“Suikastın anatomisi”

Basın, Rus Büyükelçi Karlov suikastıyla ilgili gelişmeleri öne çıkarırken, istihbarat gazeteleri açılışı yapılan Avrasya Tüneli’ni manşete taşıdı.

21.12.2016

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Belki Rusya çözer!” başlıklı haber yer aldı. “Karlov suikastı karanlıkta kalmasın diye Moskova devrede” üst başlığıyla verilen haberde, “Rus Büyükelçi Karlov’un, çevik kuvvet polisi Mevlüt Mert Alıntaş tarafından Ankara’nın göbeğinde öldürülmesinden sonra soruşturmaya Rusya da dahil oldu. Dün Ankara’ya gelen 18 kişilik Rus heyet, hem Büyükelçi’nin hem de suikastçının otopsisine katıldı. İncelemede Büyükelçi’nin vücuduna 9 kurşunun isabet ettiği tespit edildi. Rus heyet otopsinin ardından olay yeri incelemesi yaptı. Heyet, soruşturmayı yürüten Ankara başsavcısı ve Başsavcı Vekili’yle görüştü. Olaya ilişkin detaylı bilgi alan heyet, araştırılmasını istedikleri konuları savcılara iletti. Öldürülen suikastçı Altıntaş’ın Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde önceden keşif yaptığı belirlendi. Kan örneği alınan Altıntaş’ın suikast öncesi özel ilaç kullanıp kullanmadığı da araştırılacak” ifadeleri kullanıldı.   

Evrensel gazetesi manşetinde, “Suikastın anatomisi” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Evrensel yazarları, Rusya Büyükelçisi Karlov’un, Polis Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmesinin arkasındaki politik zemini yazdı. Altıntaş’ın kullandığı ifadelerin de gösterdiği gibi, bu eylem iktidarın iç ve dış politikası ile ‘seferberlik’ söyleminden bağımsız olarak anlaşılamaz. İhsan Çaralan: Cumhurbaşkanı-Hükümet-Erdoğan cephesi, Karlov suikastının El Nusra’ya bulaşmaması için canhıraş bir gayret sergiliyor. Ki, bundan böyle de bu çizgide yürüyecekleri anlaşılıyor. Aydın Çubukçu: iktidarın provokasyon kavramını kullanmaya şiddetle ihtiyacı var. Sürekli gerilim, sürekli kuşku ve tedirginlik altında yaşayan bir toplumu yönetmek, ona her türlü akıl ve yasa dışı uygulamayı kabul ettirmek kolaydır. Provokasyonsuz yaşayamamak, provokatörlerin fıtratıdır. Fatih Polat: 12 Eylül’den sonra resmi devlet politikası olarak benimsenen ‘Türk-İslamcılık’, devletin güvenlik kurumlarındaki kadrolaşmanın çimentosu sayılmıştır. AKP iktidarı ile de, bu kadrolaşma eğiliminin İslami yönü güçlenmek üzere sürdürüldüğü sır değil. Mevlüt Mert Altıntaş da, bu politikanın elverişli ikliminde kendine polis teşkilatı içinde kolaylıkla yer bulmuş bir isimdir. Altıntaş’ın ‘Halep’i unutmayız’, ‘Suriye’yi unutmayız’ vurguları ise, siyasal iktidarın Suriye ve Halep politikasından bağımsız okunamaz. Sinan Birdal: Suikastçının attığı slogan yıllardır Suriye’deki savaşa ilişkin cihatçı bir propagandanın işlediği kitleleri hedef alıyor. Bu da mı FETÖ’nün işi? Ankara Rusya’yla anlaştı tamam ama vekiller, örneğin el Nusra buna uymak mecburiyetinde mi? Bugüne kadar kitleleri cihada seferber edenler şimdiki diplomatik çarkları bu kitlelere anlatma zorluğu çekecekler. Kamil Tekin Sürek: AKP hükümetinin Rusya ile Halep ve Suriye üzerine pazarlık yaptığı, ABD ve AB’nin mesafeli tutumuna karşı Rusya’ya doğru açılma çabaları sarf ettiği bugünlerde Büyükelçi suikastı ellerini zayıflattı. Şimdi alacaklarına karşı daha çok verecekler” ifadeleri yer aldı. 
             
Sözcü gazetesi manşetinde, “Suikastçının ipi kimin elinde” başlıklı habere yer verdi: “Katil polis saldırıda dinci örgüt El Nusra yemini etti. Bu örgütle bağlantısı olabilir. Okuduğu okullar, aldığı burslar ise FETÖ’yü işaret ediyor. İstihbarat örgütleri bile çıkabilir. İşaretler, arkasında bir gücün olduğunu gösteriyor.” 

Hürriyet manşetinde, “Suikast rezervasyonu 5 gün önce” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Rusya Büyükelçisi Karlov’u öldüren polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın suikast düzenlediği Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin bitişiğindeki oteli 14 Aralık’ta arayıp oda rezervasyonu yaptırdığı ortaya çıktı. Katil Altıntaş sergi davetini öğrenince önce bölgede keşif yaptı. Otelin 214 No’lu odasına da saldırıdan bir gün önce 18 Aralık’ta yerleşti. Olay günü saat 17.30 sularında otelden çıktı. Altıntaş’ın aynı evi paylaştığı avukat S.Ö. ve izin formunda adres gösterdiği ikametlerde kalan 3 polis ifade veriyor. Adli Tıp incelemesi de olay anına ilişkin detayları gün ışığına çıkardı. Karlov’un vücuduna 9 kurşun isabet etmişti. Suikastçı ilk etapta 4 kurşunla vurdu. Yerde yaralı yatan büyükelçiye 5 kurşun daha sıkıp ölene kadar başında bekledi. İçeriye operasyon yapan polislerle çatışmasında da 9 kurşun kullandı. Katilin neden sağ yakalanmadığı tartışma konusu. Bunda Altıntaş’ın ‘Silahını bırak’ çağrılarına ‘Ben buradan sağ çıkmaya gelmedim’ yanıtı vermesi etkili oldu” ifadeleri yer aldı.