“Cihatçılara silah SADAT’tan gitti”
Sedat Peker’in yeni iddiaları az sayıda gazetede fazla büyütülmeden yer buldu.
31.05.2021
Sedat Peker 8’inci videosunda, SADAT’ın cihatçı terör örgütü el Nusra’ya silah gönderdiğini anlattı.
Cumhuriyet gazetesi habere manşetin yanında, “Cihatçılara silah SADAT’tan gitti” başlığıyla yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski başdanışmanı Tanrıverdi’nin özel güvenlik şirketi SADAT’ın, kendisinin üzerinden cihatçı terör örgütü El Nusra’ya silah ve mühimmat taşıdığını öne sürdü.
Suriye ile yasadışı ticaret için Saray bürokratı Kıratlı’dan onay gerektiğini iddia eden Peker, Erdoğan’a da ‘Bir dahaki videoda baş başa konuşacağız Tayyip Abi. Delillerle anlatacağım, helalleşeceğiz’ diye seslendi.”
Evrensel gazetesi manşetin yanında yer ayırdığı habere, “‘SADAT, el Nusra’ya silah yolladı’” başlığını attı:
“Mafya Lideri Sedat Peker, sekizinci videosunda Suriye’ye yollanan silahlar ve Suriye sınırında yürütülen yasa dışı ticaret hakkında iddialarda bulundu. Peker, SADAT’ın da kendisi üzerinden el Nusra’ya silah gönderdiğini söyledi.”
“Herkes izliyor, Ankara dahil”
Karar gazetesi manşetinde, “Herkes izliyor, Ankara dahil” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Bir ayda 8’inci kez video yayınlayan suç örgütü lideri Sedat Peker birçok başlıkta siyasetçileri hedef alan iddialarda bulundu. Milyonlar bilgisayar başına geçip akıl almaz ithamları izledi. Bir ‘rutin’ haline gelen vahim süreç karşısında Ankara, evinde video izleyen vatandaştan farklı bir tutum göstermedi. Suç örgütü lideriyle polemiğe giren siyasetçiler oldu ama kamuoyunun merakını giderecek açıklamalar yapılmadı. Bir bölümü Türkiye’nin milli güvenliğini de ilgilendiren suçlamalar karşısında hareketsiz kalınması rahatsızlığı artırdı.
Türkiye gündemi, 2 Mayıs’tan bu yana suç örgütü lideri Sedat Peker’in sosyal medyadan paylaştığı videolarda ortaya attığı iddialarla meşgul oluyor. Vahim suçlamaların, isnatların yer aldığı ifadeler dünyada da manşetlere taşındı. Bugüne kadar yaklaşık 100 milyon kişi kayıtları izledi. Peker, 8’inci videosunda da dikkat çeken iddialarda bulundu. Uyuşturucu trafiğine değinip ‘Biz herkesi gidip alırız diyorsunuz ya. Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? Ama onda kasetler var, herkesi çekmiş’ dedi.
Peker “Pandora’nın kutusunu açalım” diyerek birçok başlığa değindiği paylaşımında İçişleri Bakanı Soylu’yu işaret edip suçlamalar yöneltti. Ardından ifadeleri yalanlayan açıklamalar geldi. Yine sosyal medyada gün boyu tartışmalar, analizler, yorumlar yapıldı. Ancak ağır suçlamalar içeren ifadeler hakkında yargı harekete geçmedi. Uzun süredir ülke gündemini işgal eden iddialar konusunda ilgili makamların adım atıp kamuoyunu aydınlatacak ve kuşkulara son verecek açıklamalarda bulunması yönündeki beklenti arttı.”
“Kayıtlarda ne maske var ne de test kiti!”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Kayıtlarda ne maske var ne de test kiti!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Organize suç örgütü lideri Peker’in, uyuşturucu güzergâhı ile ilgili iddialarına yanıt veren eski Başbakan Yıldırım’ın açıklamaları iki ülke arasındaki gümrük kayıtları ile uyuşmadı. Cumhuriyet’in ulaştığı gümrük kayıtlarına göre, 1 Ekim-31 Aralık 2020 tarihleri arasında Türkiye’den Venezüella’ya hiçbir maske sevkiyatı yapılmadığı ortaya çıktı.
Aynı dönemde yapılan 1500 adetlik test kiti gönderiminim de Türkiye ve Venezüella’daki iki firma arasındaki ticari faaliyet olduğu belirlendi. Salgın sonrası yayımlanan tebliğe göre Türkiye’den giden maskelerin gümrük kayıtlarında yer alması gerekiyor. Yurtdışına çıkarılacak 50’den çok maske için prosedürlere uyulması bir zorunluluk.”
“Biden geldi, Peker planı raftan indi”
Yeni Şafak gazetesi ise manşetindeki, “Biden geldi, Peker planı raftan indi” başlıklı haberinde, “15 Temmuz darbe girişimini 4 ay önce ‘fısıldayan’ eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin’in 12 Ekim 2016 tarihli yazısı Sedat Peker’in içinde olduğu senaryoyu deşifre ediyor. Rubin, Erdoğan’ın üçüncü darbe girişimini maruz kalacağını ve darbenin Peker üzerinden olacağını öne sürüyor. Biden’ın göreve başlamasıyla 4.5 yıl önceki senaryonun raftan indiği görülüyor.
Rubin’in, The American Enterprise Institute’daki yazısı aslında 15 Temmuz’da başarısız olan ABD Başkanı Obama ve halefi görülen Hillary Clinton’ın yeni darbe için düğmeye bastığını gösteriyor. Ancak Kasım 2016’da Trump’ın başkan seçilmesi hesapların bozulmasına ve darbe planlarının da rafa kaldırılmasına yol açtı.
Ocak 2021’de Biden’ın gelişiyle Türkiye’yi hedef alan operasyonlar hız kazanırken Peker sahaya sürüldü. Biden, adaylığı sırasında Erdoğan’ı devirme niyetini zaten açıkça ilan etmişti. Peker’in, FETÖ’nün 17-25 Aralık tezlerini tekrarlaması ve iftira videolarını 15 Temmuz’un finansörü BAE’den yayınlaması resmi tamamlıyor” ifadelerine yer verdi.