“‘Dolar artık milli para’”

​Karar, liderlerin “Dövize Endeksli Mevduat” düzenlemesiyle ilgili açıklamalarını manşete çekti.

P24

23.12.2021

Karar gazetesi manşetinde, “‘Dolar artık milli para’” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Hükümetin kurdaki yangına karşı devreye aldığı ‘Dövize Endeksli Mevduat’ düzenlemesi doların tansiyonunu düşürdü. Hiperenflasyon riskine dikkat çeken muhalefet ise sistemin dolara dayandırılmasına sert tepki gösterdi: Hesaplar tutmayınca gidip Türk Lirası’nı dolara bağlayarak Amerika’yı kefil tuttular. Milli paramız hiçbir zaman böyle hor görülen bir duruma düşürülmedi.

Akşener: Hesapları tutmayan ekonomistimiz DÇM’yi 50 yıl sonra hayatımıza soktu. 2023 hedeflerinin yerine 1973 çözümü geldi. TL’yi dolara bağladı ‘benim itibarım yok Amerika’yı kefil tutuyorum’ dedi.

Davutoğlu: Bu, aynen Hazine garantili köprüler gibi gelecek nesilleri borçlandıran bir sistem. Gelinen noktada milli paramız doların değerine endeksli. Türk Lirası hiçbir zaman böyle zelil duruma düşürülmedi.

Babacan: TL’nin artık güven unsuru olmadığını itiraf eden bir yönetimle karşı karşıyayız. Ekonomisine güveni Amerikan parasıyla sağlamaya çalışan yönetim zihniyeti… Yarınlara ipotek koyan bir gözü dönmüşlük…

Karamollaoğlu: Faiz değil destek diye isimlendirerek paradan para kazanma imkanını vermek neyle izah edilebilir. Hani nas vardı? Açık şekilde görülüyor ki bu kararların alınacağından haberdar olan bir avuç insan kâr ediyor. Bu modelle zenginin parası garanti altına alınıyor. Bu da milletten alınan vergilerle karşılanacak. Sürekli fakirden zengine kaynak aktarılıyor.”

“Kuru koruyacak kaynak kalmadı”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Kuru koruyacak kaynak kalmadı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“‘Kur korumalı TL vadeli mevduat’ sisteminin nasıl işleyeceği konusunda karmaşa yaşanıyor. Merkez Bankası’nın yayımladığı tebliğe göre, dövizden çevrilen hesaplarda aradaki farkı MB karşılayacak. Rezervleri ‘eksi’de olan MB’nin bu destek ödemelerini nasıl yapacağı merak konusu.

CHP’nin raporuna göre MB’nin brüt rezervinde son üç haftada 5.5 milyar dolarlık erime var. Rapora göre, MB 1-17 Aralık arasında döviz kurlarına beş ayrı müdahalede bulundu ve doğrudan 6.1 milyar dolar, vadeli işlemlerde de 392 milyon dolarlık satış yaptı. Net rezerv, eksi 50 milyar dolar oldu.”

Gazete manşetin altındaki, “Parası pul olmuş” başlıklı haberinde ise, “Sayıştay raporunda, PTT AŞ’nin maden ticaretiyle uğraşan firmaya 2 milyon dolar ödediği, sonra bu firmanın iflas ettiği ortaya çıktı. Paranın geri ödendiği bilgisi raporda yer almadı. Posta ve kargo hizmetlerinin de ‘doğrudan temin’ yoluyla gerçekleştirildiği rapora yansıdı. 

Tamamı 2018 yılında Varlık Fonu’na devredilen PTT, zarar üstüne zarar açıklıyor. CHP’li Sertel, ’25 bin çalışanı var ama posta-kargo hizmetlerini başka firmalara yaptırıyor. Bu firmalara oluk oluk para akıtan PTT, 181 yıllık kurumun parasını birilerine peşkeş çekiyor’ dedi” ifadelerini kullandı.   
 
“Neyi başardın söyle bilelim”

Birgün gazetesi manşetinde, “Neyi başardın söyle bilelim” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Doları iki ayda 8,5 liradan 13 liraya çıkaran Erdoğan, bu durumu bir başarı hikayesi olarak satmaya çalışırken hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik gibi milyonların çözüm beklediği konulara ilişkin tek bir adım atmıyor.

Türkiye’nin geleceğine ipotek koyacak bir yöntemle dolar 18 liradan 13 liraya indirilince Erdoğan ve şürekası ülkede bayram havası estirdi. Yanlış politikalar yüzünden üç yıldır derinleşerek devam eden ekonomik krizi adeta buhrana çeviren iktidar, anlık değişimlerle koltuğu kurtaracak bir çıkış arıyor.

Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk devam ediyor. Ekonomik krizin yangını her kenti, her sokağı, her haneyi sarmış durumda. Markette, çarşıda, pazarda her ürün el yakıyor. Akaryakıttan vergi ve harçlara kadar zam furyası sürüyor. AKP iktidarı ise kaşıkla verdiğini kepçeyle almaya devam ediyor.

Yandaş sermaye dışında ülkenin çoğunluğu yarını göremiyor. Krizin yükü her geçen gün halkın belini büküyor. Meclis’teki muhalefet TÜSİAD mektubuyla ya da Erdoğan’ın içi boş ‘model’ arayışlarıyla oyalanıyor.”