“Ne güzel faiz mücadelesi!”
Karar gazetesi, “faizle mücadele”deki büyük çelişkiyi okuyucularıyla paylaştı.
09.12.2021
Karar gazetesi ön sayfasının altında, “Ne güzel faiz mücadelesi!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Bankalar Merkez Bankası’ndan yüzde 15’le para alıp Hazine’ye yüzde 22’yle borç verdi… Eylül’de yüzde 17’yle borçlanan devletin faiz yükünün ‘Düşürüyoruz’ derken 5 puan artırılmasına ekonomistler anlam veremedi.
Merkez Bankası faizleri indirdi. Ancak devletin borçlanma faizi tırmanıyor. Hazine Bakanlığı’nın geçen hafta düzenlediği iki tahvil ihalesinde borçlanma faizi yüzde 17 yerine 22 üzerinden gerçekleşti. İYİ Parti’li Durmuş Yılmaz ‘Enflasyonu düşürüp ekonomiyi uçuracak politika meyvesini verdi!’ tepkisini gösterdi. Ekonomist Özcan Kadıoğlu da ‘Devlet daha önce borçlanmak için 100 TL faiz ödüyorken şimdi aynı miktardaki borçlanma için 116 TL ödüyor. Faiz indirimi kime yaramış’ dedi.”
Gazete manşetindeki, “Körfez dönüşü İsrail mesajı” başlıklı haberinde ise, “Ankara’nın Mısır’la başlattığı ‘sil baştan’ diplomasisi BAE ile normalleşme hamlesiyle devam etti. Son ‘eskiye dönüş’ sinyali ise Tel Aviv için geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Böyle bir süreç İsrail’le ilgili de niye olmasın. Bölge barışı için bunu isabetli buluruz, hayırlı buluruz. İsrail bizim neye hassas olduğumuzu, biz de onların hassasiyetlerini biliyoruz. Dolayısıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz’ dedi.
‘Avrupa’nın Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Yok farz ediyoruz. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.’
‘Yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz, asla müsaade edemeyiz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz. Bu işi bu düzlemde devam ettirip büyümeyi sağlayacağız.’
‘Bankada, yastık altında, kasada parası, dövizi bulunan herkesi yatırım, istihdam, üretim, ihracatla inşa ettiğimiz yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum’” ifadelerine yer verdi.
“Kazanacağına inanırsa destekleriz”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Kazanacağına inanırsa destekleriz” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İYİ Partili Koray Aydın’ın Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığıyla ilgili ‘Herkes idealist davranmalı, nefis zamanı değil. Kazanamama riski olan birini kabul etmiyoruz’ sözleri tartışılıyor. İYİ Parti’de, Abdullah Gül ve Kemal Derviş’in adaylığına kapılar kapalıyken Kılıçdaroğlu’na sıcak bakılıyor.
İYİ Parti kurmayları, Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığıyla gündem yarattığını belirterek ‘Ciddi bir aday profili çiziyor. Bize göre bu oluşan profilden sonra ‘resme bakacak.’ Eğer o resimde kendisi kazanabilecek noktadaysa adaydır. Biz de o zaman böyle bir durumu isteriz’ diye görüş bildirdi.”
Gazete birinci sayfasının altında yer ayırdığı, “TÜİK ayak diriyor” başlıklı haberinde ise, “Yüzde 50’lerde seyreden enflasyonu yüzde 21.3 olarak hesapladığı için eleştirilen, Kılıçdaroğlu’nu kapıdan çeviren TÜİK, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçinin aylık asgari geçim tutarını, ‘üzerimize kalıyor’ diyerek hesaplamak istemedi. İşveren de işçinin aleyhine olan bu çıkışta TÜİK’le ağız birliği yaptı” ifadelerine yer verdi.
“Tarikat yurtları kapatılsın!”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Tarikat yurtları kapatılsın!” başlıklı haber yer aldı:
“Antalya'da Antalya İlim ve Kültür Derneği isimli tarikata ait olduğu belirtilen yurtta aşçı olarak çalışan İhsan Güney'in, yurdun yemekhanesinde üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'u katletmesi tarikat yurtlarını tartışmaya açtı. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrası başlatılan tasfiyelerin ardından kamuda boşalan yerler, yeni cemaat ve dini örgütlenmelerle dolduruldu. İktidarın barınma ihtiyacını karşılamadığı öğrenciler, dini kuruluşların yurtlarına mecbur bırakıldı. Yurt sorununun devlet eliyle çözümü için yeterli kaynak ayırmayan iktidar, diğer yandan vakıf ve derneklere kaynak aktarmaktan da geri durmadı.
AKP iktidarında cemaat ve dini vakıflar için en cazip alan eğitim oldu. Mevzuattaki boşlukların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın protokoller yoluyla açtığı yoldan ilerleyen çok sayıda cemaat, öğrenciler üzerindeki etkisini de yıllar itibarıyla katlayarak artırdı.
Cemaatler, hem gelir kapısı hem de örgütlenme aracı olarak kullandıkları öğrenci yurtlarıyla Türkiye’de bir türlü çözülemeyen öğrenci yurdu sorununu da adeta fırsata çevirdi. Ülkenin hemen her kentinde üniversite öğrencilerine yönelik açılan cemaat yurtlarının toplam kapasitesi, devlet yurtlarının kapasitesine yaklaştı.
KYK yurtlarının yetersizliği, yoksul ailelerin çocuklarını her geçen yıl daha fazla dernek ve vakıf yurtlarına itti. 2006'da 1723 olan vakıf/dernek yurtları sayısı, 2021 yılı itibarıyla yüzde 93’lük artışla 3 bin 331'e çıktı. Cemaatlere ait olan ve herhangi bir resmi kayıt olmaksızın kaçak faaliyet yürüten yurtların sayısına yönelik kesin bir veri bulunmazken ‘Merdiven altı’ olarak tabir edilen bu yurtların sayısının bini aştığı tahmin ediliyor.”