“Depremden önce niye yıkmadınız”
Karar, Birgün ve Sözcü gazeteleri, depremin yarattığı yıkımı büyüten ihmallere manşetinde yer verdi.
03.11.2020
Karar gazetesinin manşetinde, “Depremden önce niye yıkmadınız” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Çevre Bakanı‘nın İzmir’de depremden zarar gören binaların yıkımının başladığını açıklaması ‘Niye facia beklenmeden bu yapılmadı?’ sorusuna yol açtı. Onlarca kişiye mezar olan Rıza Bey ve Doğanlar apartmanlarında ‘oturulamaz’ raporu bulunmasına rağmen bu binaların boşaltılması ve yıkılması için depreme kadar harekete geçilmedi. 'Tabut binalara’ yalnızca tespit değil müdahale için de kurumlararası mekanizmanın işler hale getirilmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. İzmir felaketi fay kuşağındaki Türkiye’nin depreme ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 15 saniyede yıkılan binalara yıllar önce çürük raporu verilmesi ise ayakta zor duran yapıların neden şimdiye kadar yıkılmadığını gündeme taşıdı. Çevre Bakanı Kurum ağır hasarlı ve yıkık bina sayısının 58 olduğunu duyurdu. ‘İki binada yıkım çalışması başladı’ dedi. Acı tablo, 20 yıldır gerekli adımların yeteri kadar atılmadığını ortaya koydu. Bakanlık, belediye başta olmak üzere depreme karşı kurumlar arasındaki koordinasyonsuzluk öne çıktı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ‘Yıkım yetkimiz yok inceleme yetkimiz var’ dedi. Afet bölgesinde incelemelerde bulunan CHP heyeti ise ‘Fay Yasası’nın’ bir an önce gündeme gelmesi gerektiğini belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ‘Başta İstanbul olmak üzere fay hattı üzerindeki tüm şehirlerde risk analizi yapılmalı’ dedi.”
“İtibardan değil yaşamdan tasarruf!”
Birgün gazetesi manşetinde, “İtibardan değil yaşamdan tasarruf!” başlıklı habere yer verdi:
“Lüks ve şatafattan ‘ülke itibarı’ savunması yaparak vazgeçmeyen iktidar, konu 18 bin okulun depreme dayanıklı olup olmadığının incelenmesine gelince ‘bütçe yetersiz’ dedi, bu acil sorunu öteledi. Ege Denizi’nde 30 Ekim’de meydana gelen depremde çürük binalar onlarca insana mezar olurken okulların durumunun da farklı olmadığı anlaşıldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı’nın faaliyet raporu, çok sayıda eğitim binasının da tehlikeye davet çıkardığını gözler önüne serdi. MEB Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın Temmuz 2019’da aldığı karar kapsamında İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı’nın denetimi gerçekleştirildi. Denetim kapsamında, ‘Bakanlık bünyesindeki 18 bin 60 okul/kurum binasının deprem tahkikinin henüz yapılmadığı’ belirlendi. Denetimin ardından Ocak 2020’de hazırlanan rapordaki bir diğer dikkati çekici tespit ise ‘büyük onarım ihtiyacı bulunan okul ve kurumların onarım taleplerinin yeterince karşılanmadığı’ oldu. İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı’nın 2019 yılı bütçesinin bir bölümünün, ‘tasarruf tedbirleri’ nedeniyle iade edildiği de rapora kaydedildi. Bütçe imkânlarının kısıtlılığını, ‘zayıflıklar’ arasında sıralayan başkanlık, şu değerlendirmede bulundu: ‘Bütçe imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle eğitim yapılarının büyük onarım ve tadilat işlerinde kısıtlı sayıda eğitim yapısının güçlendirilmesi ve büyük onarım ve tadilat işlerinin yapılması mümkün olmakta.’”
