“Yayın yasağını tanımıyoruz”

Hürriyet ve Bugün gazetelerinin manşetleri ise günün öne çıkan haberleri oldu.

16.10.2015

Ankara Katliamı’yla ilgili soruşturma için yazılı ve görsel medyaya hatta her türlü medyaya yayın yasağı getirildi.

Cumhuriyet logosunun yanında, “Yayın yasağı bizim için yok hükmünde” başlığını kullandı ve “Cumhuriyet, bildiğini, öğrendiğini yazmaya devam edecek” dedi.

Birgün gazetesi de manşetin üstünde, “Yayın yasağını tanımıyoruz” başlığını kullandı ve “Son yapılan açıklamaya göre 106 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı Ankara Katliamı’yla ilgili getirilen yayın yasağını, eleştiri yasağını asına ne denirse densin TANIMIYORUZ. Hükümeti basını değil IŞİD’i durdurmaya çağırıyoruz” dedi.

Hürriyet haberi manşetin yanında, “Soruşturmada yayın yasağı” başlığıyla verdi ve “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusu üzerine Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, başkentte 99 kişinin öldüğü cumartesi günkü canlı bomba saldırısıyla ilgili soruşturma için yayın yasağı kararı aldı. Mahkeme kararında aynen şöyle denildi: ‘Soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınlarının yapılmasının yasaklanmasına karar verilmiştir’” ifadelerini kullandı. 

“Besle kargayı…”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Besle kargayı…” başlıklı haber yer aldı. “IŞİD Türkiye’de örgütlenirken devlet görmezden geldi, iktidar yolunu açtı” üst başlıyla verilen haberde şu ifadeleri kullanıldı: “1-Kardeş Suruç’u uçurdu, ağabey Ankara’yı: Ankara katliamını yapan iki kişinin Adıyaman Dokumacı grubuna bağlı IŞİD üyeleri Yunus Emre Alagöz ve Ömer Deniz Dündar olduğu ortaya çıktı. Alagöz ile Dündar’ın Gaziantep’ten iki araçla Ankara’ya geldikleri ve saldırı öncesi Y.Ş ile birlikte keşif yaptıkları belirlendi. Terör nitelikli kayıp şahıs olarak aranan Yunus Emre Alagöz, Suruç katliamını yapan Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyiydi. Alagöz kardeşler ile Ömer Deniz Dündar, Adıyaman’da İslam Çay Ocağı’na gidip geliyorlardı. Diyarbakır saldırısının faili Orhan Gönder de bu grupla arkadaştı. 2-Emniyet serbest bıraktı: Saldırıyı gerçekleştirenlerden Ömer Deniz Dündar’ın babası M. Dündar, oğlunun Suriye bağlantısını doğruladı. Dündar, ‘Ben oğlumu Emniyet’e şikayet ettim. Emniyet’e, ‘bunu alın cezaevine atın’ dedim. İfadesi alındıktan sonra oğlum serbest bırakıldı. 8 ay sonra Suriye’ye gitti’ dedi. 3-Türkiye’de 10 bin cihatçı var: Suruç katliamının ardından, 12 Ağustos’ta IŞİD’e operasyon yapan Ankara Emniyeti bu tarihten sonra sessizliğe bürünmüş. 2003’teki El Kaide saldırılarından sonra güvenlik birimleri 1800 cihatçıyı yakın takibe almıştı. Bu takibin IŞİD’in Irak ve Suriye’de ortaya çıktığı 2013’ten itibaren bırakıldığı ve Türkiye’deki cihatçıların sayısının 10 bini bulduğu belirtiliyor. Hükümetin ‘paralel’ tasfiyesine denk gelen bu tarihte uzman polislerin görevden alınmasının cihatçı grupların elini daha da rahatlattığı ifade ediliyor. 4-CHP: Uyardık dinlemediler: CHP, Suruç katliamının ardından Adıyaman’daki IŞİD yapılanmasını raporlaştırmıştı. Raporda Ankara katliamını gerçekleştirenlerden Yunus Emre Alagöz’e özel dikkat çektiklerini hatırlatan Veli Ağbaba, ‘Burada büyük ve kasıtlı zafiyet var’ dedi. 5-Bombalar iki yılda böyle hazırlandı: AKP iktidarının Esad’ı devirmek hırsıyla cihatçılara verdiği destek IŞİD’i Ankara’nın göbeğinde üs kuracak noktaya getirdi, Türkiye’yi ‘cihada açılan kapı’ yaptı.”   
Haberin 4. maddesi Taraf ve Birgün gazetelerinin de manşetindeydi.

