Her Gün 7 Kayıp: Cezalar Caydırmıyor, Aileler Adalet Peşinde
Robin, Sezin ve Talipcan’ın kaybı Türkiye’de adalet arayışını büyütüyor. Aileler bu ölümlerin sıradanlaştırıldığına dikkat çekerek, gerçek adaletin ancak caydırıcı ve adil cezalarla sağlanabileceğini söylüyor

20.04.2025
“18 yaşının altında bir sürücü görürseniz kaçın, çünkü sizi öldürürse ceza almayacak” diyor, 9 yaşındaki kardeşi Robin Berat Güner’i trafik kazasında kaybeden ağabey Azad Serhat Güner.
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 18 Ocak 2025 günü, Robin Berat Güner annesiyle yaya geçidinden karşıdan karşıya geçerken, ehliyetsiz Y.D’nin kullandığı otomobilin çarpması sonucu olay yerinde hayatını kaybediyor. Y.D ise 14 Nisan günü adli kontrolle serbest bırakılıyor, ardından kaçma şüphesiyle 16 Nisan günü tutuklanıyor.
Samsun’un Çarşamba ilçesinde ise 10 Aralık 2024 günü, 10 yaşındaki Sezin Sezgin’in ölümüne neden olan bir yıllık stajyer sürücü H.Ö ise ilk duruşmasının görüldüğü 11 Nisan 2025 günü yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.
Sezin Sezgin’in halası aynı zamanda davanın avukatlarından Özlem Sezgin Azal, “Trafik kazalarında kaybettiğimiz her can bu ülkede sıradanlaştırılmaya çalışılıyor. Maalesef cezalar caydırıcı değil. Bir yıllık tecrübesiz sürücüler veya Robin örneğindeki gibi de ehliyetsiz sürücüler rahat rahat çocuklarımızı öldürebiliyor” diyor.
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde de, 23 Ekim 2024 günü 19 yaşındaki motokuryelik yapan Talipcan Çavdar motoruyla ilerlerken, 58 yaşındaki H.E adlı servis şöförünün ona çarpmasının ardından, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybediyor. H.E hakkında da 14 Nisan 2025’te görülen davada adli kontrolünün devamına karar veriliyor.
Çavdar ailesinin avukatı Muhammed Emre Tayyar, servis şöförünün kazadan sonra olay yerinden uzaklaşarak aracının hasar alan yerini alelacele tamir ettirdiğini söylüyor. H.E’nin olay yerine ambulans çağırma gibi hastayı kurtarma girişimine girmediğini belirten Av. Tayyar “Delileri karatan bir şahsın bu durumda kaçma şüphesi de olur. İkinci duruşmaya kadar tutuklanması gerekirken, adli kontrol verildi” diyor.
Talipcan Çavdar’ın kardeşi Özge Çavdar da, “Biz bu acıyı yaşadıktan sonra kendimize gelemiyoruz. Kardeşimi öldüren şahıs servis şoförlüğü yaparak başkalarının hayatını da riske atmaya devam ediyor” diyor.
2024 yılında Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarında 2.713 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam, her gün ortalama 7 kişinin trafikte yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyor. TUİK 2023 verilerine göre ise, trafik kazalarında ölen her 10 kişiden biri 17 yaşından küçük. Bu kazarlarda sürücü kusurları ise yüzde 89 oranında.
Bu ölümler yalnızca bir istatistik değil. Bu üç ailede olduğu gibi yaşanan kazalar arkalarında kapanmamış davaları ve dinmeyen acıları bırakıyor.
Her bir davada, mağdur ailelerin ortaklaştığı temel duygu ise adaletsizlik. Kazaların ardından açılan davalar ya uzun sürüyor ya da tutuklamalar nadiren gerçekleşiyor ve verilen cezalar caydırıcılıktan uzak kalıyor.
