“Aladağ faciası ders olmadı”

Birgün gazetesi manşetinde, “Aladağ faciası ders olmadı” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Aydın’ın Efeler ilçesine bağlı Girne Mahallesi’nde, Süleymancılar tarikatına ait Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği’nin ortaokul ve lise öğrencilerinin kaldığı 4 katlı binanın çatı katında henüz belirlenemeyen nedenden dolayı yangın çıktı. Yangını gören mahalle sakinlerinin uyarısı üzerine binadaki öğrenciler, dışarı çıkarıldı. Çatının tamamını saran alevler, itfaiye ekiplerince söndürüldü. Öte yandan yurtta yangın merdiveninin olmadığı öğrenildi. Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Dernek Başkanı Emin Korkut, ‘Buradaki öğrenci velilerine kiraya verdik. Tabii ki biz olayın vakıfı değiliz. Allah’a şükür can kaybımız yok. Klima motorundan çıktığı söyleniyor yangının. Burası LGS, küçük öğrenciler ve köylerdeki çocukların barındığı nokta oldu’ diye konuştu. Çevredeki yurttaşların beyanına göre ise yaklaşık 10 yıldır faaliyette olduğu öğrenilen öğrenci yurdunun işletme ruhsatı yok. Tabelası olmayan yurttan yangın esnasında tahliye edilen öğrencilerin bir anda kayıplara karışması akıllarda soru işareti bıraktı. Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2017 tarihinde ‘Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği’nin Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişi yaşamını yitirmiş, 24 öğrenci ise yaralanmıştı. Tutuklu tek bir sanığın bulunmadığı davanın karar duruşması yarın görülecek” ifadeleri kullanıldı.

“Adalete çağrı” Sözcü gazetesinin manşetinde, “Adalete çağrı” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adaleti herkes için istiyoruz, kainat için istiyoruz. Siyasi rakibimi hapse atacağım, dışarda ben konuşacağım. Bu mudur adalet? Gariban hapis yatacak, bu mudur adalet?' diye sordu… Kılıçdaroğlu, ‘Adaleti herkes için istiyoruz, kainat için istiyoruz. Siyasi rakibimi hapse atacağım, dışarda ben konuşacağım. Bu mudur adalet? Gariban hapis yatacak, bu mudur adalet? Eren Erdem, Osman Kavala neden içeride? Sırrı Süreyya Önder siyasette önemli bir entelektüel. Bırakın siyaset adamını önemli bir entelektüel niye içeride? Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Selahattin Demirtaş hangi gerekçeyle içeride? ‘Cumhurbaşkanı adayı olacağım’ diyor. Olabilirsin diyorlar. Seçime giriyor ama hapishanede kalacaksın diyorlar. Vicdan sahibi, adaleti isteyen her kişiye sormak istiyorum. Bu kişi cumhurbaşkanı olabiliyorsa hapiste ne işi var. Adalet sadece bizim için değil herkes için, insan için, evren için adalet istiyoruz. Barış bildirisine imza atan akademisyenler fikrini beğenin beğenmeyin neden içeride? Cumhuriyet yazarları neden içeride?’ dedi. İYİ Parti lideri Akşener, hakkında FETÖ soruşturması açılmasına sert tepki gösterdi. İşte sözleri: ‘Madem soruşturma açıyorsun, kaldırın gizlilik kararını, beni ifadeye çağırın. Çağırın ki FETÖ’nün siyasi ayağı kimmiş araştırılsın. Kim kiminle iş tutuyormuş, kim kimin döşeğine yatmış konuşalım’” ifadelerine yer verildi.

“Patronların hayalini bile aştılar” Evrensel gazetesi manşetindeki, “Patronların hayalini bile aştılar” başlıklı haberinde, “Koç Holdingin 3 yıllık sözleşme, vardiya sisteminde değişiklik ve mazeret izinlerinin azaltılması dayatmalarıyla tıkanan TÜPRAŞ’taki toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından sonuçlandırıldı. YHK Koç’un dayatmalarına karşı çıkan işçileri cezalandırır gibi bir karara imza attı. YHK’nin verdiği karara göre sözleşme 3 yıllık olacak, vardiya sistemi değişecek, mazeret izinleri 8 günde kalacak ancak amirlerin onayında olacak. En son yıllık enflasyon yüzde 18.71 olarak belirlenmesine rağmen, YHK, zam miktarını ise sadece yüzde 6 olarak belirledi. Koç yöneticileri ise işçilerin eylemlerinden sonra yaptıkları teklifte 3 yıllık sözleşmeden vazgeçmiş zam oranını yüzde 10’a çekmiş, vardiya değişikliğinde ise ısrarını sürdürmüştü. İzmir, Kocaeli, Batman ve Kırıkkale’de bulunan, Petrol-İş üyesi 4 bin 300 işçiyi ilgilendiren sözleşmenin YHK tarafından imzalanması rafinerilerde tepkiye neden oldu. Cuma gününden itibaren 72 saatten fazla bir süre iş yerlerini terk etmeyen işçilerin ilk tepkisi

sendikacılara oldu. Batman rafinerisi işçileri 5 kilometrelik yolu yürüyerek toplu şekilde fabrikadan ayrıldı. Aliağa rafinerisinde sonuç protesto edilirken işçiler bir yandan Koç’a diğer yandan sendika merkezine tepki gösterdi. Sendikacılara istifa çağrısı da yapan işçiler, sendika genel merkez yöneticilerini başarısız sonucun sorumlusu olarak nitelendirdi. İşçiler Genel Başkan Ali Ufuk Yaşar ve Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman arasındaki seçim yarışının kendi geleceklerini belirlediğini, kazanmak için yeterince mücadele verilmediği ifade etti. Sonuç açıklandıktan sonra Ali Ufuk Yaşar’a telefonla bağlandıklarını dile getiren işçiler, Yaşar’ın kararın rafineri şubelerinde verildiğini, yüksek hakem toplantısında da sonucu değiştiremediklerini söylediğini belirtti. Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay ‘Arkadaşlarla görüşmeler sonrasında toplantılarda olan biteni paylaşarak ilerledik. Alınan kararlar üyelerimizin yapmamızı istediği şeylerdi. Diğer şubelerde de böyle olduğunu düşünüyoruz. Bizim lehinizde karar çıkmayacağını bekliyorduk ancak tarihinde bu kadar kötü bir sonuç çıkmış mıdır, sanmıyorum. Bu kararı alırken neye dayanarak aldıkları, son tekliflerde yaşanan ilerlemeleri neden dikkate almadıkları, neden tamamen tek yanlı davrandıklarını sorgulamak lazım’ dedi” ifadelerini kullandı.