Twitter’ı yönetmek öyle kolay mı

Costolo gidiyor, Dorsey geliyor peki Twitter neden bu kadar “başarısız”?!!

ASLI TUNÇ

15.06.2015

Eminim bir yıla kalmaz bir teknoloji şirketi olarak Twitter’ın içinde yaşananları bir Hollywood filmi olarak izleriz. Aslında son dönemde işler epeyce karışıktı Twitter’da. Şirketin başındaki Dick Costolo birkaç gün önce görevini 1 Temmuz’da Twitter’ın kurucusu 38 yaşındaki Jack Dorsey’ye devredeceğini açıkladı. Borsa derhal rahat bir nefes aldı. Costolo’nun açıklamasının üzerinden saatler geçmeden Twitter hisseleri 6-7 puan fırladı. Costolo son beş yıldır Twitter’ın başındaydı ve ilk yıllarda epeyce başarılı görünüyordu. Hatta 2013 yılında Time dergisi Costolo’yu dünyanın “etkili 10 teknoloji lideri” içinde saymıştı. Şirket 7 Kasım 2013’te başarıyla borsada halka açıldı. Peki bu kadar kısa süre içinde ne değişmişti? Twitter bir şirket olarak neden başarısız sayılıyordu?
 
İşte bu soruların yanıtı son iki gündür özellikle Amerikan gazetelerinin teknoloji ve finans sayfalarında uzun uzun tartışılıyor. Eski bir stand-up komedyeni olan Costolo’nun şirket çalışanları tarafından çok sevildiği, daha açık ve paylaşımcı bir şirket kültürü yarattığı da herkesçe kabul gören bir tespit. Oysa ki 32 milyar dolar değerindeki şirketin başındaki Costolo yeni kullanıcıları Twitter’a çekmeyi başaramadı.
 

Amerika’da ortalama bir sosyal medya kullanıcısının zamanın sadece yüzde 9’unu Twitter’da geçirdiği hesaplanınca şirket yönetimine güven azalmaya başladı. Costolo son derece ani yönetimsel kararlarının ardında net bir strateji de sunamayınca işler iyice karıştı. Şirketin idaresinde güç çekişmeleri, üst yönetimdeki sekiz kişinin yedisinin erkek olması, yeniden şirketin CEO’su olan ve yıllardır yönetim kurulunda yer alan Jack Dorsey’nin yoga ve moda dersleri yüzünden önemli iş toplantılarını kaçırıyor olması, egzantrik ve dağınık bir tip olarak bilinmesi Twitter’ı rakipleri için daha kolay bir lokma haline getirdi.
 
Wall Street’e göre ise sorun çok basitti. Şirket yeterince kârlı değildi. Hele nisanda gelen ilk çeyrek döneme ilişkin rakamlar tam bir düş kırıklığı yarattı. Kullanıcı sayısı artmıyordu. Özellikle gençler arasında Snapchat ya da Instagram gibi popüler değildi. Son beş yıldır rakipleri farklı aplikasyonlar geliştirirken Twitter ufak tefek makyaj değişikliklerle yetindi. Örneğin direkt mesaj özelliğini Facebook gibi ayırmadı ve hep gölgede bıraktı.
 
Son gelen bilgilere göre sadece bu uygulamada 140 karakterlik sınırı da kaldırdı. Oysa bu dönemde WhatsApp ve Snapchat’in kullanıcı özellikleri adeta uçuşa geçti. Her şeyden önce Twitter pek çok kişi için karmaşıktı, reklamları çekici değildi. Costolo vizyonunu kullanıcı artışı üzerine kurmaya çalıştı. 302 milyon kullanıcı yerine İnternette tweet’leri gören 500 milyon kişi üzerine gitmeyi hedefledi. Ancak bunu bir türlü başaramadı. Yatırımcıları mutlu edemedi. 1.4 milyar kullanıcısı olan Facebook ile boy ölçüşemedi. Bir milyardan fazla kişi Twitter hesabı açıp asla kullanmadı.
 
Twitter aslında iki sektöre dayanarak yükseldi. Biri gazetecilik diğeri ise pazarlama. Türkiye gibi ana akım gazeteciliğin yerlerde süründüğü, demokrasisi yaralı ülkelerde Twitter’ın her zaman özel ve anlamlı bir yere oldu. İlk elden tanıklıkların anlık olarak bilgi, fotoğraf ve video paylaştığı, insan hakları ihlallerinin tespit edilip yayıldığı, halının altına süpürülmeye çalışılan yolsuzluk ve kokuşmuşluk kanıtlarının kitlelere ulaşabildiği benzersiz bir platform olarak işlev gördü. Kitlesel hareketlerde benzersiz bir role ve etkinliğe sahip oldu. Costolo bu konuda her zaman titiz olduğunu ve ifade özgürlüğü savunucusu olduğunu vurguladı. Şirket, her ne kadar eleştirilse de hükümetlerin içerik kaldırma taleplerini yayınlayarak saydamlığa katkıda bulundu ve halen bulunmaya devam ediyor.
 
Pazarlamacılar için Twitter tüketicilerine erişebilecekleri basit ve ucuz bir yol olarak önem kazandı.  Ancak ne gazeteciler ne de pazarlamacılar Twitter’a yeni kullanıcı kazandırabildiler.
 
Twitter geçen yıl ABD’deki 19.2 milyar dolarlık mobil reklam pastasının sadece yüzde 3.6’sına sahip olabildi. Oysa Facebook aynı pastadan yüze 18.5; Google ise yüzde 36.9’lük paylar aldılar. Bu da Twitter’ın gelecek olan daimi CEO’sunun nasıl bir sorunla karşılaşacağının bir göstergesi.
 
Bakalım ileriki dönemde Twitter farklı atılımlarla Costolo’nun yapamadıklarını telafi edebilecek mi? Şirketin başına kim geçerse geçsin yatırımcıların, piyasanın ve rakiplerinin baskısı Demokles’in kılıcı gibi Twitter’ın üzerinde sallanacağa benziyor.