“Gel vatandaş diploma bedava”
Karar ve Birgün gazeteleri, YKS’de barajın düşürülmesine yönelik tepkileri manşete taşıdı.
11.08.2021
Karar gazetesinin manşetinde, “Gel vatandaş diploma bedava” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Bahçeli’nin ‘Üniversite sınavında baraj düşürülmeli’ çıkışının üstünden 24 saat geçmeden Erdoğan bu yoldaki çalışmayı açıkladı. Ancak eğitim kalitesinin ölçüldüğü sıralamalarda üniversitelerimizin bulunmaması önceliğin mezun sayısında değil nitelikte olduğunu gösterirken ‘Her başvurana diploma’ yaklaşımına eğitimcilerden itiraz geldi: Tribünlere oynuyorlar. Bu adım işsiz gençleri 4 yıl oyalamaktan başka işe yaramaz.
MHP liderinin YKS çağrısı sonrası YÖK’ün hazırladığı çalışmayı Cumhurbaşkanı onayladı. Erdoğan ‘Ek yerleştirmede TYT barajı 140, AYT ve YDT 170 olacak’ açıklaması yaptı. Yaklaşık 1 milyon adaya yönelik adım ‘Bu sınav üniversitelerde yeterli kapasite olmadığı için yapılıyor. Çözüm bu değil’ tartışmasına yol açtı. Önceliğin ‘her yere üniversite her isteyene diploma’ yerine yüksek kaliteli eğitim olması gerektiği vurgulandı.
Eğitim Koçu Ali Barsmankay dikkat çeken uyarılarda bulundu: Simülasyon yapılıp daha çok kontenjana ilişkin ihtiyaca bakıldı mı? YÖK barajı düşürerek üniversiteleri lise konumuna düşürmüş olacak. Eğitimin niteliğini düşürerek değil adayların kalitesini yükselterek gençleri üniversiteli yapmalıyız. Günlük popülist düzenlemeler bir tuzak. Gençler içi boş, niteliksiz kurumlarda dört yılı heba edip diplomalı işsizler ordusuna katılacak.”
Birgün gazetesi ise manşetindeki, “Gençler değil, iktidar baraj altı” başlıklı haberinde, “Eğitim sistemini çökerten iktidar, tarihin en zor sınavını gerçekleştirdiği YKS’de tercihlerin ortasında siyasi saiklerle barajı düşürdü. Arka planda iktidarın ikbali var. Hedef seçim öncesi gençlerin sempatisini kazanmak ve boş kalan vakıf ile taşra üniversitelerini doldurmak.
Boğaziçi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol’a göre söz konusu çalışma politik bir çıkış anlamını taşıyor. Okçabol, ‘Baraj düşürüldüğünde üniversiteye başvuranların sayısı artacak. Üniversite sınavları kaldırılmalı ama 3 milyon kişinin üniversite sınavına girdiği 800 bin kişinin alındığı bir dönemde sınavlar nasıl kaldırılsın? Toplumu oyalamak için yapıyorlar. Baraj olmamalı, sınavlar kaldırılmalı ama bunun için de liseden mezun olanların hepsinin üniversiteye girecek nitelikte olması gerekir’ diyor.
Eski Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise her yıl özellikle vakıf üniversitelerinde kontenjanların açık verdiğini hatırlatıyor. ‘Tercihler konusunda büyük bir dengesizlik var ve öğrenciler istedikleri üniversitelere girmekte zorlanıyor. Bu konu açık, şeffaf ve öğrenci lehine düzenlenmeli’ diyen Yeşildere, sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘Vakıflar gerekli sayıdaki öğrenciyi alamayınca kaynak yetersizliği oluyor. Akademisyenlerin hak ve hukuksuz uygulamalar olabiliyor. Son yıllarda haksız, hukuksuz ve adaletsiz şekilde birçok akademisyeni işten çıkardılar. YÖK buna sessiz kalıyor. Devlet ve vakıf üniversiteleri arasında adaletsizlikler olmaması gerekir, tercihler konusunda. YÖK buna ilişkin bir adım atmadığı gibi vakıf üniversiteleri kollayıcı şekilde davranışlar gösteriyor. 8 milyon öğrenci var üniversitelerde, iktidar bununla övünüyor ama eğitim kalitesi çok düşük’” ifadelerine yer verdi.
“Bakanın 2 danışmanı sabıkalı çıktı”
Sözcü gazetesi manşetinde, “Bakanın 2 danışmanı sabıkalı çıktı” başlıklı habere yer verdi:
“Milletin yüreğini yakan yangınları söndürmedeki başarısızlığı nedeniyle şimşekleri üzerine çeken Tarım ve Orman Bakanılığı’nda, şimdi de danışman skandalı patladı. 49 danışmanı bulunan Bakan Pakdemirli’nin 2 danışmanının tam bir ‘suç makinesi’ oldukları iddia edildi.
Danışman Arif Barata hakkında 47 suç kaydının bulunduğu, Et ve süt birliklerini yöneten danışman Metin Çamlı’nın hakkında ise 64 suç dosyası olduğu belirtildi. Bu durumdan AKP’li yöneticiler de rahatsız. Ancak partinin ve Erdoğan’ın zarar görmemesi için susuyorlar.”
“FETÖ taktiği”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “FETÖ taktiği” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Cumhuriyet’in yayımladığı mesajlarda ‘Naci (Zindaşti) bana kumpas kurdu’ diyen Prof. Burhan Kuzu’ya yatak odası görüntüleriyle şantaj yapıldığı iddia edildi. 6 Nisan 2018’de Büyükçekmece’deki evine yapılan baskınla gözaltına alınan uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti’nin cep telefonu imajından Kuzu’ya ait görüntüler çıktı. Zindaşti’nin bu görüntülerle Kuzu’ya şantaj yaparak her istediğini yaptırdığı öne sürülüyor.
Bu arada iddiaya göre Organize Şube Müdürlüğü’nde görevli bir polis memurunun Zindaşti dosyasını sızdırması üzerine görüntüler Orhan Ünğan’ın eline geçti. Burhan Kuzu bu kez de görüntüleri ele geçiren Orhan Ünğan’ın isteklerini yerine getirmeye başladı.
Sedat Peker, Orhan Ünğan’ın kendisiyle irtibata geçen Burhan Kuzu’yu kullanmaya başladığını, Kuzu’nun uyuşturucu davasından 12 yıl hapsi bulunan Ünğan hakkındaki yargı kararını değiştirmek için Bolu Adliyesi’ne gittiğini ve İlhan Ünğan’ın öldürülmesi olayında azmettirici olarak aranan avukat İlker Dağlı hakkında kırmızı bülten çıkarılması için devreye girdiğini öne sürmüştü.”