“Mızrak çuvala sığmıyor”
Sedat Peker’in son videosundaki iddialar iktidar gazeteleri dışında basının ana gündemi oldu.
24.05.2021
Karar gazetesi manşetinde, “Mızrak çuvala sığmıyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Suç örgütü lideri Sedat Peker iddialarını yeni isimlere taşıdı. Yine vahim ifşaatlar ortalığa saçıldı. Ancak hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündeminde olan iddialar karşısında üç haftadır ‘videoların konuşulmasından ileri gidilmemesi’ kamuyonu vicdanını rahatsız etti. Üç başlıkta acil adım beklentisi oluştu: Yargı harekete geçsin. TBMM’de araştırma komisyonu kurulsun. Üst düzeyde bir açıklama yapılsın.
Türkiye günlerdir organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in çarpıcı ifadeleriyle meşgul oluyor. Siyaset, mafya, iş dünyasını içine alan iddialara yenileri eklendi. Yönelttiği suçlamaları daha da ileri taşıyan Peker, uyuşturucu trafiğinde Venezuela üzerinden yeni bir rota oluştuğunu öne sürerek ‘Kokainler artık Dominik üzerinden yakalanmaya başlayacak’ dedi. Son videonun ardından Peker’in kardeşi Atilla Peker, Muğla Fethiye’de gözaltına alındı.
Emniyet Narkotik Daire Başkanlığı da kokainin Güney Amerika’dan Avrupa ve Asya’ya sevkinde Türkiye üzerinden yeni bir rota oluştuğunu belirtti. Rahatsız edici iddialar karşısında TBMM Araştırma Komisyonu kurulmadı. Savcıların harekete geçip kapsamlı soruşturma başlatması konusunda çağrılar arttı. Polemik sınırının ötesine geçmeyen çıkışlar yerine konunun üzerine gidileceğine ilişkin üst düzeyde bir irade ortaya konması gerektiği belirtildi.”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Duvarı örenler tuğlayı çekemez” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Suç örgütü elebaşı Sedat Peker, iddialarını sürdürüyor. 90’larda eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve eski MİT Yöneticisi Korkut Eken ile birlikte çalıştığını söyleyen Peker, 1996’da faili meçhul cinayete kurban giden gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürülmesinin ilk kendisinden istendiğini ve Uğur Mumcu cinayetinde Ağar’ın parmağı olduğunu öne sürdü. Peker, ‘Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk giden kim? Katil en önce gelir, Mehmet Ağar’ dedi.
Çete elebaşısı, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın da ‘Ağar’ın ortasında’ olduğu bir uyuşturucu ticareti ile ilgili Venezuela’ya gittiğini ileri sürdü. Peker, sık sık Kıbrıs’a gittiğini belirttiği Erkam Yıldırım’ın Parlamentolar Arası Dostluk Grubu ile Venezuela’yı ziyaret etmesi dikkat çekti. Peker’in kardeşi gözaltına alınırken açıklama yapan Binali Yıldırım, ‘Kesinlikle iftiradır, şiddetle reddediyoruz’ dedi.
Yaşananların rejim içi çıkar ve iktidar çatışması olduğu çok açık. Güldal Mumcu, eşinin öldürülmesinin ardından Mehmet Ağar’ın yanına gelip, ‘cinayetin arkasındaki yapının bir duvar gibi olduğunu ve bir tuğla çekse duvarın yıkılacağını’ söylediğini aktarmıştı. Aydınları, ilericileri ve devrimcileri yok etmek için, ‘Vatan, bayrak, ezan’ denilerek örülen duvar, aynı zamanda ceplerini doldurma aracı da oldu. Duvarı örenler bir tuğlayı çekemiyor, tuğlayı ancak halk çekebilir.”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “Adalı cinayeti ifşaatı araştırılsın!” başlıklı haberde, “Mafya lideri Sedat Peker, 25 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıslı Gazeteci Kutlu Adalı başta olmak üzere faili meçhul cinayetlerle ilgili ifşaatta bulundu.