“Market yapmak için kolonları kesmişler”
Sözcü gazetesi manşetindeki, “Market yapmak için kolonları kesmişler” başlıklı haberinde, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yıkılan bütün binalarla yaptıkları tespitleri paylaştı. Soyer, tamamı 92 ile 99 yılları arasında ruhsatlandırılmış yapıların ticarethaneye çevrilmiş zemin katlarında kolon kesmek gibi deformasyonların tespit edildiğini söyledi. Yıkılan binaların 99 yılında çıkarılan yapı ruhsat yönetmeliğinden önce yapıldığını belirten Soyer, ‘Yapılan ilk gözlemlerde deniz kumunun kullanıldığına dair veriler var elimizde. Demir donatı alanlarının zayıflığıyla ilgili bilgiler var. Hatta yapı deformasyonuyla ilgili zemin katta örneğin kolonu market yapmak için, spor salonu yapmak için kesmiş’ diye konuştu. ‘99 yılında yapılmış olan ruhsat almış yapılarla ilgili mutlaka yeni bir düzenlemeye, yasal düzenlemeye ihtiyaç var” diyen Soyer, şu ifadeleri kullandı; ‘Biz ihbar gelmeden 99 yılından önce ruhsat almış yapılarla ilgili yapı deformasyonu olup olmadığına dair bir tespit yapma yetkisine sahip değiliz. Böyle bir yetki yok. Halbuki bu mutlaka olmak zorunda. O nedenle ilk işimiz şu telaş bittikten sonra 99 yılından önce ruhsat almış bütün yapıların zemin katlarıyla ilgili tespit yaptıracağım. Bu tespitler sonucunda yıkılması gereken, oturulamaz durumda olan ve tehdit arz eden binalarla ilgili de yıkım kararı almak için bir yasal düzenleme yapılması için talepte bulunacağız’” ifadelerine yer verdi.
“Adım adım çöküş”
Cumhuriyet gazetesi manşetin altında, “Adım adım çöküş” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Başarısız ekonomi yönetimi devleti çöküşe sürüklüyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı 2019 Kamu İşletmeleri Raporu’na göre 2017 yılında 5.2 milyar lira kâr eden kurumlar, geçen yılı 1.7 milyar lira zararla kapattı. İşte o zararlar: 2019 itibarıyla bakanlık portföyünde 18 KİT, 4 kamu bankası ve 6 diğer kuruluş olmak üzere toplam 28 kamu işletmesi var. Geçen yıl bütçeden KİT’lere 18.88 milyar lira ödeme yapıldı. KİT’lerden bütçeye yapılan ödeme ise 7.61 milyar lirada kaldı. KİT sisteminin 2017’de 5.2 milyar lira olan kârı, 2018 sonunda 2.88 milyar TL’ye indi. Rapora göre, ‘olağandışı gelir ve kârlardaki düşüş’ nedeniyle durum 2019’da 1.66 milyar TL zarara dönüştü. Sermaye transferlerinin büyük bölümü TCDD ve EÜAŞ’a yapıldı. Bu kuruluşlara geçen yıl 13 milyar TL (TCDD’ye 10.6 milyar TL ve EÜAŞ’a 2.4 milyar TL) sermaye aktarımı gerçekleşti. Bu tutar bütçeden 2019’da KİT’lere nakden yapılan toplam sermaye aktarımlarının yüzde 69’unu oluşturuyor. 2017’de 3.3 milyar lira dönem kârı olan BOTAŞ, 2018’i 2.4 milyar lira, geçen yılı ise 5.6 milyar lira dönem zararı ile kapattı. Raporda zarara “yüksek finansman giderlerinin” neden olduğu belirtildi. TEİAŞ’in 2018’de 2.8 milyar lira olan dönem kârı geçen yıl 2.1 milyar liraya indi. TKİ tarafından geçen yıl 2 milyon 26 bin aileye bedelsiz olarak yaklaşık 1.5 milyon ton kömür dağıtıldı. Bu kapsamda bakanlık tarafından TKİ’ye 1.16 milyar TL görevlendirme bedeli ödemesi yapıldı. TKİ’nin 2018’de 198 milyon lira olan dönem kârı, geçen yıl 101 milyon liraya indi.”