“Omuz omuza durma zamanı”
Havuz gazetelerinin hedefinde tutuklanan üç gazeteci ve Can Dündar vardı.
27.06.2016
Özgür Gündem gazetesine destek amacıyla “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” görevini üstlenen Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’in tutuklanmasına yönelik tepkiler devam ediyor. Nöbetçi yayın yönetmenliğini dün Can Dündar devralırken, birçok gazeteci de yayın nöbeti için hazır olduğunun açıkladı.
Özgür Gündem gazetesinin manşetinde, “Çoğaldıkça korkutuyoruz” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Nöbetçi Yayın Yönetmenlerimizin tutuklanması, dayanışma dalgasına yol açtı; gazeteciler, demokratik güçler ve dünya ayakta” üst başlığıyla verilen haberde, “Saray yargısının, Özgür Basın’a yönelik susturma politikalarına karşı gazetemizin Nöbetçi Yayın Yönetmeni Kampanyası’na katılan TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci Ahmet Nesin’i tutuklaması, dünyada ve ülkede dayanışma serhildanına yol açtı. DİSK, KESK, İHD, TİHV, TTB, TMMOB ve basın kurumları gazetemizde basın açıklaması yaptı. Tutuklamalara sert tepki gösteren demokratik güçler, ‘Faşizme inat dayanışmayı daha da büyüteceğiz. Arkadaşlarımızı derhal bırakın’ dedi” ifadeleri kullanıldı.
Gazete manşetin altında konuyla ilgili üç ayrı habere daha yer verdi. “İnadına dayanışma” başlıklı haberde, Dün gazetemizin Nöbetçi Yayın Yönetmenliği’ni devralan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, ‘Dayanışırsanız, sizleri tutuklarız demek istiyorlar. Bizler de mesajı aldık ve dayanışmaya geldik. İnadına dayanışacağız’ dedi” ifadeleri yer aldı.
“Nöbet büyüyor” başlıklı haberde, “108 gazeteci, Nöbetçi Yayın Yönetmenliği için yeni bir kampanya başlattı. Gazeteciler adına gazetemizde açıklama yapan ETHA muhabiri Arzu Demir, ‘Bugünden itibaren Özgür Gündem Gazetesi’nin Yayın Yönetmenliği’ne adayız’ dedi” ifadelerine yer verildi.
“Dünya: Bu rezillik” başlıklı üçüncü haberde ise, “Nöbetçi Yayın Yönetmenlerimizin tutuklanmasına dünyadan da büyük tepki geldi. Af Örgütü, ‘Sivil topluma saldırı’ derken, İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW ve Freedom House, ABD ve AB’yi göreve çağırdı. Dünya basını ise rezil kararı eleştirerek geniş yer ayırdı” ifadeleri kullanıldı.
Cumhuriyet gazetesi sürmanşetindeki, “Omuz omuza durma zamanı” başlıklı haberde, “Tutuklanan 3 aktiviste destek olmak için başlatılan ‘Özgür Gündem Yayın Yönetmenliği’ni dün Can Dündar devraldı. Dündar ‘Aktivistlerin tutuklanmaları hepimize mesajdı. Bugünler herkesin bir arada durma zamanı. Kendi hukukumuza ve özgürlüğümüze sahip çıkma zamanı’ dedi. Özgür Gündem, dün, ‘İnadına Dayanışma’ manşetiyle çıktı” ifadelerine yer verdi.
Yarına Bakış gazetesi birinci sayfasının altındaki habere, “Tutuklamalar yıldırmadı, yayın nöbetine 108 aday” başlığını attı ve “Özgür Gündem Gazetesi’nin nöbetçi yayın yönetmenliği kampanyasına destek veren Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin ve Prof. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına tepki yağıyor. Can Dündar nöbetçi yayın yönetmenliğini devralırken Hasan Cemal, Perihan Mağden ve Baskın Oran’ın da aralarında bulunduğu 108 gazeteci aday oldu” dedi.
