“Bu birinciliği hak ettik”

Karar ve Birgün gazeteleri, rekor kıran vaka sayılarını ve iktidarın sorumluluğunu manşete taşıdı.

01.04.2021

Karar gazetesi manşetinde, “Bu birinciliği hak ettik” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Vahim sonuç göz göre göre geldi. Bir ay önce ilan edilen kademeli normalleşme ‘Bu işi çözdük’ yanılgısına zemin hazırlayınca sokaklar doldu. Kalabalık kongreler virüse sıçrama tahtası oldu. Ekonomi ‘kırmızı tabloya’ baskın çıkınca yalnızca cumartesi yasağı geri getirildi. Uzmanların ‘Tam kapanma şart’ uyarılarının tersine bir de halı saha ve havuzlar açıldı. Endişelendiren gidişat… 30 Mart’taki 37 bin pozitif sayısıyla salgının başından beri en yüksek seviyeye ulaşan Türkiye, salgının kasıp kavurduğu İtalya ve Fransa’yı geride bıraktı. Ağır hasta sayısı da iki bine çıktı. Tehlikeli sıçramada mutasyonla birlikte normalleşme etkili oldu. Ancak riskli iller hızla artmasına rağmen zinciri kıracak önlemler alınmadı. Üstüne 81 ilde restoranlar açıldı. İstanbul’da havuz ve halı sahalara faaliyet izni verildi. Gelinen noktada uzmanların ‘Yoğun bakımlar doluluk sınırına ulaştı’ uyarıları virüs yükünün artmasında tehlike sinyaline dönüştü. Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hasan Bostancı, hasta sayısında iki katın üzerinde artış olduğunu söyledi. Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul da ‘Ramazan’a 30 binlerle girmek bizim için çok büyük risk. Acilen karantinayı da kapsayan ciddi önlemler alınmazsa 50 bin kaçınılmaz olacak’ dedi.”

“İdeolojik virüs”

Birgün gazetesi manşetinde, “İdeolojik virüs” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Türkiye vaka sayısında dünya liderliğine oynarken iktidar siyasi çıkar ve dünya görüşüne uygun ‘önlemler’le durumu geçiştiriyor. Milyonlarca yurttaş bir yandan sağlığıyla uğraşırken diğer yandan da evine ekmek götürme derdine düştü. Yurttaşlar aşı sırası beklerken, test olmak için hastanelerin acillerinde kuyrukları göze alırken yandaşı, AKP’lisi her şeye çok kolay ulaştı. Kongre öncesi devlet parasıyla test yaptıran delegeler ortalıkta cirit atarken ne yaşı ne de mesleği aşı olmaya uygun olan yüzlerce partili fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşmaktan çekinmedi. Aşının ülkeye geliş skandalları ise yazmakla bitmiyor. Tüm kentler kızarırken hükümetin açıkladığı önlem paketi ramazan ayına endeksli oldu. Ramazanın başlayacağı güne kadar tüm kafeler, restoranlar açıkken 13 Nisan’dan sonra hepsi kapanacak. Evlerde bile ‘yan yana gelmeyin’ diye uyarılarda bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı yüzlerce kişinin tüm ramazan ayı boyunca kılacağı teravih namazlarına ‘uygundur’ açıklaması yapabildi. AKP kongre sürecini binlerce kişinin katıldığı Ankara buluşmasıyla birlikte nihayet sonlandırdı. Bu süre içerisinde başta Baroların olmak üzere hiçbir seçime izin verilmedi. İşçi grevleri Covid-19 bahanesiyle ertelendi. Protesto hakkını kullanmak isteyenlere pandemi kurallarının çiğnendiği gerekçesiyle binlerce liralık cezalar kesildi. Gösteri yapılmak istenen il ve ilçelerde kaymakam, vali yasakları uyguladı. Yandaş müteahhidin ödemelerinde hiçbir aksama yaşanmadı. Patronlara teşvik üstüne teşvik, muafiyet sonrası da af getirdiler. Çalışanlara kendi parası olan İşsizlik Fonu’ndan aktarılan kısa çalışma ödeneğini bile fazla gördüler. İşçiler ya ücretsiz izne çıkarıldı ya da Kod 29 bahanesiyle işine son verildi. Ailelere verilen nakdi yardımın aylık ortalaması hane başı 80 lira civarında kaldı.”

“Şimdi bu basın özürlüğüne saldırı değil mi?”

Evrensel gazetesi manşetindeki, “Şimdi bu basın özürlüğüne saldırı değil mi?” başlıklı haberinde, “Anayasa Mahkemesi’nin ilan kesmeyi hak ihlali olarak gördüğü kararın daha mürekkebi kurumadan Basın İlan Kurumu, haberimizde geçen ‘saldırı’ ifadesi nedeniyle 5 gün ilan kesme cezası verdi. Basın İlan Kurumu, Anayasa Mahkemesi’nin ‘basın özgürlüğü ihlali’ olduğuna hükmettiği resmi ilan kesme cezalarına devam ediyor. Kurum, Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atamasına karşı çıkan öğrencilerin eylemine dair haberimizde geçen ‘saldırı’ ifadesi üzerine gazetemize 5 gün ilan ve reklam kesme cezası verdi. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, ‘BİK kendisini mahkeme yerine koyarak cezalar yağdırmaya devam ediyor. Bu baskılar son bulmalı’ derken RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da ‘Gösteri hakkına müdahalelere ‘saldırı’ diyebilmek, eleştirebilmek, demokrasilerin en basit standartları’ dedi” ifadelerine yer verdi.

“Bir darbe de kıyı belediyelerine”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Bir darbe de kıyı belediyelerine” başlıklı haber yer aldı:

“CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, sahillerin denetlenmeyen MUÇEV’e devredilmesinin ardından TBMM’ye sunulan Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile yerel yönetimlerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Budak, Meclis’e sunulan teklifin, turizm sektörünü zapturapt altına almaya ve tek adam rejimine uydurmaya çalışan bir düzenlemeyi amaçladığını kaydederek, ‘Memleketin en değerli sahillerini MUÇEV adı verilen, denetlenmeyen bir vakfa devreden iktidar, şimdi turizm bölgelerinde CHP’li yerel yönetimler nedeniyle yapamadıklarını Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle yapmaya çalışıyorlar. MUÇEV yetmedi, bakanlık devreye girecek. Konaklamadan, plaj işletmecisine, deniz turizmi yapana kadar herkese bakanlıktan işletme belgesi alma zorunluluğu getiriliyor, belediye belgeli işletmeler ortadan kaldırılıyor. Turizmi de tek adam rejimine uydurmaya çalışıyorlar’ ifadelerini kullandı. Konaklama sektörünün artık belediyelerden işletme belgesi alarak faaliyette bulunamayacağını vurgulayan Budak, ‘Muhalif belediyeler, bu alandaki yetkileri ellerinden alınarak cezalandırılıyor. Artık teşviklerden ve diğer muafiyetlerden yararlanmak isteyen tüm sektör temsilcilerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm yatırımı belgesi veya turizm işletmesi belgesi alınması zorunlu hale getiriliyor. Kruvaziyer liman, yat limanı, rıhtım ve iskele gibi deniz turizm işletmelerinin de turizm işletme belgesi alması zorunlu olacak. Yerel yönetimler devre dışı bırakılmak isteniyor’ diye konuştu.”