“30 yaralının yaşam savaşı”
Birkaç gazete dışında basının büyük bölümü, Cizre’de yaşanan “işkenceli katliam”a bugün de sessiz kalmayı tercih etti.
28.01.2016
Cizre’de bir apartmanın bodrum katına sığınan yaralılar kurtarılmayı bekliyor. Cumartesi gününden bu yana, hayatını kaybedenlerin sayısı 4’e ulaşırken, yardım çağrıları cevap bulmuyor.
Cumhuriyet manşetin yanında yer ayırdığı habere, “30 yaralının yaşam savaşı” başlığını attı ve “Cizre’de 30’a yakın yaralı cumartesi gününden bu yana bir apartmanda kurtarılmayı bekliyor. Yaralılardan 4’ü yaşamını yitirirken cenazeler kokmaya, kimi yaralılar kangren olmaya başladı.
Özgür Gündem haberi sürmanşetinden, “Her yerden Cizir’e yürüyelim” başlığıyla verdi. Haberde, “Cizir’de AKP’nin yaraladığı 28 sivilden biri daha can verirken yaşamını yitiren yaralı sayısı 4’e çıktı. Yaralılar, ‘Halkımız Cizir’e akmalı’ dedi. Yaralıların aileleri ve HDP’li Faysal Sarıyıldız, canları pahasına yaralıları almak için harekete geçti. Yaralılardan gazeteci arkadaşımız Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş, ‘4 arkadaş pansumanı yapılmadığı için yaşamını kaybetti. Katliam yapmak istiyorlar. Kürt halkı ayağa kalkmalı’ dedi” ifadeleri yer aldı.
Evrensel gazetesi manşetinde, “Validen kan donduran yanıt” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Cizre’de günlerdir bodrumda bekleyen yaralılar için ambulans isteyen Faysal Sarıyıldız, Şırnak Valisinden ‘Yaralılar ambulansa yürüsün’ yanıtı aldı. Vali’nin akıl almaz cevabına tepki gösteren Faysal Sarıyıldız, ‘Belediyenin ambulansının girişine de izin verilmiyor. İçlerinde çok ağır yaralı olan inanlar için ‘Sokağa çıkıp gelsin’ deniliyor. Vali’nin talimat verdiği kolluk ateş açmasa bu insanlar yaralanmazdı’ dedi” ifadeleri kullanıldı.
“Aynı formül”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Aynı formül” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Malezya’da yolsuzluk iddialarının hedefindeki Başbakan Necip Rezak aklandı. Rezak’ın banka hesaplarındaki 681 milyon doların ‘Suudi kraliyet ailesinden bağış
olarak gönderildiğini’ açıklayan Başsavcı Muhammed Apandi Ali, suç delili olmadığını duyurdu. Apandi Ali’nin skandalı soruşturan savcının yerine Rezak tarafından atanmış olması örtbas iddialarını kuvvetlendirdi. 1MalaysiaDevelopment Bhd adlı kamu şirketinden başbakanın 5 ayrı kişisel hesabına 700 milyon dolar yatırıldığı iddia edilmişti. Rezak, istifa çağrıları arasında soruşturmayı yöneten başsavcıyı ve kendisini eleştiren yardımcısını görevden aldı. Medyaya baskıyı da ihmal etmedi. Skandalda son perde, yeni başsavcının gizemli bağışçının Suudi kraliyet ailesinden olduğunu duyurması oldu” ifadeleri yer aldı.
“Yargıtay örgütlü suç dedi”
Yargıtay, Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerine açılan davayı ana davayla birleştirdi.
Zaman ön sayfasının altında yer verdiği habere, “Dink davası, yeni kurulan özel mahkemede” başlığını attı ve “Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Dink suikastında ‘kamu görevlilerin ihmali’ne yönelik davanın, cinayetle ilgili ana davayla birleştirilmesine karar verdi. Dava, 17-25 Aralık sürecinden sonra terör ve örgütlü suçlata bakması amacıyla kurulan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek” dedi.
Taraf gazetesi habere sürmanşetinde, “Yargıtay örgütlü suç dedi” başlığıyla yer ayırdı ve “Hrant Dink davasında Yargıtay kamu görevlileri hakkındaki davayı, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in yargılandığı ana dava ile birleştirdi. Gerekçe: ‘İki dava aynı kapsamda’” ifadelerini kullandı.
Evrensel birinci sayfasındaki habere, “Hrant cinayetinde dosyalar birleştirildi” başlığını attı ve “Yargıtay, Dink suikastı ana davasını, kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirdi. Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Engin Dinç gibi üst düzey emniyet görevlileri, Dink’i katleden tetikçi Ogün Samast ve Erhan Tuncel’le birlikte yargılanacak” ifadelerine yer verdi.
Sabah gazetesi manşetten verdiği haber için, “Dink suikastında paralel bağlantı” başlığını kullandı ve “Hrant Dink suikastı sanıklarını yargılama konusunda İstanbul 5’inci ve 14’üncü ağır ceza mahkemeleri arasındaki görev uyuşmazlığını görüşen
Yargıtay 5. Dairesi, dosyaların birleştirilmesine karar verdi. Buna göre, aralarında eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Akyürek ile eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Yılmazer’in de olduğu 26 sanık, Dink cinayeti sanıkları Samast, Hayal ve
Tuncel’le aynı davada yargılanacak. 5. Daire, Paralel polis şeflerinin suikastla fiilen ve hukuken bağlantılı olduklarına dikkat çekti. Böylece, kamu görevlisi sanıklarla cinayet sanıkları arasındaki ilişki ilk kez yargı kararıyla ortaya konuldu” dedi.
Yeni Şafak birinci sayfasının altında yer ayırdığı habere, “Samast’la birlikte yargılanacak” başlığını attı.
Akşam gazetesi haberi ön sayfasının altından, “Dink davalarına birleştirme kararı” başlığıyla anonsladı.
Hürriyet habere manşetin altında, “Hep birlikte yargılanacaklar” başlığıyla yer verdi ve “Yargıtay, Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerine açılan davayı ana davayla birleştirdi. Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tetikçi Ogün Samast, azmettiriciler Yasin Hayal ve Erhan Tuncel birlikte yargılanacak” ifadelerini kullandı.
“Akademisyenlere Nobelli 30 bilim insanından destek”
Nobel ödüllü 30 bilim insanı, “Barış için akademisyenlere destek” bildirisini imzaladı.
Cumhuriyet gazetesi sürmanşetindeki habere, “‘Onlar görevini yaptı’” başlığını attı. “Akademisyenlere dönük saldırılar konusunda Nobelli bilim insanlarından hükümete uyarı” üst başlığıyla verilen haberde, “Hükümetin akademisyenlere yönelik saldırılar konusunda uyarıldığı bildiriye imza atarak destek veren Nobel ödüllü isimler 30’u buldu. Bilim insanları, ‘Akademik görevlilerin barışçı çözümlere öncelik verilmesini kendi hükümetlerine hatırlatmaları, bir yurttaşlık görevidir’ dedi” ifadeleri yer aldı.
Birgün gazetesi sürmanşetinde yer verdiği haber için, “Akademisyenlere 30 Nobelli bilim insanından destek” başlığını kullandı: “Uluslararası Akademiler ve Bilim Toplulukları İnsan Hakları Ağı’nın Türkiye’de akademisyenlere yönelik baskıları eleştirerek hükümeti uyardığı bildiriyi Nobel ödüllü 30 bilim insanı imzaladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Akademik Kurulu da yayımladığı bildiride imzacı akademisyenlerin arkasında durdu.”