“İfade özgürlüğünü değil, ifade verenleri artırdınız”

Birgün gazetesi “yargı reformu”nun lafta kalacağını iddia ederken, Evrensel Gezi eylemlerinin 6. yıldönümünde çocuklarını kaybeden ailelerle konuştu.

P24

31.05.2019

Birgün gazetesi ise Erdoğan’ın açıkladığı “yargı reformu”nu manşete taşıdı. “İfade özgürlüğünü değil, ifade verenleri artırdınız” başlıklı haberde, “AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’ni açıkladığı konuşmasında, tutuklama talebinin ölçülü olması adına önemli adımlar attıklarını iddia etti. ‘Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz’ diyen Erdoğan, ifade özgürlüğü konusunda önemli adımlar attıklarını öne sürdü. Ceza mahkemelerinin 24 saat çalışacağını ‘müjdeleyen’ Erdoğan, ‘İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak görüyoruz’ açıklamasında bulundu. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’nde 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunurken, Erdoğan’ın sözleri gerçeği yansıtmıyor. Zira AKP iktidarının yurttaşı cezalandırmayı temel alan anlayışı, 2018’in sonunda her beş yurttaştan birini şüpheli hale getirdi. Adalet Bakanlığı’nın 2018 yılı istatistiklerine göre, 2018 yılında soruşturmaya uğrayan 13 milyon 19 bin 166 yurttaş, 66 milyon 551 bin 604 olan erişkin nüfusun yüzde 19,6’sını oluşturdu. 2011 yılında 8 milyon 227 bin 710 olan şüpheli sayısı çoğu yıl nüfus artış hızından daha yüksek oranda arttı. 2012’de 8 milyon 635 bin 614’e, 2013’te 9 milyon 324 bin 457’ye, 2014’te 9 milyon 867 bin 242’ye çıkan şüpheli sayısı, 2015’te 10 milyonu aştı. 2015’te 10 milyon 279 bin 240 olan sayı, 2016 yılında 10 milyon 559 bin 327, 2017 yılında 11 milyon 985 bin 118 ve 2018 sonunda 13 milyon 180 bin 991’e çıktı” ifadeleri yer aldı.

“Acımız kaldı, umudumuz büyüdü”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Acımız kaldı, umudumuz büyüdü” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Cumhuriyet tarihinin en uzun ve en kitlesel eylemi olan Gezi’de toplumun ezilen kesimleri taleplerini meydanlara taşıdı. Alanları haftalarca terk etmeyen halkın üzerine kolluk güçleri ve ‘palalı’ diye anılan paramiliter gruplar sürüldü. 8 genç hayatını kaybederken, gözlerini kaybedenler de oldu, yüzlerce insan yaralandı. İktidarı elde tutmak isteyenler, çarpıtma haberlerle Gezi’yi, toplumu kutuplaştıracak bir propaganda malzemesine çevirmeye çalıştılar. Direnişin yıl dönümünde yaşamını yitirenlerin aileleri ve Taksim Dayanışması ile konuştuk. 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz, 10 Temmuz 2013’te Eskişehir’de Gezi eylemlerine destek için yapılan yürüyüş sonrası polis ve sivil giyimli eli sopalı kişilerce dövülerek öldürülmüştü. Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz, aradan geçen 6 yılı şu sözlerle özetliyor: ‘Antakya’da, bir köyde yaşayan küçük bir aileydik. Ama şu anda Türkiye’nin her yerinde ailemizin fertleri var. Şimdi çok büyük bir aileyiz.’ Gezi direnişi döneminde hayatını kaybedenlerden biri de 15 yaşındaki Berkin Elvan’dı. Berkin, 15, 16 Haziran gecesi, İstanbul Okmeydanı’daki evinden ekmek almak için yola çıkmıştı ancak polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu. 15 yaşına komada giren Elvan 11 Mart 2014’te öldüğünde 16 kiloya düşmüştü. Berkin’i vuran polis ise hâlâ tutuksuz yargılanıyor. Baba Elvan, ‘Bizim davada hukuksal olarak her şey bitmiş. Katilin tutuklanıp ceza alması gerekiyor ama hukuksuzluklar diz boyu. Bütün Gezi davalarında da gördük bu tabloyu. Ülkemizde hukukun ‘h’si kalmamış. Bizim davamızda da katillerin ceza almayacağını düşünüyorum. Ama bu davalar bitecek mi, hayır bitmeyecek. Bu hukuksuzlukları yapanlar bir gün elbet yargılanacak’ diyor” ifadelerine yer verildi.

