“Beyaz Toros’a beraat”

JİTEM davasının tüm sanıklarının güle oynaya beraat etmesi az sayıda gazetede yer bulabildi.

09.11.2015

1993-1995 yılları arası işlenen 21 faili meçhul cinayetle ilgili davada, aralarında emekli albay Cemal Temizöz’ün de bulunduğu tüm sanıklar beraat etti. 

Cumhuriyet birinci sayfasının altında yer ayırdığı habere, “Cezalarında faili meçhul” başlığını attı ve “Çözüm sürecinin buzdolabına alınmasıyla, faili meçhullere ilişkin davalar beraatle sonuçlanmaya başladı. Son üç ayda, Silopi’de 6 köylünün gözaltına kaybedilmesi, Mardin Derik’te 13 köylünün, Hakkari Aşağı Ölçek köyünde çoban Nezir Tekçi’nin öldürülmesine ilişkin davalarda sanıklar beraat etti. Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1993-1995 yılları arasında meydana gelen 21 faili meçhul cinayetle ilgili olarak haklarında dava açılan, aralarında emekli Albay Cemal Temizöz ile eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın da bulunduğu 8 tutuksuz sanığın tamamı için beraat kararı çıktı” ifadelerini kullandı.   

Zaman haberi ön sayfasının altından, “JİTEM davasının bütün sanıkları beraat etti” başlığıyla verdi ve “Cizre’de 1993-1995 yılları arasında meydana gelen 21 faili meçhul cinayetle ilgili açılan JİTEM davasında tutuksuz sekiz sanığın tamamı beraat etti. Mağdur yakınları karara tepki gösterdi” dedi.

Özgür gündem sürmanşetindeki habere, “Devlet ‘iyi çocuklarına’ yine sahip çıktı” başlığını attı ve “Cizir’de, 1993 ile 1995 yılları arasında gözaltına aldıkları 21 yurttaşı katletmekten yargılanan JİTEM’ci Albay Cemal Temizöz’ün de aralarında bulunduğu 8 kişi hakkında karar duruşması öncesinde savcı, tüm katillere beraat istedi. Temizöz, Cizir için ‘Kobane’nin provasıydı, ben engelledim’ diyerek itiraflarda bulundu” ifadelerine yer verdi.

Evrensel manşetten verdiği haber için, “Beyaz Toros’a beraat” başlığını kullandı. Haberde, “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Van’daki seçim mitinginde gözdağı olarak hatırlattığı ‘Beyaz Toros’un simge davası olan Cizre JİTEM davası beraatle sonuçlandı. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 1993-95 yılları arasında Cizre’de 21 ‘faili meçhul’ cinayetin sorumlusu olan aralarında emekli albay Cemal Temizöz’ün de bulunduğu 8 sanığı tüm delillere rağmen akladı. Duruşmaya sanıkların savunmaları damga vurdu. Temizöz, 90’lı yıllarda Cizre’nin, Kobane’de yaşananların bir provası olduğunu savundu ve buna izin vermediğini söyledi. Adem Yakın ise ‘Ben JİTEM’i bilirim. Fransızca’da seni seviyorum demektir’ diyerek dalga geçti. Kamil Atak ise, önceki ‘Konuşursam yer yerinden oynar’ ifadesini inkar etti” ifadeleri yer aldı.    

“Göbels rejimi başladı”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu basına yönelik baskılara tepki gösterdi.  

Cumhuriyet Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına sürmanşetinde, “Göbels rejimi başladı” başlığıyla yer verdi: “Star gazetesi yazarı Cem Küçük’ün Aydın Doğan’a liste verip ‘Bunları kovmazsan bedelini ödersin. Seninle ilgili kararı ona göre vereceğiz’ demesi Kılıçdaroğlu’nu öfkelendirdi. CHP lideri bu sözleri ‘çok ağır bir cüret’ diye niteledi. Kılıçdaroğlu ‘Ülkeyi intikam duygusuyla yönetmeye kalkarsanız, felakete sürüklenirsiniz’ dedi ve ekledi: ‘Bir gazetecinin meslektaşlarının kovulmasını istemesinin tarihte örneği yok. Bu, Göbels’çi bir rejimin başladığının kanıtıdır.’”    

Sözcü manşetin üstünde yer ayırdığı habere, “Tehlikeli bir süreç” başlığını attı ve “CHP lideri Kılıçdaroğlu, İstanbul’da bazı gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldi. Toplantıya, AKP yandaşlarının muhalif basına yönelik saldırgan tavırları damga vurdu. Kılıçdaroğlu, bunun tehlikeli bir süreç olduğunu belirtip şöyle devam etti: ‘Başbakan balkon konuşmasında herkesi kucaklayacağını söylemişti. Eğer samimiyse basına yönelik baskılara tepki göstermeli. Medyanın pes etmemesi gerekir. Çok kötü bir ortamdan geçiyoruz. Bu yaşadıklarımız cadı avını anımsatıyor’” ifadelerine yer verdi.

Hürriyet, Kılıçdaroğlu’nun basına yönelik baskılarla ilgili sözlerini görmezden gelerek CHP liderinin AB’yi hedef alan açıklamalarını manşetine taşıdı. “AB ikiyüzlü” başlığını kullanan gazete, “CHP lideri Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği’ni Türkiye karşısında izlediği politika nedeniyle kuvvetli ifadelerle eleştirdi, ‘İlerleme raporunun seçim sonrasına ertelenmesi yanlış oldu’ dedi. ‘Avrupa Birliği, Türkiye karşısında ikiyüzlü bir siyaset izliyor. Kapalı kapıların ardında hükümetle ilgili eleştirel bir dille konuşuyorlar, buna karşılık kapının önüne çıktıklarında farklı şeyler söylüyorlar. Bu tutum Avrupa’nın etik değerleriyle de bağdaşmıyor. AKP, uygar dünya karşısında meşruiyet arayışı içinde. Bu meşruiyeti kazanabilmek, bunu dengeleyebilmek için Avrupa’ya her türlü tavizi verebilecek durumda. Avrupa da bu durumu biliyor ve bundan istifade etmek istiyor’” ifadelerine yer verdi.   

“Diyarbakır’da hem umut hem korku var”

Zaman gazetesinin manşetinde, “Diyarbakır’da hem umut hem korku var” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “HDP’nin 7 Haziran’da Güneydoğu’dan aldığı sonuç bir zaferdi; Kürt siyaseti üzerinde tekel kurmuş, AK Parti’yi sahadan silmişti. Ama AK Parti, 1 Kasım seçimlerinde sahaya ihtişamla geri döndü. Kürt siyasetinin karar vericileri şimdi izlenen stratejiyi sorguluyor. Eteklerdeki taşlar dökülse de asıl egemen gücün yani Kandil’in bildiğinden vazgeçmeyeceği endişesi hakim. Korku dağları bekliyor ama ‘her şeyin de bir çözümü var’ diye, içten içe bir iyimserlik söz konusu. HDP, en fazla oyu YDG-H’nin hendek kazıp kent savaşı başlattığı yerlerde kaybetmiş. 7 Haziran’da ‘eli güçlenirse barış gelir’ diye HDP’ye oy veren seçmenler, belli ki büyük bir hayal kırıklığı yaşamış. ‘PKK yüz yıl savaşsa da bu devletle baş edemez’ diyor oyunu HDP’ye verenler bile. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ise bıçakların bilendiğini, hızla yeni bir çatışma ortamına doğru gidildiğini üzülerek söylüyor” ifadelerine yer verildi.