“İnsanları mucize mi kurtaracak?”

Evrensel, Çorlu tren faciasında 9 yaşındaki oğlunu kaybeden Mısra Öz’ün isyanını manşete taşıdı.

P24

08.07.2021

Evrensel gazetesinin manşetinde, “İnsanları mucize mi kurtaracak?” başlıklı haber yer aldı. “Çorlu’da kaybettiği oğlu için 1096 gündür adalet arayan Mısra Öz Evrensel’e konuştu” üst başlığıyla verilen haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Çorlu tren faciasında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, ‘Bu çocuğun adı Oğuz Arda Sel. 8 Temmuz Çorlu tren katliamında öldürüldü!’ diyerek tam 1096 gündür adalet bekliyor. Bugün 3 yıl oldu. 3 yıldır kimse tutuklanmadı, görevinden bile alınmadı. Ama Mısra Öz’e 3 yılda 4 soruşturma açıldı. Öz; ‘Gönül ister ki bana böyle hızlı işleyen yargı sorumlulara da işlesin’ diyor.

1096 gündür adalet arayan Mısra Öz, ‘Evladım geri gelmeyecek biliyorum’ diyor ve ekliyor: ‘3 Temmuz’da Ankara-Konya yüksek hızlı tren hattında Çorlu tren katliamını andıran görüntüler vardı, gördük. İnsanları mucize mi kurtaracak? 25 insanın ölümüne sebep olanlar, yargı önüne çıkmadan, ceza almadan dahası adalet sağlanmadan bu liyakatsiz düzen devam eder. Etmesin.’”

“Dejavu önlemi”

Karar gazetesi manşetinde, “Dejavu önlemi” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“İçişleri Bakanı’na yönelik iddialar karşısında AK Parti uzun süre sessiz kalırken Bahçeli ‘Soylu yalnız değil’ demiş, 24 saat sonra da Erdoğan sahip çıkmıştı. Tartışma gündemden düşmeyince Bahçeli 43 gün sonra yeniden Soylu’ya destek açıklaması yaptı. Gözler yine Cumhurbaşkanı’na çevrildi, aynı tablonun oluşup oluşmayacağı merak konusu oldu. Ancak dünkü AK Parti grubunun yapılmaması ‘Benzer sürecin yaşanması önlendi’ yorumuna yol açtı.

Suç örgütü lideri Peker’in İçişleri Bakanı aleyhindeki suçlamaları sonrası AK Parti kanadından destek açıklaması gelmedi. 23 günlük sessizliğin ardından MHP lideri ‘İçişleri Bakanı yalnız değil. Hedef Soylu değil Türkiye’ çıkışıyla tam destek verdi. Erdoğan, 26 Mayıs’taki AK Parti grup toplantısında bakana sahip çıktı. Yaklaşık bir aylık sürecin ardından Soylu’ya yönelik yeni suçlamalar kamuoyu gündemine yansıdı.

Kulislerde istifa ve görevden alınmaya yönelik iddialarla ilgili değerlendirmeler yapıldığı kamuoyuna yansıdı. AK Parti yine sessiz kalırken Bahçeli ‘Kim demiş Soylu desteksiz’ vurgusu yaptı. Öncekiyle ‘kopya süreç’ işleyince ‘Erdoğan bu kez nasıl bir yaklaşım sergileyecek?’ sorusu gündeme geldi. AK Parti grubu yapılmadı. Dünkü MKYK açıklamasında ve Erdoğan’ın katıldığı açılış törenindeki konuşmasında da Soylu konusu yer bulmadı.”

“Üniversite A.Ş.”

