“Yüzde 50 sıkıntısı”
Cumhuriyet gazetesi “Yüzde 50+1” tartışmalarını manşete taşıdı.
16.11.2021
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Yüzde 50 sıkıntısı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“SP lideri Karamollaoğlu’nun, Erdoğan’ın ‘Yüzde 50+1’in mahsurlu olduğunu anladık’ dediğini anlatmasının ardından ‘yüzde 50+1’ tartışması başladı. Seçmen desteği yüzde 30’lara inen ve olası ikinci turda seçimi kaybedeceğini öngören AKP, ‘50+1 suni ittifakların önünü açıyor’ bahanesine sığındı.
Cumhur İttifakı ortağı MHP, tartışmada farklı noktada duruyor. MHP’ye göre ‘yüzde 50+1, temsilde adalet için gerekli.’ AKP ile MHP’nin ‘yüzde 50+1’ şartında uzlaştığına dikkat çekilirken tartışmanın geleceğini ‘MHP aynı zamanda muhalefet partisi’ diyen Bahçeli belirleyecek.”
Gazete manşetin altındaki, “İşte Saray’ın yazdığı kitap” başlıklı haberinde ise, “‘Ekonominin kitabını yazdık, yazmaya devam edeceğiz’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’nin bütçesi açık vermeye devam ediyor. Vergilerin artmasına karşın ekimde bütçe 17.4 milyar açık verdi. Görev zararları 10 ayda 114.5 milyar TL’ye çıktı. 12 aylık başlangıç ödeneği 114.7 milyar TL’ydi.
Cumhurbaşkanlığı Erdoğan’ın kullanımındaki ‘örtülü ödenek’ harcamaları daha şimdiden 2 milyar 166 milyon lira oldu. Türkiye’ye bir yılda 16.9 milyar dolar kaynağı belirsiz döviz girişi yaşandı. Yurttaşın toplam borcu 1 trilyon 27.8 milyar liraya ulaştı. ‘Sefalet endeksi’ ise zirveye çıktı” ifadelerine yer verdi.
“Piyasayı bir cent bile mutlu etti”
Karar gazetesinin manşetinde, “Piyasayı bir cent bile mutlu etti” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“TL’nin erimesi yabancı yatırımcı için Türkiye’yi ‘fırsat ülke’ye çevirdi. 8 yıl önce Garanti Bankası hisselerine 2 cent ödeyen İspanyol BBVA, bu kez 1 cent teklif etti. Piyasa yarı yarıya fiyatı bile olumlu karşıladı, borsa yükseldi. Yönetimdeki hatalarla ekonomide yaşanan geriye gidişin çarpıcı yansıması için uzmanlar ‘Şirketler ekonomideki gidişatla sudan ucuz hale geldi. Yabancılar da hücum ediyor’ dedi.
Gelişen para birimleri içinde en çok değer kaybeden TL yabancı yatırımcı için davetiye oldu. Konuttan turizme ‘ucuzluk’ bankacılık sektörüne de yansıdı. İspanyol BBVA, 2013’te değeri 22.5 milyar dolarken 5 milyar dolara gerileyen Garanti Bankası için yeni teklif yaptı. Mülkiyetinde olmayan bütün hisseler için 8 yıl önce yaptığı ödemenin yarısını önerdi. Uzmanlar, teklifin Türk ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntıyı gösterdiğini belirtti.
Seçim sonrasına yatırım hazırlığı yorumları da yapıldı. BBVA’nın teklifi piyasada olumlu karşılanırken ‘Türkiye’yi kelepire getirdiler’ diyen ekonomistler perde gerisindeki tabloyu işaret etti: Bu teklife sevinilmesi ekonominin içinde bulunduğu durumu gösteriyor. Ucuza giden bankamız var. Bu çok da mutluluk verici değil. İhracat, konutlar ucuza gidiyor derken, şimdi de daha banka hissesi 10 TL’yi bulmuş dolarla ucuzlamış olarak gidiyor.”
Sabah gazetesi ise habere manşetinde, “Finans devinden Türkiye’ye güven” başlığıyla yer ayırdı:
“Kriz lobisine inat Türkiye’ye müthiş yatırım: İspanyol banka devi BBVA, ülkemizdeki varlığını 2.5 milyar dolar artırma kararı aldı.
Üretim, yatırım ve ihracat rekorlarıyla pandemi döneminin parlayan yıldızı olan Türk ekonomisine küresel güven zirvede. Güvenin son göstergesi finans devi BBVA’nın kararı oldu.
Garanti Bankası’nın ana ortağı BBVA, borsadaki ortaklarda bulunan hisseleri satın almak için teklif verdi. İşlemin toplam tutarı 25 milyar lirayı (2.5 milyar dolar) bulacak.
Bu tutar, yabancı bir yatırımcının Türkiye’deki bir şirket için tek seferde yapacağı en büyük işlem. BBVA’nın açıklamasında ‘Türkiye uzun dönemde değerli bir pazar’ denildi.”
“Bodrum Otel Derebeyliği”
Birgün gazetesi manşetindeki, “Bodrum Otel Derebeyliği” başlıklı haberinde, “Mafya-devlet ilişkisinin merkezindeki Bodrum Paramount Otel’de yaşananlar malum. Çoğu kişinin aklında şu sorular dolanıyor: ‘Bir otel için kopan fırtına neden? Devlet niye müdahale etmiyor?’ Ne var ki yanıt, otelin içinde değil sadece. Paramount vakası bir AKP dönemi alegorisi. Bir yüzünde çete dururken diğer yüzü düpedüz mülkiyet değişimine uzanıyor.
Torba’yı ‘hilal taktiği’yle çevirmiş otellerin hikayesi anlatmaya değer. Üzerlerine isim etiketlerini yapıştırdığımızda, tesadüf olamayacak harita çıkıyor; sanki bir ‘otel derebeyliği!’ 2000’den sonra emirler ve oligarklarla Bodrum, paranın toplandığı merkez oldu. AKP kendi ‘çitleme harekatına’ girişti” ifadelerini kullandı.