“AKP torbasından açlık ve baskı çıktı”

Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel gazeteleri, AKP’nin “torba yasa taslağı”nda gizlediklerini okuyucularıyla paylaştı

P24

10.04.2020

Birgün gazetesi manşetinde, “AKP torbasından açlık ve baskı çıktı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Saray yine şaşırtmadı. Salgının yarattığı tahribata karşı ‘müjde’ diye sunulan torba yasadan işçiye açlık, basına sansür, itiraz eden fişleme ve gözaltına alınmak düştü. Hükümetin hazırladığı torba yasa taslağı, işten çıkarmaları 3 ay süreyle yasakladığı için müjde olarak lanse edildi ancak işin aslı farklı. Taslakta vahim düzenlemeler var. İşten çıkarmaların yasaklanmasının doğru bir karar olduğunu savunan Doç. Dr. Aziz Çelik, ücretsiz izin düzenlemesine dikkat çekti. Çelik, ‘Ücretsiz izne ayrılacak işçiye her gün için 39.24 TL (aylık bin 117 TL) ödeme yapılması planlanıyor. Bu miktar, işçileri açlığa mahkum etmektir’ diyor. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, ‘Ücretsiz izni meşrulaştırmaya çalışıyorlar’ diye konuştu. Torba tekliğe göre polis internet yer sağlayacılarını denetleyebilecek. Uygunsuz olduğu iddia edilen içeriklerle ilgili 72 saat içinde resmi mercilere yanıt verilmesi zorunluluğu getiriliyor. Günlük girişleri bir milyondan fazla siteler için ‘Türkiye’de temsilci bulundurma’ şartı öngörüldü. Bu durumda Twitter ve Youtube gibi platformların kullanılmaz hale gelebileceği uyarısında bulunan Prof. Akdeniz, ‘Sansürde çıkmaz sokağa giriliyor’ diyor. CHP’li Erkek ise ‘Tüm ülke virüsle mücadele ederken AKP sansür derdinde’ dedi.”   

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Sansür ve açlık paketi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Hükümetin salgınla mücadele gerekçesiyle hazırladığı 62 maddelik ‘torba yasa taslağından’ sosyal medyaya gözaltı çıkarken, ekonomik alanda yeni düzenlemeler geliyor: Sorumlu bildirmeyen ve içerik kaldırmayan sosyal medyanın ağı daraltılacak. Varlık Fonu denetim raporlarının hazırlanmasında son tarih ağustosa ötelenecek. Öğrenci kredi ödemeleri hesabında mücbir sebep nedeniyle ‘Yİ-ÜFE’ uygulanacak. Kamu İhale Yasası değişikliğiyle mal, hizmet ve yapım işleri ivedilikle gerçekleştirilecek. Hazine taşınmazlarının satışı elektronik ortamda da yapılabilecek.”   

Evrensel gazetesi manşetindeki, “Patronlara ücretsiz izin kıyağı” başlıklı haberinde, “Sermaye örgütlerine ve işçi konfederasyonlarına da gönderilen torba kanun teklifinin işten atmaları yasakladığı bir aldatmacadan ibaret! Sadece 3 ay süreyle, yetersiz ve yaptırımsız bir sınırlama getiriyor. Bu arada işsizlik ve kasa çalışma ödeneği devre dışı bırakılarak, işçiler sefalete mahkum ediliyor. İş Yasası’na göre ücretsiz izne çıkarılabilmesi için işçinin yazılı onayı gerekiyor. Torba yasa teklifiyle ise patronlara ücretsiz izin hakkı İş Yasası’na girmiş oluyor. Böylece işçilerin ücretsiz izin dayatması karşısında tazminatlarını da talep edebilecekleri haklı fesih hakkı kısıtlanmış oluyor” ifadelerine yer verdi.

“Korkulan oluyor”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Korkulan oluyor” başlıklı haber yer aldı:

“Bafra Cezaevi’nde adli bir tutuklunun koronavirüsten ölmesinden sonra başka cezaevlerinde de virüsün yayıldığı haberleri geliyor. Kendilerini arayan bir tutuklu yakınından aldıkları bilgiyi aktaran İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ‘Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde Z.S. ve H.P adlı tutukluların testi pozitif çıkmış. Karantina koğuşu olmadığı için tekrar kendi koğuşlarına götürülmüşler ve buradaki diğer tutuklularda da Kovid-19 belirtileri çıkmış’ dedi. Hilvan T Tipi Cezaevi’nde tutulan Serhat Bulut, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, salgına yakalandığından şüphe ettikleri 6 hasta tutuklunun hastaneye götürülmediğini söyledi. Oğluyla konuşan Aynete Bulut şunları aktardı: ‘Oğlum bana ‘Buradaki yetkililer ciddi bir şey değil. Hastaneye götürülmelerine gerek yok. Koronavirüs değil’ dedi. Cezaevlerinde ölümler çıkmasın diye herkesin ses olmasını istiyorum. Cezaevleri kapıları derhal açılmalı.’”    

Karar gazetesi ise manşetinde, “Adaleti AYM’ye bırakmayın” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“İnfaz düzenlemesinde son viraja girilirken ‘adalet’ çağrıları arttı. Eşitsizliğe yol açan maddelere işaret eden hukukçular “Bu haliyle geçerse AYM’den döner” dedi. Muhalefetten de ‘Gaspçı çıkacak, tweet atan kapsam dışı kalacak’ itirazları yükseldi. Adalet ilkesini zedeleyen maddelerin gözden geçirilerek, toplumsal uzlaşının Meclis aşamasında tesis edilmesinin gerekliliği öne çıktı. 20 baro başkanının da ‘eşitlik çağrısı’ yaptığı teklifin Anayasa Mahkemesi’nden döneceği öngörülüyor. ‘Taksirle ölüme neden olma’ gibi suçların kapsama girmesiyle, Soma ve Aladağ facialarının sorumlularına da serbest kalma yolu açılıyor. Muhalefet partilerinin de sık sık gündeme getirdiği tutuklu gazeteciler ve düşünce suçluları ise tekliften faydalanamıyor. Hukukçular da düşünce suçluları ile tutuklu gazetecilerin kapsam dışı kalması ve çocuğu olan kadın mahkuma tahliye gibi maddeleri öne çıkarıp teklifin AYM’den dönebileceği uyarısı yapıyor. Prof. Dr. Adem Sözüer ise düzenlemenin kendi içinde ayrımcılıklar içerdiğini söyledi. ‘Bu teklifin en büyük riski, kim serbest kalacak, ne kadar serbest kalacak kimse bilemiyor’ diyen Sözüer, öncelikle sağlık açısından risk grubunda olanların tahliye edilmesi gerektiğini savundu. Paketle ilgili öğretim üyelerinden görüş alınmadığını dile getiren Sözüer, şöyle devam etti: ‘Mesele annelerin 6 yaşına kadar annelerin serbest bırakılmasıysa herkes için geçerli olmalı. Bu teklifin en büyük riski, kim serbest kalacak, ne kadar serbest kalacak kimse bilemiyor. Bu teklifteki ayrımcılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne gideceği ve iptal edileceği muhakkak. ‘Rahşan Affı’ dediğimiz affın sorunlarıyla bugün bile uğraşıyoruz. Mevcut teklifte ondan daha büyük ayrımcılıklar var. Yanlış bir takım uygulamaların önü açılıyor. Suça göre ayrım yapılamaz. Eğer, bir indirim veya bir af yapılacaksa bu belli bir ölçüye göre yapılmalı. Burada hiçbir ölçü yok. Çocuklu anneler bakımından ayrıcalık yapılıyor.’”