“Önlemler gevşedi, vakalar patladı”
Evrensel, dünyada salgın önlemleri artırılırken Türkiye’deki gevşemenin sonuçlarını manşete taşıdı.
18.01.2022
Evrensel gazetesi manşetinde, “Önlemler gevşedi, vakalar patladı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı, ocak ayının ilk haftasında illere göre korona vaka yoğunluğu sayısı riski ortaya koydu. Buna göre her 100 bin kişide görülen vaka sayısı İstanbul’da 1222, Eskişehir’de 1359, İzmir’de 574 ile çok yüksek seyretti. 78 ilde vakalar artarken sadece 3 ilde vakalar azaldı. Çok yüksek riskli il sayısı 43’ten 50’ye çıktı.
Çok hızlı yayılan omikron varyantına karşı alınan önlemler dünyada artırılırken Türkiye’nin var olan önlemleri de bıraktığını hatırlatan İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, ‘Uyarılarımız dinlenmedi. Bu artış göz göre göre geldi’ dedi. İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Dr. Osman Öztürk de, ‘İktidar korumuyor, herkes kendi önlemini alsın’ çağrısı yaptı.”
“Nebati farkı!”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Nebati farkı!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“‘Görevden af talebi’ kabul edilen Lütfi Elvan’ın yerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan Nureddin Nebati döneminin ilk bütçe gerçekleşme sonuçları ‘devasa’ açık verdi. Geçen ay bütçe açığı 145 milyar 743 milyon lira olarak hesaplandı. Nebati dönemindeki büyük artış yıllık açığı da 192.2 milyar TL’ye çıkardı.
Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımında bulunan ve nereye harcandığı gizli tutulan ‘örtülü ödenekten’ aralıkta 426.9 milyon TL, yılın tamamında ise 2.7 milyar TL harcama yapıldı. 2020’de toplam harcama 2 milyar 6 milyon TL’ydi. Aralıkta görev zararı olan kurumlar arasına 19 milyar TL ile BOTAŞ da eklendi.
Gazete manşetin altındaki, “‘Gölge ordu’ya iktidar desteği” başlıklı haberinde ise, “Verdiği söyleşide iktidardan maddi destek aldığı iddialarını reddeden SADAT’ın kurucusu Tanrıverdi’yi, SADAT raporu yalanladı. SADAT’ın IDEX 2013 fuarı için yaptığı yardım başvurusunun onaylanma tarihi 19 Kasım 2012.
SADAT’çılar, fuar sonrası dönemin Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar’a teşekkür ziyaretine gitti. Ekip, SADAT Eğitim Müdürü Mehmet Emin Koçak ve SADAT üyesi Reşat Fidan’ın da bulunduğu görüşme sonrası hatıra fotoğrafı çektirdi” ifadelerine yer verdi.
“Karadeniz’de Rus satrancı”
Karar gazetesi manşetinde, “Karadeniz’de Rus satrancı” başlıklı habere yer verdi:
“Rusya ile yaşanan Donbas gerilimi, tehdit altındaki Ukrayna’nın ‘NATO’ya üyelik’ mesajıyla boyut değiştirdi. Moskova bu kritik hamleye Batı dünyasını açmazda bırakabilecek bir karşılık verdi: Putin’in ‘Batı almayacağız taahhütü versin’ talebi kabul edilirse Kiev savunmasız bırakılmış olacak, istek reddedildiği takdirde ise Kırım benzeri ‘fiili işgal’ senaryosu gündeme gelebilecek.
Rusya ile yaşanan Donbas gerilimi, tehdit altındaki Ukrayna’nın ‘NATO’ya üyelik’ mesajıyla yeni aşamaya geçti. NATO-Rusya Konseyi iki yıl sonra ilk kez toplandı. Ancak müzakere masasından sonuç çıkmadı. ABD, Kiev’e kapıların açık olduğunu belirtti. Kritik hamleyi kırmızı çizgi olarak gören Moskova ‘Batı almayacağız taahhütü versin’ talebinde bulundu, sınırda 10 bin askerle tatbikat başlattı.
AGİT Başkanı, savaş riskinin son 30 yılda olmadığı kadar büyüdüğünü belirtti. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de ‘Silahlı çatışma riski var’ dedi. Uzmanlar Rusya’nın, Donbas’taki ayrılıkçıları kullanarak Kırım benzeri bir işgal planını masaya koyduğuna dikkat çekti. Batı ise ‘Kiev bırakılırsa Rusya’nın kucağına düşer, NATO’ya alınırsa işgale davetiye olur’ çıkmazıyla karşı karşıya kaldı.”
“Sandık siyaseti iktidara yarar”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Sandık siyaseti iktidara yarar” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Yurttaş yaşadığı yıkıma çare arıyor. İktidar her şeyin iyi gittiğini anlatırken muhalefet partileri seçim sonrasını adres gösteriyor. Oysa yurttaşın değil 15 ay, 15 dakika bile bekleyecek hali yok. Seçimin sürekli gündemin birinci maddesi olmasından Erdoğan’ın çok memnun olduğu anlaşılıyor. Bir yandan tartışmayı seçim minderine yıkıp yurttaşı ülke gerçeklerinden uzaklaştırmaya çalışırken diğer yandan da kendi yol haritasını hayata geçiriyor.
İktidar ve muhalefet bloku açısından bir tür pat noktasına gelinmesi ve epeydir güç dengelerinin yerinde durması seçim tarihi yaklaştıkça Erdoğan’ın işine yarayacaktır. Bunu ancak halkın sorularını merkeze alan bir mücadele programı ve hattı değiştirebilir. Bu noktada sol-sosyalist yapıların alacağı tutum belirleyici önemdedir.
Türkiye’nin seçime normal koşullarda gitmeyeceği açık. Erdoğan, tüm koşuları kendi lehine düzenleyerek seçimi kazanmanın planlarını şimdiden yapmaya başladı. HDP kapatma davasından sokağa yönelik tehdit açıklamalarına kadar hangi koşulda gerçekleşeceği belirsiz bir seçim süreci var. Bu aşamada, koşulları belirsiz bir seçim anına odaklanmış ittifak tartışmaları toplumun dikkatini de yanlış bir yere odaklayabilir. AKP’nin atacağı adımları da engelleyecek bir toplumsal mücadelenin örgütlenmesi ana hedef olmalı.
Meclis muhalefetinin bugüne kadar izlediği siyasal çizgiyle ülkenin sorunlarının çözülmesi beklenmez. Ülkenin ilerici birikimi, bugün mevcut rejimi ortadan kaldırma mücadelesini restorasyon çizgisinin eleştirisiyle birleştirerek sürdürmek zorunda.”