“AKP iç güvenlik restini çekti”

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, İç Güvenlik Paketi’nin kalan maddelerini Genel Kurul’a getireceklerini açıkladı. 

Cumhuriyet birinci sayfasının altında yer ayırdığı habere, “AKP iç güvenlik restini çekti” başlığını attı ve “Meclis’te çıkan kavgalarda toplam 7 milletvekilinin yaralanmasına neden İç Güvenlik Paketi’nin kalan iki maddesi bugün Genel Kurul’a geliyor. AKP, polise kolluk amirinin sözlü emriyle arama yetkisi veren uygulama ile ‘eylemlerde üniformayı andırır giysilere’ hapis öngören düzenlemeleri yasalaştıracak” dedi.

“Zehirlenme süreci”

Çözüm süreciyle ilgili yaşanan tartışmalar dün de devam etti.  

Cumhuriyet manşetinde, “Zehirlenme süreci” başlıklı habere yer verdi. “Erdoğan’ın ‘Gerekirse baldıran zehri içerim’ dediği ‘Barış süreci’ çözülme noktasına geldi” üst başlığını kullanan gazete, “Hükümet, Kandil ve HDP’yi suçladı. Genelkurmay, ‘PKK/PYD meşruiyet arayışında’ dedi. HDP, askere ateş püskürdü. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP Eşbaşkanı Demirtaş ve Kandil’in Erdoğan’a yönelik açıklamalarının ‘süreci zehirlediğini, iklimi bozduğunu’ söyledi. Erdoğan’ın çözüm sürecine karşıymış gibi gösterilmeye çalışıldığını savunan Akdoğan, ‘Cumhurbaşkanımız bu sürecin mimarıdır ve ona savaş açan bir yaklaşım kabul edilemez’ dedi. Genelkurmay, terör örgütü olarak nitelendirdiği PYD/PKK’nin kendisini ‘DEAŞ ile savaşan meşru bir güç gibi göstermeye çalıştığını’ söyleyince HDP’nin tepkisi sert oldu. Sırrı Süreyya Önder, ‘Bugün Kürtlere kükreyenler, bu ordunun başına çuval geçirildiğinde, generaller içeri atıldığında çıt çıkarmadı’ dedi. Pervin Buldan da TSK’yi siyasete müdahale etmekle suçladı” ifadelerine yer verdi.
 
Taraf, çözüm süreciyle ilgili krizin perde arkasını manşetine taşıdı. Gazete, “Çözümü askıya alın” başlıklı haberinde, “Erdoğan’ın ‘İzleme komitesini olumlu bulmuyorum’ açıklaması ile patlak veren çözüme ilişkin krizin perde arkası netleşti. Tartışmanın temelinde Saray ile hükümet arasındaki görüş ayrılığı var. AKP oylarının MHP’ye kaydığını gören Erdoğan, 7 Haziran’a kadar sürecin askıya alınmasını istedi. Hükümet ise bu talimatı, seçim öncesi ve sonrasında sokak hareketlerine neden olabileceği gerekçesiyle kabul etmedi. Bunun yerine Saray’ı oyalama taktiği uyguladı. Tepki gösteren Erdoğan sürece ilişkin eleştirilerine böyle başladı” ifadelerini kullandı.  

“Basın özgürlüğüyle ilgili endişelerinizi paylaşıyoruz”

ABD’li Kongre üyelerinin, Türkiye’deki basın özgürlüğüyle ilgili kaygılarını dile getirdiği mektuba cevap veren ABD Dışişleri Bakanlığı aynı endişeleri taşıdıklarını ifade etti.

Zaman gazetesi manşetin yanında yer ayırdığı haber için, “Basın özgürlüğüyle ilgili endişelerinizi paylaşıyoruz” başlığını kullandı: “ABD Dışişleri Bakanlığı, şubat ayında 88 Kongre üyesinin Bakan John Kerry’e hitaben kaleme aldığı mektuba cevap verdi. Kongre üyeleri, Türkiye’de yaşanan basın özgürlüğü ihlallerine ilişkin kaygılarına dile getirmişti. Kerry’nin yasama organı ilişkilerinden sorumlu sekreteri Julia Frifield’ın imzasını taşıyan cevap mektubunda, bakanlığın da benzer kaygıları taşıdığı ifade edildi. ‘Çeşitlilik ve medya organlarının bağımsızlığının zayıflatılmasına yönelik eylemler konusundaki kaygılarınızı paylaşıyoruz’ denildi.”

“14 yaşında başından vuruldu”

Polisin önceki gün Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirdiği operasyonda, 14 yaşındaki Deniz Genç başına isabet eden gaz fişeğiyle ağır yaralandı.
Taraf sürmanşetinde yer ayırdığı habere, “14 yaşında başından vuruldu” başlığını attı ve “Gazi Mahallesi’ndeki polis operasyonu sırasında, orta okul son sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Deniz Genç, polisin attığı gaz fişeğiyle başından yaralandı. Kulağının arkasına aldığı darbe sonucu kafatasında kırık meydana gelen Genç, yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor” dedi.

Hürriyet ön sayfasının altındaki habere, “Deniz Genç, 14 yaşında vuruldu” başlığını attı ve “Gazi Mahallesi’ne önceki gün düzenlenen polis operasyonunda başından yaralanan öğrenci Deniz ameliyata alındı” dedi.

“Naklen izleyecek”

Taraf gazetesinin sürmanşetinde, “Naklen izleyecek” başlıklı haber yer aldı: “Sarayında Türkiye genelindeki MOBESSE kameralarının çektiği görüntüleri izlemesine olanak sağlayan dev bir ‘Canlı Yayın Merkezi’ kurduran Erdoğan, şimdi de toplumsal olayları anı anına takip edebilmek için Saray’a 30 adet canlı yayın aracı aldırıyor. Bütçesi Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan karşılanan canlı yayın araçlarının tanesi 300 bin dolar. Araçların, her biri için gereken 7-8 personel ile uydu kiraları da hesaplandığında, 30 canlı yayın aracının devlete olan maliyetinin milyonlarca dolar olması bekleniyor.” 

“Kopya tutmadı, tezgah kuruluyor”

Zaman gazetesi manşetinde yer verdiği, “Kopya tutmadı, tezgah kuruluyor” başlıklı haberinde, “İptal edilen 2010 yılındaki KPSS ile ilgili soruşturma, kopya iddialarını ortaya çıkarmaktan çok bir kesimi zan altında bırakmaya yönelik algı operasyonuna dönüştü. Önce soruların Hotmail’den gönderildiği yazıldı. Microsoft yalanlayınca ‘Flaş bellekle verildi’ dendi. Bunu da Jandarma’nın raporu çürüttü. Kopya ile suçlanan kişi sayısı 3 bin 227. Ancak Savcı Yücel Erkman, bin 435’ini şüpheli olarak seçti. İkinci elemede sadece 82 gözaltı kararı verdi. Gözaltına alınan 8 aylık hamile kadın, Emniyet’te, ‘Çocuğunuzu hapishanede büyütmek istemezsiniz. İtiraf edin kurtulun’ diye tehdit edildi. Gülen, 30 yıl önceki ‘Devlette görev alın’ tavsiyesinden dolayı dosyaya dahil edildi. Oysa 28 Şubat yargısı, aynı iddiadan 8 yıl yargıladığı Gülen’e beraat vermiş, Yargıtay da onamıştı” ifadelerini kullandı.