Evrensel gazetesi manşetinde, “Mesajı aldık, dayanışmaya geldik” başlığını kullandı ve “Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla gazeteci, yazar ve aydınların başlattığı ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına destek veren TİHV Başkanı ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Yazar Ahmet Nesin’in tutuklanmasının ardından dayanışma çığ gibi büyüdü. 108 isim, nöbeti devralmaya aday olduğunu açıkladı. Dünkü Nöbetçi Yayın Yönetmeni Can Dündar, ‘Dayanışırsanız, mağdurun yanında durursanız sizleri tutuklarız demek istiyorlar. Bizler de mesajı aldık ve inadına dayanışma içerisinde bulunmaya geldik’ dedi” ifadelerine yer verdi.
Star gazetesi haberi manşetin yanından, “PKK’nın gazetesine ‘can’ kattı” başlığıyla anonsladı.
Akşam gazetesi ön sayfasının altında yer verdiği habere, “Apo posteri altında gazete yaptı” başlığını attı ve “Casusluk sanığı Can Dündar, PKK’nın yayın organı gibi faaliyet yürüten Özgür Gündem gazetesine dün yayın yönetmenliği yaptı. Bugünkü gazeteyi hazırlarken de fondaki Öcalan posterinden hiç rahatsız olmadı” dedi.
Sabah gazetesi ise manşetinde, “Savcı karşısında terörü savundular” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Terör örgütü PKK’nın yayın organı olarak nitelenen Özgür Gündem gazetesine nöbetçi yayın yönetmenliği dönemine ilişkin tutuklanan üç ismin savcılıkta skandal beyanlarda bulunduğu öğrenildi. Üç isim de terör örgütünün yüceltildiği haberlerden bilgi sahibi olduklarını ve yayımlamakta sakınca görmediklerini belirtti. Fincancı, ‘Başkaldırı ve silahlı çatışmaya teşvik haberleri ifade özgürlüğü kapsamında ele alınmalı’ dedi. Silahlı terörü açıkça teşvik eden yayınların arkasında durdukları için mahkemeye sevk edilen üç isim, terör örgütü propagandasında ısrarlı oldukları sabit görüldüğünden tutuklandı” ifadeleri yer aldı.
“Tabuta son çivi”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Tabuta son çivi” başlıklı haber yer aldı. “Sami Selçuk’tan AKP’nin yargıyı yeniden dizayn etme planına sert tepki” üst başlığıyla verilen haberde, “Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, yüksek yargı ile ilgili son yasa tasarısının yargı mesleğini yıkıp hukukun varlık nedenini tartışılır hale getirdiğini söyledi. Yüksek yargıya getirilmek istenen düzenin dünyada hiçbir modele uymadığını belirten Selçuk, ‘Yargının güvencesi çoğunluk iktidarınca örselendi. Bu alışkanlık sürerse hiçbirimiz sığınacak liman bulamayacağız. Elli yıldan bu yana yargıya bu denli el atıldığı bir dönemi yaşamadık’ dedi. İktidarın olağan hukuk düzeninde hiç kimsenin cüret edemeyeceği düzenlemeleri hayata geçirmeye çalıştığını belirten Sami Selçuk, ‘Bugünler eski bir yargıç olarak benim için yas ve utanç günleridir. Yasama organı dilerim hastalığa çare bulur, tabuta son çiviyi çakmaz’ uyarısında bulundu” ifadeleri kullanıldı.
“Kuveyt Türk’ü yakan Zarrab’ın kuryesi oldu”
Taraf gazetesi sürmanşetinde, “Kuveyt Türk’ü yakan Zarrab’ın kuryesi oldu” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Türkiye’nin önde gelen katılım bankaları arasında yer alan Kuveyt Türk’ün izi, bu kez 17 Aralık dosyasından çıktı. ABD’de İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ın yakalanması ile birlikte başlayan ‘kara para aklama’ soruşturması, Zarrab’ın 2009-2012 yılları arasında Türkiye üzerinden gerçekleştirdiği 87 milyar euro’luk transferin de mercek altına alınmasına yol açtı” ifadeleri yer aldı.