“Kürt halkına ortak saldırı”

​Yeni Yaşam gazetesi, “Pençe Kilit” operasyonunu manşetten okuyucularıyla paylaştı.

P24

19.04.2022

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Kürt halkına ortak saldırı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Metina, Zap ve Avaşin bölgelerine yeni bir kara ve hava operasyonu başlattı. Hava ve kara saldırısının, Mesrur Barzani’nin Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra yapılması dikkat çekerken, AKP ve KDP’nin ortak saldırı planı yaptığı yönündeki haberler birkaç gün gecikmeyle de olsa teyit edilmiş oldu.

Savunma Bakanı Akar’ın, ‘Pençe Kilit’ adlı operasyonun başlatıldığını duyurduğu saatlerde KDP’nin de, operasyon bölgesindeki Kurêjaro Dağı çevresindeki Şêladizê ve Dêrelok’a özel güçlerini sevk ettiği, bazı saldırıların doğrudan KDP alanlarından yapıldığı bildirildi. Operasyon sonrası siyasetçi ve yurttaşların açıklamalarında, operasyonun tüm Kürtleri hedef aldığı belirtildi.”

“Biz varken sana kimse dokunamaz”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Biz varken sana kimse dokunamaz” başlıklı haber yer aldı:

“Devlet memuru statüsünde olmadığı halde TMSF bünyesinde yer alan şirketlere atanan bürokratlara ‘dokunulmazlık’ getiriliyor. Memurlar ile kayyumlar, hatalı işlemler ve neden oldukları zararlara rağmen izinsiz yargılanamayacak.

AKP Milletvekilleri tarafından TBMM’ye sunulan, Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi tartışma yarattı. Düzenleme, devlet memuru olmamasına rağmen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki şirketlerin iflas idare memurları, tasfiye memurları ve kayyumlarla TMSF bürokratlarına dokunulmazlık zırhı getiriyor. Teklifin Genel Kurul’da mevcut haliyle yasalaşması durumunda, TMSF bünyesinde yer alan ve satış iddialarının merkezinde yer alan şirketlere atanan bürokratlar, izin alınmadan yargılanamayacak ve ortaya çıkan zararı da kamu üstlenecek.

Fon bünyesinde görev yapıp çeşitli zararlara neden olan çalışanlara dokunulmazlık getirilmesinin son derece ‘tehlikeli’ olduğunu ifade eden muhalefet, düzenlemeye karşı çıktı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Abdüllatif Şener, ‘Fonda görevli birinin kusuru nedeniyle mahkemenin o zararı ilgili kişinin ödemesini talep ettiği durumlarda daha önceki maddeye göre sorumlular yükümlülük altında kalıyordu. Şimdi, siz bununla diyorsunuz ki 'Mahkeme kararı da olsa, o sorumlu Fon yönetimindeki kişiye, bu vermiş olduğu zarar ödettirilemeyebilir' yani kurum kendisi üstlenebilir’ dedi.”

“6 milyon hane yardıma muhtaç”

Evrensel gazetesi manşetindeki, “6 milyon hane yardıma muhtaç” başlıklı haberinde, “CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a sosyal yardım alan hane sayısını sordu. Gökçel’in önergesine verilen cevapta 2021 yılında ‘Düzenli ve süreli yardımlardan toplam 5.9 milyon hane yararlanmıştır’ denildi. 2021 yılında yapılan yardımların yüzde 94’ünün nakdi gerçekleştirildiği vurgulanan cevapta ayni yardımları yakacak, barınma ve gıda yardımlarının oluşturduğu belirtildi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ortalama hane halkı büyüklüğü olan 3.3 kişi ile söz konusu veri değerlendirildiğinde, Türkiye’de yaklaşık 20 milyon yurttaş yardıma muhtaç olarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

İktidarın yoksulluktan beslendiğini ve yoksullukla mücadele etmediğini belirten CHP’li Gökçel, ‘AKP yoksulluğu idare ediyor. Ancak yoksullukla mücadele edersek toplumsal refaha ulaşabiliriz. AKP iktidara geldiği günden bu yana sosyal yardımları oy tehdidi olarak kullanıyor’ dedi. Artan enflasyon ve düşen alım gücü karşısında ücretli çalışanların da muhtaç konuma geldiğinin altını çizen Gökçel, ‘İktidar utanması gereken tablodan övünç duyuyor. Ülkemizde 6 milyon hane yardım almadan ayakta duramıyor. Bu bir utanç vesikasıdır” diyerek tepki gösterdi’ ifadelerine yer verdi.

“Devlet izliyor, çöp ayıbı büyüyor”

Karar gazetesinin manşetinde, “Devlet izliyor, çöp ayıbı büyüyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Türkiye son üç yılda en çok ‘kullanılmış plastik’ ithal eden ülke oldu. Avrupa’nın çöpünün yüzde 30’una ulaşan vahim artış karşısında Çevre Bakanlığı adım atmıyor. Çoğunluğu geri dönüştürülemeyen, kalitesiz malzemeden oluşan atığın ya gömülüp ya da yakılması ‘yeşil alarm’ zillerini çaldırıyor: Bir avuç döviz için toprağımızı da insanımızı da zehirliyoruz. Çöp ithalatını sıfırlayın.

İngiltere’den getirilen çöp dağlarının Adana’da yakılması tepkiye yol açtı. KARAR’ın konuyu gündeme taşımasının ardından Çevre Bakanlığı çöp ithalatını kısıtladı. Ancak karar kağıt üstünde kaldı. Mayısta getirilen polietilen yasağı da temmuzda geri çekildi. Gelinen noktada çöp ithalatı 16 yılda 241 kat arttı. Avrupa İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye son üç yılda Avrupa’nın en çok atık ithal eden ülkesi oldu.

Geri dönüşüm oranı ise yüzde 12’de kaldı. DW’den Serkan Ocak’ın haberine göre, en çok çöp İngiltere, Belçika ve Almanya’dan geldi. Çevre Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yakılan ya da araziye gömülen atığın ıskartaya çıkan kirli plastik ya da dönüştürülemeyen ambalaj olduğunu belirtti. Öztürk ‘Yüzde 80’i ıskarta’ dedi. Greenpeace’ten Nihan Temiz de atık ithalatının sıfırlanması gerektiğini belirtti.”

“Sofradaki yangın AKP’yi götürür”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Sofradaki yangın AKP’yi götürür” başlıklı habere yer verdi:

“Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “Enflasyon resmi rakamlarla yüzde 60’a yükselmişse milleti hitabetle coşturamaz, konuşmayla aldatamazsın” çıkışı AKP’de karşılık buldu. Kulislerde Bülent Arınç’a hak verenlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğuna dikkat çekiliyor. Yüksek enflasyon ve zamların sahada partinin “elini kolunu bağladığı” ifade ediliyor.

Erdoğan’ın 2023’te kazanacağına kesin gözüyle bakan AKP’li vekiller, ‘Enflasyon yüksek. Bu gerçeği görüyoruz. Arınç da buna işaret etti. İhtiyaç maddelerine gelen zammı durduramaz ve yüzde 60’lık enflasyon oranını aşağıya çekemezsek, 2023’te zorlanırız. Seçmen cebine yansıyana bakar ve sandıkta kararını ona göre verir’ diyor.”