Peker 7. videoda Ağar ve Soylu’ya ilişkin ifşaatına devam ederken bu kez faili meçhul cinayetlere dair açıklamalarda bulundu. Kıbrıslı Gazeteci Kutlu Adalı cinayetinin Eken ve Ağar’a bağlı bir ekip tarafından işlendiğini belirten Peker, Mumcu ve Kürt işadamlarının öldürülmesine dair de Ağar’ı suçladı.
Peker hemen her videosunda bahsettiği uyuşturucu sevkiyatlarına ilişkin iddialarını da sürdürdü. Bu kez eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın Venezuela’daki uyuşturucu sevkiyatı için rota çizdiğini öne sürdü. Peker Erkan Yıldırım’ın Soylu ile de yakın dost olduğunu söyledi” ifadelerine yer verdi.
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Çekin tuğlaları altında kim kalırsa kalsın” başlıklı habere yer verdi:
“Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun, Mehmet Ağar tarafından öldürüldüğü iddiasında bulundu. Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, Peker’in iddiasının ardından sosyal medyadan yaptığı paylaşımda ‘Çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın’ dedi. Güldal Mumcu, ‘Senelerdir ‘Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması için kim ne biliyorsa anlatsın, işin ucu kime dokunuyorsa dokunsun’ dedik. Bu görüşümüzü korumaya devam ediyoruz’ ifadelerini kullandı.
Güldal Mumcu, Uğur Mumcu’nun katledilmesinin ardından Mehmet Ağar ile görüşmesine ilişkin şunları anlatmıştı: ‘Uğur’un öldürülmesinden sonra, tutanaklardaki tahrifat konusundaki tepkilerimiz üzerine görüşmek için Avukat Sayın Emin Değer’in de bulunduğu bir gün bizim eve gelen Mehmet Ağar, cinayetin karmaşıklığını anlatmak için ‘Öyle bir iş ki, bir duvar gibi. Bir tuğla çekersek duvar yıkılır’ dedi. Ben de kendisine ‘Çekin o zaman’ dedim. ‘Çekemem’ dedi. ‘Çekin, kenara çekilin’ dedim. ‘Yapamam’ dedi. ‘O zaman, çekerler, altında kalırsınız’ dediğimde de yüzünde ‘Bu imkânsız bir şey. Bunu yapmaya kimsenin gücü yetmez’ der gibi bir ifade belirmişti.’”
Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Kürtlere karşı savaş kirletiyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Sedat Peker’in ifşaat videoları adeta bir dizi film gibi birbiri ardına yeni kirli çamaşırları ortaya dökerken, gazeteci Hakkı Özdal, ‘Türkiye Kürt sorununda ne kadar barışçıl bir atmosferden uzaklaştıysa, kendi içinde de bu yara büyüdü. Kangren olduğu, vücudu sardığı görülmüştür’ dedi.
Kürtlerle savaşın, kirlenmenin asıl nedeni olduğunu belirten Özdal, Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün, sorunu bir şiddet sarmalına sürükleme halinin, rejimin kurucu unsurlarından biri olduğunu belirterek, ‘Türkiye bu sorunun çözümüyle temizlenebilir’ ifadesinin kullandı.
Suriye’ye gönderilen silahlar ve Azerbaycan gibi uluslararası suçlar üzerinden Erdoğan’a kart gösterildiğini de savunan Özdal, Peker’in uluslararası suç niteliğindeki bilgiler üzerinden rejimle pazarlık yapıyor olabileceğini belirterek, Erdoğan’ın sessizliğine dikkat çekti.”
“Düğmeye kim bastı?”
Diriliş Postası gazetesi ise manşetindeki, “Düğmeye kim bastı?” başlıklı haberinde, “Türkiye’yi hedef alan terörün finansörü Muhammed Dahlan’ın operasyon merkezi olan Dubai, bu kez ‘organize suç’ maskeli derin bir hesaplaşmanın ihanet üssü haline geldi. Nisan ayı başında muhalefetle işbirliği halinde harekete geçirilen çetelerin hedefi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik saldırılarla Türkiye’yi kaosa sürüklemek” ifadelerini kullandı.