“İktidar yalancı bahar peşinde”

Karar gazetesinin manşetinde, “İktidar yalancı bahar peşinde” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“KARAR TV’de konuşan Babacan, ‘doların kaynama noktasında’ devreye alınan sistemden sonra kurdaki düşüşün ‘suni’ olduğunu söyledi. Hükümetin algıya dönük adım attığını dile getirip, nihai amacın sandık olduğunu belirtti: ‘Yalancı bir bahar havası yakalayıp fırsat bu fırsat bir gir çık yapalım diye düşünüyor olabilirler. Ama düzelmeyecek, o fırsat penceresi açılmayacak.

Erdoğan konuştu, dolar düştü’ densin diye arka kapıdan döviz sattılar. Bu kötü alışkanlık gibi tekrarlanıyor. Artık geleceğe doğru da yıkım oluşuyor. Çocuklarımız, torunlarımız bu bedeli ağır ödeyecek.

Yangını söndürmek istiyorsanız iki seçenek var. Biri TÜİK’in, diğeri Merkez Bankası’nın bağımsız hale gelmesi. İşin ehli kadrolar gelmeli. Yangın böyle söner ama enkazın kaldırılması için yine emek gerek.

Bunlar daha iyi günler, Allah beterinden saklasın. Yanlışta, bilim dışı yolda ısrar ederlerse daha kötüsü gelir. Ekonomi öyle bir alan ki kararlar yanlışsa, istişare yoksa, liyakat yoksa kötüye gidiş mukadderdir.

130 milyarı yaktılar 5 milyar dolar için tamah ediyorlar. Katar’dan, BAE’den swap ile borç almaya çalışıyorsun. Gidip 3-5 milyar dolar için yalvarıyorsanız, devlet töreni düzenliyorsanız onlardan emir alırsınız.’”

“Artık yalanlar dikiş tutmuyor”

Birgün gazetesi manşetinde, “Artık yalanlar dikiş tutmuyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Erdoğan iktidarı yalan ve manipülasyonla siyasette ön almaya çalışıyor. Ama attığı her adım 24 saat içinde gerçeğin duvarında parçalanıyor.

İktidar, dövize müdahaleden büyük bir başarı öyküsü çıkarmaya çalışırken atılan adımın altından ülkenin gelecek on yılına taşınacak borç sarmalı çıktı. Döviz düştü derken enflasyon ateşi sönmedi. Sadece aylık gıda enflasyonu yüzde 25’i buldu. Erdoğan’ın mucizevi çözümü yurttaşın cebini rahatlatmadığı gibi gelecekteki parasını bile çaldırdı.

Çiçeği burnunda Maliye Bakanı Nureddin Nebati doların bir gecede 18 liradan 10 liraya kadar gerilemesini ‘gece yurttaş döviz bozdurdu’ diyerek açıklamaya çalıştı. Bakan Nebati’nin açıklamasının ömrü 12 saat sürdü. Merkez Bankası’nın arka kapı hamlesiyle 7 milyarlık döviz piyasaya sürdüğü ve bu suça kamu bankalarının da ortak olduğu ortaya çıktı.

Önce Erdoğan muhalefet belediyelerine saldırdı. Ardından bakan Soylu İBB için ‘Teftiş ve operasyon başladı’ açıklaması yaptı. Kameraların karşısına çıkıp rakamlar verdi, suçlar sıraladı. Bırakın kamuoyunu ne partisinden ne de kabineden destek bulabildi. Bu hamlenin sonunda ellerinde parti içi kriz ve İmamoğlu’nun siyaset sahnesine dönüşü kaldı.

Asgari ücret zammı, dış politika atağı, ekonomik krize karşı hamleler, kültürel kutuplaşma ve muhalif belediyeleri kıskaca alma projesi. Her biri sandıkta kazanmaya dönük olan bu hamleler bugüne kadar sonuç vermedi. Tüm kamuoyu yoklamaları Erdoğan ve AKP’nin hızlı biçimde aşağıya doğru düşüşünün sürdüğünü gösteriyor.”

“Zamlar indirime engel”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Zamlar indirime engel” başlıklı haberinde, “Bitirmek üzere olduğumuz yılda tüm harcama kalemlerini birinci derecede ilgilendiren benzine yüzde 14, motorine yüzde 11, otogaza yüzde 13, tüpe yüzde 21 zam yapıldı. Üretimi etkileyen zamlar geri çekilmeden fiyatlarda indirim isteniyor. 

CHP’li Ahmet Akın, ‘Sanayicinin doğalgazına yüzde 158 zam yapıp indirim istemek vatandaşları aldatmaktan başka bir şey değildir. Bu koşullarda indirim bir yana üreticiler bir şey üretemiyor’ dedi” ifadelerine yer verdi.

“Adalet gelmeden yas bitmez”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Adalet gelmeden yas bitmez” başlıklı haber yer aldı:

“Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboski köyünde 28 Aralık 2011’de TSK’ye ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu katledilen 34 kişi, katliamın 10. yılında anıldı. Acılı aileler çocuklarının fotoğraflarını taşırken anmaya TBB Başkanı Erinç Sağkan ile birlikte bölge baro başkanları da katıldı. Yüzlerce kişi ‘Asla unutmayacağız, hesap soracağız’ dedi.

Katliamın yıl dönümünde gazetemize konuşan Roboskili aileler faillerin bulunup cezalandırılmasını beklerken bu süreçte baskılara maruz kaldıklarını anlattı. Katliamın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen sorumluların yargılanmamasına tepki gösteren aileler, ‘Adalet bir türlü buraya uğramadı. Dünya unutsa da biz katliamı unutmayız’ dedi.”