“Araç fren yerine gaza basıyor, kornaya da basmıyor. Araçta yanında oturan kişinin ‘çocuk var’ uyarısına rağmen fren yapmıyor. Dolayısıyla bu “olası kasta” giriyor”

Robin Berat Güner burada 3 yaşında, diğer ağabeyi Ali Fırat Güner ile. Fotoğraf: Aile arşivi.
Robin Berat Güner’in bir sonraki davası 5 Mayıs 2025’te Elbistan 4’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. 14 Nisan’da görülen ikinci duruşmaya kadar 85 gün tutuklu kalan Y.D’yi hakkında mahkeme heyeti “delillerin büyük ölçüde toplanması, suça sürüklenen çocuğun savunmasının alınması, yaşının küçüklüğü, tutuklulukta geçen süre, Adli Tıp Kurumu raporu ve dosya kapsamını” dikkate alarak adli kontrolle serbest bırakıyor.
Ancak ağabey Azad Serhat Güner, raporlarda yüzde yüz haklı olmalarına rağmen kardeşini öldüren Y.D’nin yaşından dolayı serbest bırakıldığını dile getiriyor. 16 Nisan günü ise Y.D kaçma şüphesiyle tutuklanıyor. Ancak bir dahaki duruşmada Güner ailesi, Y.D’ye yaşından ötürü Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesi kapsamında ceza sorumluluğunun yaş indirimi uygulanabileceğine dikkat çekiyor.
Kamera görüntülerine yansıyan kaza anını ve tanık ifadelerini ağabey Güner şöyle anlatıyor:
“Kardeşim yaya geçidinden geçiyor. Araç fren yerine gaza basıyor, kornaya da basmıyor. Araçta yanında oturan kişinin ‘çocuk var’ uyarısına rağmen fren yapmıyor. Dolayısıyla bu “olası kasta” giriyor. Kişi bilinçli taksirle yargılanıyor. Kardeşimi 27 metre ileri fırlatıyor. Biz hastanede hayatını kaybetti sanıyorduk, aslında olay yerinde hayatını kaybetmiş. Kişi ise kaza anı hemen olay yerinden kaçıp avukatının yanına gidiyor.”
Ağabey Güner son olarak kardeşi Azad için, “Arabada yanıma ne zaman otursa 50 km hızla gitsem bile beni ‘yavaş sür’ diye uyaran bir çocuktu. Kırmızı ışıkta geçenlere çok kızardı. Derslerinde çok başarılı ve hırslıydı. Kazadan bir gün önce karnesini aldı. Karnesi için istediği Beşiktaş forması, ancak cenazeden sonra eve kargoyla ulaştı, mezar taşına bıraktık formayı.”
“Toplumun da tepkisi çok önemli. Kamu vicdanına ve vicdanlı olan herkese sesleniyorum. Bizlere destek olmanızı rica ediyorum. Başka Sezin’ler ölmesin istiyoruz.”

Avukat Özlem Sezgin Azal ve yeğeni Sezin Sezgin. Fotoğraf: Aile arşivi.
Sezin Sezgin’in bir sonraki duruşması ise 1 Temmuz’da, Çarşamba 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Bu kazaya dair de Berat’ınki gibi kamera görüntüleri mevcut. Görüntülere göre, Sezin Sezgin’in ölümüne neden olan bir yıllık stajyer sürücü H.Ö de frene basmıyor. Davanın avukatlarından, aynı zamanda Sezin Sezgin’in halası Özlem Sezgin Azal, iddianamede bilinçli taksir hükümlerini göremediklerini, 7 Mayıs’ta gerçekleşecek olan keşifte, bilinçli taksir olup olmadığınının araştırılmasını talep ettiklerini belirtiyor.
