“Problemin nedeni sistemin kendisi”

Birgün gazetesi, eğitim sisteminin içler acısı halini manşete taşıdı.

19.06.2020

Birgün gazetesi manşetinde, “Problemin nedeni sistemin kendisi” başlıklı habere yer verdi:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Milli Eğitim Dergisi’nde yayımlanan ve ortaokul öğrencilerinin problem çözme becerilerinin incelendiği araştırma, eğitim sistemindeki yetersizliği bir kez daha gözler önüne serdi. Araştırmaya katılan beşinci sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlayamadığı için problemleri çözemediği, tüm ortaokul öğrencilerinin ise problem çözümünde sorun yaşadığı belirtildi. Araştırmada, ‘Ortaokul öğrencilerinin problem çözme ve oluşturma becerileri nasıldır?’ sorusuna yanıt arandı. Bu kapsamda, beşinci sınıf 20 öğrenciye problem sorusu yöneltildi. Probleme ilişkin cevap analiz tablosuna göre, 20 öğrenciden yedisi, problemi anlamak için çaba dahi göstermedi. Planı uygulama basamağında öğrencilerden sadece ikisi uygun ve doğru çözüme ulaşabilirken 18’i ise istenen performansı gösteremedi. Değerlendirme basamağında öğrencilerin tamamına yakını sonucu nasıl doğrulayacağını bilemedi. Altıncı sınıf öğrencilerinin problemi anlama ve çözme becerisi de düşük kaldı. Araştırmaya göre, altıncı sınıf 25 öğrenciden beşi kendilerine yöneltilen problemi anlamadığını ifade etti. Sorunun çözüm aşamasının plan hazırlama basamağında öğrencilerin hiçbiri uygun çözüme ulaştırıcı strateji belirleyemedi. Planın uygulamasında ise öğrencilerden dördü doğru ve uygun çözüme ulaşırken 21’i doğru çözümü bulamadı. Çalışmayı değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan şunları söyledi: ‘Gerçekten eğitim sistemimizin en başat sorunu okuduğunu anlamamak. PISA’da da okuma anlama konusunda da son sıralardayız. Bu da destekliyor araştırmayı. En temelde çocuklarımıza okuma alışkanlığı edindirmemiz gerekirken çocukların önüne test koyduğumuz için okuduğunu anlayan kendisini ifade eden çocuklar yetiştiremiyoruz. Eğitim sisteminin sınava yönelik modelden çocukların okuduğu, kendini ifade ettiği şekle dönmesi gerekiyor.’” 

Gazete ön sayfasının altında yer alan, “Kıskanılacak ülke!” başlıklı haberinde ise, “AB İstatistik Ofisi’nin hazırladığı satın alma gücü verileri TÜİK tarafından yayımlandı. Buna göre Türkiye 37 Avrupa ülkesi içinde satın alma gücü en yüksek 30’uncu ülke olabildi. Son 3 yıldır en sert değer kaybeden ülke Türkiye. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP’ye göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2019 yılı geçici sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 61 oldu ve AB ortalamasının yüzde 39 altında kaldı. Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk), 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) ve Birleşik Krallık kapsandı” ifadelerini kullandı.

“Umut yaratıyor”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Umut yaratıyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“HDP’nin Hakkâri ve Edirne’den aynı anda başlattığı ‘Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü’ sürüyor. Hakkâri’den başlayan yürüyüş Diyarbakır’a ulaştı. Yol boyunca halktan büyük ilgi gören yürüyüşçüler, Diyarbakır’da tüm engellemelere rağmen halk tarafından karşılandı. Diyarbakır’da kendilerini karşılayan halka hitap eden HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, ‘Bizim arkamızda halkların büyük gücü var. Bu güçle hedefimize ulaşacağız’ dedi. Edirne’den başlayan yürüyüş ise İstanbul’da halk buluşmaları ile devam ediyor. HDP heyeti önceki akşam Kadıköy’de kalabalık bir kitle ile bir araya geldi. Boğa heykeli önünde yapılan açıklamayı polis engellerken kitle HDP İlçe Örgütü önünde toplandı. ‘HDP umuttur, umut dimdik ayakta’ sloganı atan kitleye seslenen Bağımsız Milletvekili Cihangir İslam, ‘Bu güzel yürüyüşün bu ülkeye hakkı, hukuku, demokrasiyi getireceğine inanıyorum’ dedi.”

“Çocukların sağlığıyla oynamayın”

Evrensel gazetesi manşetinde, “Çocukların sağlığıyla oynamayın” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“1 milyon 750 bin öğrenci, vaka sayılarının yeniden arttığı bir dönemde Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılacak merkezi sınava girecek. Bu şartlar altında sınav yapılmasının çocukların sağlığıyla oynamak anlamına geldiğini belirten Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, ‘Tercihin öğrenciden, eğitimden yana değil, özel okul sahiplerinden, turizm şirketlerinden yana yapıldığı bir kez daha görüldü’ dedi. MSÜ sınavları sonunda yaşanan Kovid-19 vakalarını örnek gösteren veliler, ‘Bütün itirazlara rağmen sınavı yapıyorlar. Kendi okullarında sınava girecek çocuklar, 3 aydır görmedikleri arkadaşlarını görünce fiziki mesafeyi unutmayacaklar mı? Sınav çocuklarımızın sağlığından daha mı önemli?’ diyor. Salgın döneminde sınava girmek istemediklerini söyleyen öğrenciler ise streslerinin katlandığını söylediler.”  

“Bacadan yükselen skandal kokusu”

Cumhuriyet gazetesi manşetin üstündeki, “Bacadan yükselen skandal kokusu” başlıklı haberinde, “Bir kısmı çevre mevzuatlarına uymadığı için geçici süreyle kapatılan 6 santralın toplam 14 ünitesine 142 milyon liraya filtre takıldığı açıklandı ancak Sayıştay’ın Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) denetim raporuna göre 18 Mart Çan Termik Santralı’nın yalnızca 2 ünitesine 289 milyon liraya filtre takıldığı ortaya çıktı. Konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine taşıyan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın EÜAŞ 2018 denetim raporuna göre sadece 18 Mart Termik Santralı’na baca gazı kükürt arıtma tesisi kurulmasına 289 milyon 444 bin harcandığını anımsatarak ‘Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan çelişki! Ya 14 ünitenin filtresi standartlara uygun değil, ya da EÜAŞ’de milyonlarca lira yolsuzluk yapılmış. Hangi usulsüzlüğün veya yolsuzluğun yapıldığı sorusunun yanıtını Sayın Kurum’dan bekliyoruz’ dedi” ifadelerine yer verdi.