Taraf haberi manşetinden, “İşte katiller” başlığıyla verdi ve “100’den fazla insanın hayatını kaybettiği Ankara Katliamı’nda iki bombacı da aranan canlı bomba listesindeki isimlerden çıktı. CHP o iki ismi Suruç raporunda yazıp, uyarmıştı. CHP’nin Suruç heyetinde yer alan Veli Ağbaba, ‘Yeni katliamların yaşanacağını 9 Ağustos’ta haykırdık. Ama hükümete duyuramadık. İhmal değil, kasıt söz konusu’ dedi. Ankara Katliamı’nı gerçekleştiren isimleri de o raporda yazdıklarını anlatan Ağbaba, ‘Biri Rus asıllı biriyle evli. Örgüte birlikte katılmışlar. Diğeri Adıyaman’da çay ocağı işletip IŞİD’e eleman devşiriyordu’ diye konuştu” ifadelerini kullandı.

Birgün gazetesi ise manşetinde, “Adıyaman’da kime sorsanız gösterir” başlığını kullandı ve “Ankara Katliamı’nı yapan Yunus Emre Alagöz ve Ömer Deniz Dündar’ın isimleri CHP’nin 9 Ağustos’ta açıkladığı raporda da yer aldı. Raporu açıklayan Ağbaba, Birgün’e konuştu: Adıyaman’da kime sorsanız Yunus Emre Alagöz’ün ismini ezbere biliyor. Biz istihbaratçı değiliz, bizim gördüğümüzü devlet görmedi mi? Burada ihmalden çok daha ileri bir tablo, bir kasıt, bir göz yumma var’ dedi” ifadelerine yer verdi.

Haberin 2. maddesi ise Zaman ve Sözcü gazetelerinin manşetindeydi.

Zaman, “Oğlumu polise bildirdim, serbest bıraktılar” başlığını attı ve “Ankara’da 97 kişinin öldüğü katliamla ilgili zafiyetler zincirine yeni bir halka daha eklendi. Saldırıyı, emniyetin takibindeki 21 canlı bombadan ikisinin gerçekleştirdiği belirlendi. Canlı bomba şüphelisi Ömer Dündar’ın babası, IŞİD’e katılan oğlunu geri getirmek için defalarca emniyete başvurduğunu, polisin ise oğlunun ifadesini alıp serbest bıraktığını söyledi” dedi.       
Sözcü manşetten verdiği haber için, “‘Oğlumu cezaevine atın’ dedim ama serbest bıraktılar” başlığını kullandı ve “Ankara saldırısının göz göre göre geldiği, ailelerin ifadelerinden de anlaşılıyor… Devlet bombacıyı biliyormuş ama bir şey yapmamış..!” ifadelerini kullandı.

“Suruç katliamı 3 aydır otopside”

Bugün gazetesinin manşetinde, “Suruç katliamı 3 aydır otopside” başlıklı haber yer aldı: “Ankara’daki katliamla ilgili zafiyet tartışması sürerken Suruç saldırısını aydınlatmak için somut hiçbir gelişme olmadığı, otopsi raporlarının bile tamamlanmadığı ortaya çıktı. Suruç’ta 20 Temmuz’da gerçekleşen canlı bomba saldırısında hayatını kaybeden 33 kişiden 25’inin avukatlığını üstlenen Özlem Gümüştaş, Bugün’e konuştu. ‘Soruşturma dosyası hala emniyette, savcıya bile ulaşmış değil. Otopsi raporlarını istedik ancak savcı raporların tamamlanmadığını söyledi’ dedi. Gümüştaş, savcı ile ağustos ayında yaptıkları görüşmede Suruç failinin ağabeyinin terörden arandığı bilgisinin paylaşıldığını belirtti. Ardından ‘Ankara’daki patlamayı o ağabeyin yaptığı söyleniyor. Araştırma olduysa neden Ankara katliamı oldu? Suruç çözülseydi, Ankara olmazdı’ tepkisi gösterdi.”     

“Tarifeli aktarmalı”

Hürriyet gazetesinin manşetinde, “Tarifeli aktarmalı” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Resmi ziyarete gelen Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö’nün, Helsinki’den İstanbul’a Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferi ile uçtuğu ve buradan Ankara’ya aktarma yaptığı ortaya çıktı. Mütevazı kişiliğiyle bilinen Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, beraberinde 11 kişiyle birlikte uçağın business bölümünde uçtu ancak zaman zaman ekonomi sınıfına geçerek gazetecilerle sohbet etti” ifadelerine yer verildi.   

“Bu ilden HDP’ye oy çıkmayacak”

Taraf gazetesinin sürmanşetindeki, “Bu ilden HDP’ye oy çıkmayacak” başlıklı haberde, “IŞİD açıklamalarıyla tepki çeken Güneydoğu’daki bir ilin valisi, 2 Ekim’de ‘seçim güvenliği’ adı altında kaymakamları topladı. ‘Bu ilden HDP’ye oy çıkmayacak. Çıkarsa tarih önünde hesabını verirsiniz’ diyen vali, resmen AKP’ye oy istedi. Hükümet Konağı’nda yapılan toplantıda kaymakamlara nasıl çalışacakları konusunda yol da gösteren skandal vali, ‘HDP’nin çok oy aldığı köylerdeki muhtarları çağırın. Uyarıda bulunun, hatta tehdit edin’ diye konuştu” ifadelerine yer verildi.