11 Nisan’da gerçekleşen ilk duruşmaya kadar H.Ö’ye elektronik kelepçe ile ev hapsi uygulanıyordu.
Bu kararın, ilk duruşmada bozulup H.Ö’nün serbest bırakılma kararı sonrası büyük bir üzüntü yaşadıklarını belirten Av. Azal, bu noktada kamuoyu duyarlılığının önemine ve etkisine vurgu yapıyor:
“Biz bu ülkede adaleti kendimiz sağlamaya çalışıyoruz. Kampanyalarla, basında çıkan haberlerle kamu vicdanını harekete geçirerek adalet sağlamaya çalışıyoruz. Elektronik kelepçeyi bir imza kampanyası başlatarak zorla taktırdık. Bu yüzden toplumun da tepkisi çok önemli. Kamu vicdanına ve vicdanlı olan herkese sesleniyorum. Bizlere destek olmanızı rica ediyorum. Başka Sezin’ler ölmesin istiyoruz.”
Özlem Sezgin Azal da yeğeni Sezin için, “Basketbolu, piyanoyu ve okulunu çok seven; çevresine sevgiyle yaklaşan, ılımlı ve zarif bir çocuktu” diyor.
“Kardeşimi öldüren şahıs servis şoförlüğü yaparak başkalarının hayatını da riske atmaya devam ediyor”

Talipcan Çavdar (orta) ve ailesi. Fotoğraf: Aile arşivi.
Talipcan Çavdar’ın bir sonraki duruşması ise 8 Temmuz’da Karşıyaka Ceza Asliye Mahkemesinde görülecek.
Aracıyla çarpıp, Talipcan’ın ölümüne neden olan ve olay yerinden kaçtığı belirtilen 58 yaşındaki servis şöförü H.E hakkında şu anda sadece adli kontrol cezası bulunuyor.
Kaza anına dair kamera görüntüsünün olmamasını, davanın Avukatı Muhammed Emre Tayyar şaşkınlıkla şu şekilde dile getiriyor:
“İzmir’in en gelişmiş ilçelerinden, merkez ilçeleriden olan Karşıyaka’da meydana geliyor kaza. Dolayısıyla her tarafı işletme ve kamu kurumlarıyla çevrili. İşletmelerin kameraları var, MOBESE sistemi var. Ama kaza anına dair net bir görüntü yok. MOBESE arızalı, ilerideki Jandarma kamerası olayın görüş açısının uzağında. Özel işletmelerin kameraları da kendi girişlerini gösteriyor.”
Av. Tayyar, mahkeme tarafından tekrar keşif yapılarak, bilirkişi raporunun hazırlanacağını ardından kusur durumunun tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’da gönderileceğini belirtiyor.
Ancak bu durumun Çavdar ailesi için uzun ve yıpratıcı bir süreç olduğunu vurguluyor Av. Tayyar: “ Bu raporun alınması daha önceki dosyalardan gördüğümüz üzere epeyce vakit alacaktır. Dolayısıyla bu da karar almayı, dosya hakkında karar vermeyi geciktirecektir. Mağdur aileleri daha da üzen husus yargılama sürecinin uzun geçmesidir.”
Av. Tayyar ayrıca, sağlıklı bir soruşturmanın yürütülmesi için, kaza anında kaçmasından dolayı, kaçma şüphesi belirtisi gösteren sürücü H.E için “Bir sonraki duruşmaya kadar tutukluğu sağlanmalıydı. Diğer birçok dosyada tutuklama olmasına rağmen bu dosyada olmaması aileyi son derece üzdü” diyor.
Talipcan’ın kardeşi Özge Çavdar da, “Motorkuryelik yaparak ailemizi geçindiren ve pırıl pırıl bir genç olan kardeşim artık aramızda değil. Adalete güvenmek ve devletimizin arkamızda olduğununu görmek istiyoruz. 19 yaşında bir gencin ölümüne sebep olan kişinin cezasının bu kadar gecikmemesini ve vicdanımızı bir nebze de olsa rahatlatacak bir ceza almasını istiyoruz. Kamuoyunun desteğini de bekliyoruz” diyor.
Robin’in, Sezin’in ve Talipcan’ın aileleri, bu davaların sadece adaletin sağlanması değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratması ve başka ailelerin aynı acıyı yaşamaması açısından da büyük önem taşıdığına inanıyor.