Birgün gazetesi manşetindeki, “Üniversite A.Ş.” başlıklı haberinde, “YÖK’ün raporu vakıf üniversitelerinin ticarethane gibi işlediğini gösterdi. Birçok üniversite projeye ayırdığının kat kat fazlasını reklama harcadı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2021 raporunu açıkladı. Raporda öğrenci başına düşen kitap sayısından akademisyenlere ödenen ücrete, üniversitelerin kontenjanından araştırma geliştirme (Ar-Ge) projelerine ve reklam-tanıtım harcamalarına kadar birçok çarpıcı detay yer aldı. Rapora göre toplam reklam ve tanıtım geçen yıla göre azalsa da yine de üniversiteler bu kaleme oldukça büyük paylar ayırdı. Bazı üniversiteler öz kaynaklı Ar-Ge projelerine oldukça düşük miktarlarda pay ayırırken reklam ve tanıtıma milyonlarca lira akıttı. Ayrıca kütüphane harcamaları 100 milyon 619 bin olurken reklam harcamaları ise 124 milyon 590 bini aştı.

Rapordaki çarpıcı verilerden biri öğrenci başına düşen kitap sayısı oldu. Rapordaki verilere göre 77 üniversitenin yalnızca 17’sinde öğrenci başına 10 ve üstünde kitap düşüyor. 18 üniversitede ise öğrenci başına düşen kitap sayısı 3 ve altında.

Rapordaki en çarpıcı detay ise öz kaynaklı Ar-Ge projeleriyle reklam ve tanıtım harcaması arasındaki farklar oldu. Ankara Medipol Üniversitesi öz kaynaklı Ar-Ge projelerine hiç harcama yapmazken reklam ve tanıtıma 1 milyon 67 bin harcama yaptı. Üniversite kütüphaneye de hiç harcama yapmadı” ifadelerine yer verdi.

Z kuşağının kabusu: İstismar ve işsizlik”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Z kuşağının kabusu: İstismar ve işsizlik” başlıklı haber yer aldı:

“Deloitte’un, bu yıl 10’uncusunu yayımladığı ve Türkiye’yi de kapsayan ‘2021 Y ve Z Kuşağı Araştırması’, son dönemde siyasetin de ana tartışma gündemi olan Z kuşağıyla ilgili ülke ekonomisinden kişisel kaygı ve korkulara kadar birçok konuda dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Araştırmaya göre ekonomik ve politik görünümle ilgili geleceğe dönük kaygılar yüksek. ‘Ülkenizdeki genel ekonomik durumun gelecek 12 ay içinde nasıl değişmesini bekliyorsunuz’ sorusuna Türkiye’deki Y kuşağı yüzde 54 ile ‘kötüleşecek’, yüzde 17 ile ‘aynı kalacak’, yüzde 20 ile ‘iyileşecek’ yanıtını veriyor. Bu oranlar Z kuşağında ise sırasıyla yüzde 47, yüzde 17 ve yüzde 18.

Aynı soruya dünya çapındaki Y kuşağı yüzde 43 ile ‘kötüleşecek’, yüzde 23 ile ‘aynı kalacak’ ve yüzde 27 ile ‘iyileşecek’ yanıtını verdi. Z kuşağının oranları da yine sırasıyla yüzde 41, yüzde 21 ve yüzde 27.

‘Ülkenizdeki genel sosyopolitik durumun gelecek 12 ay içinde nasıl değişmesini bekliyorsunuz’ sorusuna ise Türkiye’de Y kuşağı yüzde 48 ile kötüleşecek, yüzde 25 ile aynı kalacak ve yüzde 21 ile iyileşecek yanıtını verdi. Z kuşağının oranları da sırasıyla yüzde 42, yüzde 27 ve yüzde 15 oldu.

Y ve Z kuşağının endişeleri arasında, Türkiye’deki Z kuşağının dikkat çekici bir sorunu ise son yıllarda ülkenin önemli ve can yakan bir tartışma konusuna ışık tutuyor. Türkiye’deki Z kuşağının en büyük endişelerinin ikinci sırasında yüzde 32 ile ‘cinsel taciz’ var. Kısa geçmişte nasıl denetlendiği belli olmayan yurtlarda kalan çocuklara yönelik tecavüz olaylarıyla sarsılan Türkiye, son günlerde şort giydiği için bir erkeğin ağıza alınmayacak küfürlerine hedef olan genç bir kadını da konuşuyor. Üstelik bu suçları işleyenlere ilişkin cezaların yetersizliği ve uygulamalardaki sorunlar, Z kuşağının bu endişesini her geçen gün daha da büyütüyor.”