“Kiralık uçakla milli gurur”

Karar gazetesi manşetinde, “Kiralık uçakla milli gurur” başlıklı haber yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Alev kapanında ocağı sönenlerin yardım çığlıkları ‘Devleti aciz gösteriyorlar’ suçlamasıyla karşılaştı. ‘Dışarıdan destek istemek milli gururumuzu zedeliyor’ diyenlere karşı, yangın kuşağındaki Türkiye’de bir söndürme filosunun olmadığını hatırlatanlar ‘Milli gururu zedelemesi gereken asıl zaafiyet bu’ tepkisinde bulundu. Geçmişte Ankara’nın da katıldığı küresel yardım ağının yetersizlik göstergesi olmadığı belirtildi.

Türkiye yangınlarla boğuşurken afet bölgelerinden yükselen destek çağrıları ile ‘Help Turkey’ etiketi hedef haline getirildi. ‘Milli gurur zedeleniyor’ çıkışları karşısında yangınlara kiralık uçaklarla müdahale edildiği belirtildi. Yangın riskini ortaya koyan bilimsel raporlara rağmen bir söndürme filosunun bulunmadığı kaydedildi. ‘Türkiye’nin itibarını sağlayacak olan her an müdahaleye hazır uçaklara sahip olması’ değerlendirmeleri yapıldı.

Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya ‘Bizim hava gücümüz iyi ama destek vermek isteyen ülkeleri de kıramıyoruz’ dedi. Bir yandan vatandaş suçlanırken dikkat çeken açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, destek gönderen ülkelerin liderlerine teşekkür etti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da ‘Başka ülkelere yardım ettiğimiz gibi onların yardımını da kabul ederiz, incinmeyiz. Bu gurur vesilesi yapılacak durum değil, bir afet’ dedi.”

“‘Hiçbir yakarışımıza kulak verilmiyor’”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “‘Hiçbir yakarışımıza kulak verilmiyor’” başlıklı haber yer aldı:

“Yardım çağrılarına yanıt alamadıkları halde günlerdir yangınlara müdahale edemeyen iktidar tarafından suçlanan belediye başkanları yaşadıklarını Evrensel’e anlattı.

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat: Bizim koordinasyonlu çalışmada sıkıntımız yok. Ama hiçbir sözümüz dinlenmiyor, hiçbir yakarışımıza kulak verilmiyor.

Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay: Böylesi bir kriz ve yangın döneminde kurumların kalkıp birbirine karşı suçlamalarda bulunması hiç doğru değil.”

“Yangını halk söndürecek”

Birgün gazetesi manşetindeki, “Yangını halk söndürecek” başlıklı haberinde, “Ülkenin her yanı yangınlarla boğuşurken kibrinden ödün vermeyen Saray yönetimi ısrarla ‘Devletimiz büyüktür’ diyor. Halkı yalnız bırakan o ‘büyük devlet’, yurttaşa ya borç veriyor ya da IBAN. Dayanışma içindeki milyonlar ülkenin yarınlarının gerçek kurucularıdır. İktidar ve ortakları her yangına körükle gitse de ülkedeki 19 yıllık yangını dayanışma içindeki halkın kendi iradesi söndürecek. ‘Tek adam’ rejimi tüm kurumlarıyla birlikte çözülüyor. Tel tel dökülen sistemin artık dikiş tutmayacağını vurgulayan siyaset bilimciler Saray yönetimi için bu durumun daha fazla sürdürülemez olduğuna, yenilik talebinin ise daha güçlü savunulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Son bir haftada yaşananlar bile tek başına gösteriyor ki yanan, kül olan sadece ormanlar değil bu düzenin kendisi. Dumanı tüten bir düzenle karşı karşıyayız. Büyük ortak o tarafa bakmadan durumu kurtaracağını düşünürken küçük ortak yaşanan rezilliği görmeden hâlâ hain arama peşinde.

