“12 Mart’tan sonra ilk kez”

Hasan Cemal’in, yazısı nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma sadece Zaman, Taraf ve Bugün gazetelerinin birinci sayfasında yer aldı.

21.09.2015

“Akan kanın sorumlusu Saray’daki Sultan’dır, nokta!” başlıklı yazısı nedeniyle Hasan Cemal hakkında soruşturma başlatıldı. Cemal, “12 Mart’tan sonra hakkımda açılan ilk dava” dedi.
Zaman sürmanşetinde yer verdiği haberi, “Erdoğan eleştirisine bir soruşturma daha” başlığıyla anonsladı.

Taraf habere manşetin yanında, “12 Mart’tan sonra ilk kez” başlığıyla yer verdi ve “Hasan Cemal’e ‘Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır, nokta!’ başlıklı yazısı nedeniyle soruşturma açıldı. İfadeye çağrılan Cemal, ’12 Mart’tan sonra hakkımda açılan ilk dava’ dedi” ifadelerine yer verdi.

Bugün sürmanşetindeki habere, “Darbeden sonra ilk dava” başlığını attı ve “Türk basının duayen ismi 46 yıllık gazeteci Hasan Cemal hakkında, T24’teki köşe yazısından dolayı soruşturma başlatıldı. Cemal, ‘Cuntalar, darbeler, olağanüstü haller, sıkıyönetimler gazeteciler olarak çok zor dönemlerden geçtik. Acı olan şu ki 12 Mart’tan sonra hakkımda açılan ilk dava’ dedi. Cemal, Harvard Gazetecilik Vicdan ve Dürüstlük Ödülü’nü alan tek Türk” ifadelerini kullandı.

“Erdoğan masayı neden devirdi?”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Erdoğan masayı neden devirdi?” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “HDP’de üst düzey bir kaynağa göre Dolmabahçe zirvesinde üzerinde uzlaşılan ‘müzakere’ süreci Erdoğan’a eksik ya da yanlış anlatıldı. Çünkü Erdoğan, Dolmabahçe’deki toplantı ardından PKK’ye yönelik net bir ‘silah bırak’ çağrısı bekliyordu. HDP’li kaynağa göre Dolmabahçe’den takvime bağlanmış bir silah bırakma süreci çıkınca Erdoğan’ın 7 Haziran seçimi sonrası başkanlık hayalleri de suya düştü. Bu duruma sinirlenen Erdoğan, önce Dolmabahçe mutabakatını tanımadı, ardından da çözüm sürecini bitirdi” ifadelerine yer verildi. 

“650 bin seçmen kayıp”

Taraf gazetesi sürmanşetinde, “650 bin seçmen kayıp” başlıklı haber yer verdi: “7 Haziran’da oy kullanan 650 bin seçmenin kayıp olduğu tespit edildi. İddiaya göre muhtarların da desteğiyle muhalefet partilerine oy verdiği tahmin edilen seçmenlerin kayıtları siliniyor. 650 bin seçmenin üç ayda buhar olması Ankara’yı karıştırdı. MHP ve HDP’den oy alamayan AKP’nin bazı bölgelerde tespit edilen seçmenleri silerek, son sıradaki milletvekillerini kazanmayı planladığı öne sürüldü. Çok sayıda gelen şikayet ve ihbar üzerine iddiaların peşine düşen CHP, kayıp seçmenleri il il, tek tek çıkardı. İstanbul birinci bölgede 54 bin, ikinci bölgede 40 bin, üçüncü bölgede 51 bin civarında nerede olduğu belli olmayan seçmen kitlesi tespit edildi. Ankara birinci bölgede 19 bin, ikinci bölgede ise 14 bin artış var. Yurt genelinde yok olan 650 bin seçmen kaydına, 307 bin yeni seçmen eklendiğinde, 950 bine aşkın oya ulaşılıyor.” 

“Hazinenin mücahitleri”

Taraf gazetesinin manşetinde, “Hazinenin mücahitleri” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “İş dünyası hukuksuz operasyonlarla sarsılırken, Hazine’de geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantı, bürokratların operasyonlara nasıl ikna edildiğini gözler önüne serdi. Olay ekonominin amiral gemisi olarak bilinen ve her gün milyarlarca liralık kritik kararlara imza atan Hazine Müsteşarlığı’nda yaşandı. Daire Başkanı H. E. bir grup uzmanla toplantı yaptı. Toplantıda hukuksuz operasyonların ekonomiyi tehdit ettiğine dair eleştiriler gelince, H.E şunları söyledi: ‘Hükümet şu anda bir cihat yürütüyor. Savaşta da her şey mubahtır. Bunlar yapılmalıydı. Vicdanınız rahat olsun. Hükümete eleştiri, ümmetimize gelmiş sayılır. Ümmetimizi ayakta tutmalıyız” ifadelerine yer verildi.  

“Operasyonda skandal zinciri”

Bugün gazetesinin manşetinde yer alan, “Operasyonda skandal zinciri” başlıklı haberde, “Vergi rekortmeni Boydak ailesinin vakıf üniversitesine yönelik algı operasyonunun gerekçeleri hukuksuzluğun akıl almaz boyutunu ortaya serdi. İşte o skandal gerekçeler: Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada müştekilerin çelişkili ifadeleri dışında delile yer verilmedi. Memduh Boydak ve gözaltına alınan 10 kişiye 2003 yılında yapılan bir arsanın satışı soruldu. Oysa üniversite 2008 yılında kuruldu. 2008’de  üniversitenin kurulacağını öğrenip aynı bölgede arazi toplayanların arazileri üniversite satın almayınca ellerinde kaldı. Bunun üzerine arazi sahipleri ‘arsalarımız alınmadı’ deyip şikayetçi oldu. Savcı bu şikayetleri delil sayıp dosyaya koydu. Savcı, Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce üniversiteye satılan ve bilirkişinin 480 bin lira değer biçtiği arsa için arazi sahibinin yıllar sonra yaptığı şikayeti işleme koydu. Mahkeme kararının üzerine çıkıp satış için inceleme başlattı” ifadeleri kullanıldı.