“Doymadılar”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Doymadılar” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Ekonomik kriz nedeniyle hastanelerdeki temizlik, bakım, ilaç ve onarım maliyetlerinden tasarruf etmeye çalışan Sağlık Bakanlığı, yeni hükümet sistemine geçişin ardından Cumhurbaşkanlığı’nın ‘itibardan tasarruf olmaz’ anlayışına ayak uydurdu. 2017 yılındaki makam aracı ihalesinden 5 kat fazla bedelle ihale yapıldığı ortaya çıktı. Bakanlık tarafından yapılan 2017 yılındaki ihale ile bir tane bakan yardımcısı için 20 tane de bakanlık merkez teşkilatı için, araç kiralandı. Araçların yakıt ücretlerinin Bakanlık bütçesinden karşılanacağı ihalede, araçları kullanacak 20 de şoför dahil edildi. Bakanlık, ihale için yaklaşık 1.4 milyon yaklaşık bedel belirlerken ihale 1 milyon 251 bin TL’ye tamamlandı. 2017 sonunda tamamlanan hizmet alımının ardından yeni ihalede Bakanlığın ihale dosyası istenilen şartlarla kabardı. Nisan 2018’de ilanı yayımlanan duyurunun ardından 24 Haziran seçimleri öncesinde ihale apar topar tamamlandı. Biri bakan yardımcısının makam aracı, biri müsteşar makamı, ikisi koruma aracı olmak üzere toplam 29 araç için yapılan ihale, bir önceki yılın 5 katı fiyatına tamamlandı. Yeni ihalenin bedeli 5 milyon 623 bin TL’ye ulaştı. Bakan yardımcısı için kiralanacak aracın şartları, fiyatın neden katlandığını gözler önüne serdi. Makam aracının teknik özellikleri arasında, ‘motor hacmi 2950 cc’ ve ‘üzeri dört çeker e segment (üst sınıf)’ olması, ‘siyah renkte olması’ yanı sıra araçlarda ‘güvenlik, konfor paketi ve elektrikli açılır tavan’ şartı arandı. ‘Dört bölgeli tam otomatik klima’ istenen araçlarda, ‘ön ve arka koltuk ısıtma sistemi’, ‘uygun kauçuk paspas takımı’ da talep edildi. Bakanlığın lüks araçlar için fiyatı tek düşüren adımı araçların dizel yakıtlı istenmesi oldu. Bakanlığın 5 kat bedelli ihalesinde doküman alan sayısı 9 olurken, şartları sağlayabildiğini düşünen 4 firma teklifte bulundu. 2020 yılı sonuna kadar devam edecek makam aracı sözleşmesinin bedeli 5.6 milyon TL olarak belirlendi. İhaleyi kazanan firma ‘Kaya Seyahat Turizm’ şirketi oldu. 24 Haziran seçimleri öncesinde tamamlanan ve yeni hükümet sisteminin Sağlık Bakanlığı’na devredilen hizmet alımı ihalesini kazanan şirketin genel müdürü Mehmet Kaya’nın da 24 Haziran seçimlerinde AKP’den Ankara milletvekili aday adayı olduğu tespit edildi. Ancak Kaya, AKP yönetiminin aday listesinde yer almadı” ifadeleri kullanıldı.