Bu yıkıntının altından kurtulmanın ilk ve tek yolu önce bu iktidardan kurtulmaktan geçiyor. Sonrasına dair ilk adımlar halkın içinde boy vermeye başladı bile. Dayanışarak, birbirini destekleyerek, uzağı yakın ederek ve iyiliği örgütleyerek kötülüğe karşı direnen milyonlar ülkenin yarınlarının gerçek kurucuları olacak. Kahraman aramadan, kendi öz gücüne inanıp yangına kovayla su taşıyan milyonlar bu ülkenin geleceğidir.

Kuşkusuz ki yanan, çöken, yok olan her ev bizim vatanımızdır. Vatan yanıyor. İktidar ve onun ortakları her yangına benzinle gitse de milyonlar elleriyle bile bu yangını söndürecek. Ülkedeki yangını halk söndürecek” ifadelerine yer verdi.

“Yangın AKP’ye sıçradı”

Cumhuriyet gazetesi, “Yangın AKP’ye sıçradı” başlıklı haberinde, “Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin ‘yangınla mücadelede belediyelerin sorumlu olduğu’ sözleri, AKP’de tartışma yarattı. Partide, ‘Halkla ve belediyelerle bizi karşı karşıya getirdi. ‘İktidar hiçbir şey yapmıyor’ algısını güçlendirdi’ yorumları yapıldı. Erdoğan’ın da Pakdemirli’nin sözlerine kızdığı ve ‘kendisini uyardığı’ belirtildi” ifadelerini kullandı.

“Enflasyon yangını”

Temmuz ayı yıllık enflasyonu yüzde 18.95 olarak açıklandı. 

Cumhuriyet gazetesi habere, “Enflasyon yangını” başlığıyla yer ayırdı:

“Gıda fiyatlarındaki artışın tetiklediği tüketici enflasyonu, temmuzda aylık bazda yüzde 1.8, yıllık bazda yüzde 18.95 arttı. Yıllık TÜFE, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinden 13.95 puan, yeni açıkladığı yıl sonu tahmininden de 4.85 puan yüksek.

Üretici fiyatlarındaki artış ivmesi de sürdü. Yıllık üretici enflasyonu yüzde 45’e dayandı. Elektrik ve doğalgaz zamları konut grubunun aylık bazda en yüksek artış yaşanan grup olmasına yol açtı. 18.95’lik enflasyon, Merkez’in yüzde 19’luk politika faizinin altında.”

Karar gazetesi sürmanşetinde yer verdiği habere, “Canavar sofraya oturdu” başlığını attı. Haberde şöyle denildi:

“TÜİK’in temmuz raporunda enflasyon arttı. Yıllık oran yüzde 18.95’e ulaştı. En yüksek etkiyi gıda fiyatları oluşturdu. Listenin ilk sırasında salatalık yer aldı. Çiftçinin ‘maliyeti kurtarmıyor’ diyerek tarlada bıraktığı soğan da el yaktı. 

Karar TV’de konuşan ekonomist Baki Demirel, ‘Yaza rağmen tarım ürünlerinin fiyatları düşmedi. Yangınların etkisiyle gıda enflasyonu artacak’ dedi. Dr. Murat Kubilay da ‘2003 başındaki 100 TL’nin bugünkü değeri 16.6 TL. Satın alma kaybı yüzde 83.4’ dedi.”

Evrensel gazetesi habere sürmanşetinde, “Enflasyonda yaz bile boran” başlığıyla yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Daha önce yaz aylarında hep eksi çıkan enflasyon artık yaz aylarında bile rekorlar kırıyor. TÜİK, temmuz ayı yıllık enflasyonunu 18.95 olarak açıkladı. Bu rakam son 26 ayın en yüksek düzeyi. Temmuzda fiyatların bir önceki aya göre yüzde 1.80 oranında arttığı duyuruldu. Böylece aylık enflasyon 18 yıllık tarihi zirvesini gördü. 

Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar, yanlış tarım uygulamaları, döviz kurlarını yükselten ekonomik adımlar gibi hükümet icraatları enflasyonu tırmandırıcı bir etki yaratıyor. Yüzde 45 olarak açıklanan üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki yüzde 26’lık fark önümüzdeki dönem fiyat artışlarının artacağının göstergesi.”