı hedeflemeyecek. Belirli yerlerde yoğunlaşmayacak. Örgütlenmesini, faaliyetini ve eylemlerini bütün dünyaya yaymaya çalışacak. Kendini feda etmeye hazır militanları, bunların yakalanma tehlikesi başgösterdiğinde örgütsel her türlü izi kendileriyle birlikte ortadan kaldırmaya kararlı oluşları, zaten bağımsız hücreler tarzındaki örgütlenmesi, dolayısıyla hiçbir zaman bir ülkedeki bütün İD ağının ya da belirleyici kısmının bir anda ortaya çıkarılıp kontrol altına alınamayışı, ayrıca, her türlü sivil hedefi vurmayı meşru kılan bir “düşman” ve cihat anlayışına sahip oluşu, motorlu araçları yayaların üstüne sürme gibi eylemler için silaha, bombaya, militanları eleverecek yeraltı ilişkilerine gerek duyulmayışı, hattâ birçok eylem türü için hücre örgütlenmesine bile ihtiyaç olmayışı… İD’in yeryüzüne yayılmış terör stratejisinin başarı şansını ne yazık ki artırıyor.

Ve tarihin gördüğü en hunhar örgütlerden birinin “halife”si, örgüte gaz verme amaçlı “sebat” videosunda, almış, “Vilayet Türkiye” dosyasını inceliyor! Örgütün, hatırı sayılır desteğe ve taban örgütlenmesine sahip olduğu, bir dönem bizzat devlet yetkilileriyle temas kurabildiği, kimi eylemleri için meydanı serbest ve müsait bulabildiği, kimi zaman “n’apsınlar, öfkeli çocuklar” diye mâzur gösterilebildiği, kimi zaman katliamları “kokteyl terör” palavrasıyla örtüldüğü memleketimiz, “İslâm Devleti” örgütü için artık cephe gerisi değil. Doğrudan faaliyet alanı.

Orta vadede, yalnız Kürtleri ve onlarla adalet ve eşitlik içinde birlikte yaşamak isteyen başkalarını hedef almakla yetinmeyeceklerdir. Ancak belki baştan, “yine kollanırız” hesabıyla, öncelikle bu hedeflere yönelebilirler. Uygun konjonktürlerde, ihtiyaç duyulan anlarda ortaya çıkan TAK eylemleri yerine İD’inkiler pekâlâ geçebilir. Burası “Türkiye Vilayeti”; her şey mümkün.