“Demokrasi dersi”

“Barış Bildirisi”ne imza atan üç akademisyenin tutuklanmasına yönelik tepkiler devam ediyor.

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Demokrasi dersi” başlıklı haber yer aldı. “Tutuklanan akademisyenlerin öğrencileri ‘Hocama dokunma’ diyerek ‘Barış kürsüsü’ oluşturdu” üst başlığıyla verilen haberde, “Akademisyenler Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya’nın terör propagandası yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmasının yankıları sürüyor. Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’un ‘Yarın dersim var. Öğrencilerime karşı sorumluluklarım var’ savunması hakimlik sorgusuna damgasını vurdu. Boğaziçi Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan’ın dün fakülte dersi vardı. Öğrencileri ve meslektaşları, ders saatinde topluca sınıfa girerek ‘Hocamızı yalnız bırakmıyoruz’ mesajı verdiler. Sınıfta toplanan 500 kişi, üç akademisyenin bildiriye imza attığı için tutuklanmasına tepki gösterdi” ifadeleri kullanıldı.

Birgün gazetesi habere manşetin yanında, “Üniversitelilerden hocalarına destek” başlığıyla yer ayırdı ve “Tutuklanan akademisyenlerden Esra Mungan’ın öğrencileri, hocalarının dün sabah programda olan dersine girdi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, ‘Akademisyenler yalnız değildir’ mesajı verdi. Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Chris Stephenson’ın ise sınır dışı edilmesi istendi” ifadelerine yer verdi.  

Yarına Bakış gazetesi manşetin yanında, “Akademisyenlerin tutuklanmasına aydınlardan tepki” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan öğretim üyeleri Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya tutuklandı. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, ‘Terörün önlenmesi için devlete çağrıda bulunabiliriz. Bunu istemenin karşılığında akademisyenlere katliam yapılıyor’ diye tepki gösterdi” ifadeleri yer aldı.    
    
Özgür Düşünce gazetesinin manşetinde, “12 Eylül’de bile tutuklanmadık” başlıklı haber yer aldı: “Darbecilerin 12 Eylül’de 1402 sayılı kanunla hedef tahtasına oturttuğu isimler ‘Barış Bildirisi’ni imzalayan üç akademisyenin tutuklanmasını yorumladı. Prof. Dr. Yakup Kepenek: ‘12 Eylül’de mahkemeye verilmedim. Sadece ODTÜ’nin kapısının önüne konuldum. Bugünkü gibi tutuklama yaşamadık.’ Yücel Sayman: ‘Korksanız da korkmasanız da tutuklanıyorsunuz.’ Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: ‘Hiçbir muhalif sese yer verilmeyen bir dikta döneminden geçiyoruz. Bu korkutma topluma dönük.’ Prof. Dr. Baskın Oran: ‘Yazıp çizenler üzerinde sıkıyönetim dönemlerinden çok daha korkunç bir baskı var. Bugün yapılan zulüm ne kanuna ne de hukuka uygun.’ Ertuğrul Günay: ‘İlan edilmiş açık bir darbe yok. Ama devletin meşru organları eliyle darbe uygulanıyor.’” 

“Destek için geldi, sınır dışı edilecek”

Tutuklanan akademisyenlere destek vermeye gidip gözaltına alınan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Chris Stephenson serbest bırakıldıktan sonra sınır dışı edildi. 

Cumhuriyet gazetesi manşetin altında yer verdiği habere, “Destek için geldi, sınır dışı edilecek” başlığını attı ve “Akademisyenlere destek için geldiği İstanbul Adliyesi’nde gözaltına alınan İngiliz akademisyen Chris Stephenson, serbest bırakıldı. Polisler sınır dışı etmek için Stephenson’u Göç İdaresi Başkanlığı’na götüreceklerini söyledi” ifadelerini kullandı. 

Özgür Gündem gazetesi, İngiliz akademisyen Chris Stephenson’un sınır dışı edilmesine sürmanşetindeki, “İfade özgürlüğüne ‘terörist’ saldırı” başlıklı haberinde yer ayırdı: “Erdoğan’ın Barış Bildirisi’ne imza atan akademisyenleri ‘linç edin’ talimatı sonrası Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy tutuklandı. Akademisyen Chris Stephenson için ise sınır dışı kararı verildi. Akademisyenler, ‘Barış mücadelemizi sürdüreceğiz’ derken, tutuklama terörü büyük tepki çekti, öğrenciler hocaları için eyleme geçti.”     

Star gazetesi ise haberi manşetin yanından, “PKK yandaşı İngiliz akademisyen sınır dışı” başlığıyla anonsladı.

“Bir gün herkes terörist olabilir”

Birgün gazetesi manşetinde, “Bir gün herkes terörist olabilir” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kızılay Katliamı’nı kullanarak kendisini koşulsuz destekleyenler dışında kalan herkesi ‘terör örgütü üyeliği’yle suçlamaya olanak sağlayacak yasal düzenlemeyi hayata geçirmeyi hedefliyor. Dün bir kez daha muhtarlara seslenen Erdoğan, ‘Tayyip Erdoğan gitsin demek; Milletimizin, bayrağımızın,  vatanımızın, devletimizin, tek olması anlayışı yıkılsın demektir’ ifadelerini kullanarak, açıkça ‘Ya bendensin ya düşmanımsın’ dedi. Erdoğan’ın bu amacı doğrultusunda ‘silahsız terör örgütü’ ve ‘bireysel terör’ tanımının anayasal olarak hukuk sistemine yerleştirilmesi bekleniyor. İlk olarak 2005’te dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından hazırlanan ancak tepkiler nedeniyle geri çekilen taslağa göre; ‘Terör örgütüne mensup olmasa dahi, örgüt adına veya birinci maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işleyenler de terör suçlusu sayılır’ hükmü koyulacak ve ‘terörist’ tanımının kapsamı genişletilecek” ifadeleri kullanıldı.    

“Günaydın Şansölye”

Cumhuriyet gazetesi sürmanşetindeki, “Günaydın Şansölye” başlıklı haberde, “Sığınmacı pazarlıklarının ‘başmüzakerecisi’ Angela Merkel, eleştirilere daha fazla kayıtsız kalamadı. Alman parlamentosuna hitap eden Merkel, Türkiye’ye açık çek vermeyeceklerini ifade etti. Merkel, ‘Gayet açık ki, Türkiye’ye basın özgürlüğü ya da Kürtlere yönelik muamele konusundaki kanaatlerimizi iletiyoruz’ dedi” ifadeleri yer aldı.