“Beyaz önlüğün isyanı”

​Sağlık çalışanlarının iş bırakma eylemi Birgün, Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinin manşetindeydi.

08.07.2022

Birgün gazetesinin manşetinde, “Beyaz önlüğün isyanı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Taammüden bir sağlık emekçisi öldürüldü. Tek fail tetiği çeken değil. Asıl suçlu şiddeti cesaretlendiren, doktorları aşağılayan, meslek örgütlerini hedef gösterenlerdir. Dr. Ekrem Karakaya doğduğu topraklarda gömüldü. Geride sevenlerinin gözyaşı, hüznü ve öfkesi kaldı. Bir de bugüne kadar yalananları seyreden yetkililerin hamasi sözleri. Binlerce sağlık çalışanı hastane önlerinden meydanlara yürüdü. Hasta bakmadı, reçete yazmadı. Polisi karşılarına diken iktidara öfkeyle seslendi: Sadece önlüğüm var!

Basın açıklamasını Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Ejder Akgün Yıldırım okudu. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırıları kınadığını söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:

‘Çalışma ortamımız ulaşılabilir sağlıktan kolay ulaşılır şiddete evrildi. Tam da bu ortamda Doç. Dr. Başar savunduğu ilkeler nedeniyle saldırıya maruz kaldı. Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza söz verdik. Bu değerler sağlık mücadelesi ve daha sağlıklı bir dünya sevdasının ürünü.’

Yıldırım, şöyle devam etti: ‘Hekimliğin evrensel değerlerini hiçe sayan bu saldırının planlı olması ülkemizin güvenliği ve geleceği açısından çok ciddi bir tehdittir. Böyle bir saldırının yaşanmasından dolayı öfkeliyiz. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak bu olayın takipçisi olacağımızı, bir daha böylesi saldırıların yaşanmaması için tüm yetkilileri ve sorumlu kurumları göreve davet ettiğimizi bildiririz.’

Eylemde sağlık meslek örgütleri temsilcileri de söz aldı. Sağlıkta şiddetin organize bir hal aldığını belirten Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, ‘Şiddeti uygulayanlar, destek olanlar bilsin ki hekimler biat etmemiştir, susmamıştır’ ifadelerini kullandı. TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül de Başar’ın yanında olduklarını ifade etti. ‘Sürecin takipçisi olacağız’ diye konuştu.

Evrensel gazetesi habere manşetinde, “Bakan istifa” başlığıyla yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Konya’da Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesine karşı ülke genelinde iş bırakan sağlık emekçileri öfkeliydi. ‘Artık yeter’ diyen sağlıkçılar, Bakan Koca’yı istifaya çağırdı.

Sağlıkta artan şiddetin önlenmesi için uzun süredir iktidara seslenen sağlık emekçileri için Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. Sağlık emek ve meslek örgütleri hep birlikte iş bıraktı. Yurt genelinde sağlık emekçileri şiddette karşı birleşti ‘Şiddet varsa biz yokuz’ diyerek aciller dışında hizmet vermedi.

Sabah saatlerinde işyerlerinde bir araya gelen sağlık emekçileri kimi yerlerde hastane dışına çıkarak yürüdü. Ortak slogan ‘Bakan istifa’ olurken sağlıkta şiddetin artık bir kıyıma dönüştüğüne dikkat çekildi. Can güvenliklerinin olmadığına dikkat çeken sağlıkçılar, yetkililere seslendi: ‘Güvenli çalışma alanları istiyoruz.’”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Şiddete hayır” başlıklı haberinde, “AKP iktidarının yarattığı toplumsal iklim, şiddet olaylarını körüklüyor. Doktorlar ve avukatlar, öldürülen meslektaşlarına sahip çıkmak, şiddete karşı seslerini duyurmak içim iş bırakıp eylem yaptı. Katledilen doktor Karakaya Kayseri’de, avukat Bakırtaş ise İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı.

Sağlık çalışanlarının İstanbul’daki ‘G(ö)revdeyiz’ eylemini polis, barikatlar ve biber gazıyla engellemeye çalıştı. Çıkan arbedede bir polis fenalaşınca yardımına yine doktorlar koştu. Sağlık çalışanlarının protesto eylemine yurttaşlar da evlerinin pencere ve balkonlarından alkışlarla destek verdi” ifadelerini kullandı.

Yeni Yaşam gazetesi habere ön sayfasının altında, “Yaşamak ve yaşatmak için” başlığıyla yer ayırdı. Haberde şöyle denildi:

“Konya Şehir Hastanesi’nde Dr. Ekrem Karakaya’nın katledilmesi hekimler ve sağlık emekçilerinin sabrını taşırdı. TTB’nin 7-8 Temmuz için ilan ettiği iki günlük genel greve katılım çok yüksek olurken, birçok hastaneden grev miting havasına büründü. İstanbul’da sağlık emekçileri polisin biber gazlı saldırısına rağmen barikatları aşarak yürüyüşünü sürdürdü.

Konya’da Hacı Mehmet Akçay adlı güvenlik görevlisi Ekrem Karakaya’yı silahla vurarak öldürmüş, şahsın kendisinin nasıl öldüğüne dair ise tutarlı bir açıklama yapılmamıştı. Konuyla ilgili haberlere jet hızıyla yayın yasağı getirildi. Bu arada olayı ‘sağlıkçıların tartışması’ gibi gösteren Konya Valisi yuhalandı, iki gündür süren eylemlerde Bakan Fahrettin Koca’nın istifası istendi.” 

Karar gazetesi manşetin altında yer ayırdığı habere, “Protestoya bile izin yok” başlığını attı:

“Meslektaşları katledilince hekimler ‘Bu vahşetin önüne geçilsin’ diye haykırmak için meydanlara çıktı. Ancak pandemi kahramanlarının seslerini duyurmasına bile tahammül edilmedi. Protestoyu polis engelledi.

Konya’da Dr. Ekrem Karakaya’nın hasta yakını tarafından öldürülmesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Sağlık örgütleri sorunlara dikkat çekmek için önlük astı. Sağlık emekçilerinin düzenlediği protesto eylemlerinde, hastanede şiddetin toplumsal bir sorun olduğu vurgulandı. ‘Bu sarmalın genişlemesi konusunda iktidarı uyardık ama dikkate alınmadı’ vurgusu yapıldı. İstanbul’da doktorların İl Sağlık Müdürlüğü’ne yürüyüşüne ise izin verilmedi. Polisin sert müdahalesine her kesimden tepki yağdı.”

“Hukukla olur”

Karar gazetesi manşetinde, “Hukukla olur” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Yıllardır tartışma konusu olan başlıklarda vatandaşın nabzı ölçüldü: Yüzde 75 kendisini milliyetçi olarak tanımladı. Yüzde 84 ‘Ülkem için savaşır ve ölürüm’ dedi ancak ‘Güçlü Türkiye silahla değil ekonomi, demokrasi ve toplumsal barışla mümkün’ fikri öne çıktı. ‘Türk sayılmanın kriteri Türk soyundan olmak’ düşüncesini benimseyenler yüzde 30’da kaldı. Devleti eleştirmenin vatana ihanet değil, sağlıklı toplumun gereği olduğu belirtildi.

Ankara Enstitüsü ile İstanbul Politikalar Merkezi’nin PANORAMATR’ye hazırlattığı ‘Türkiye’de Milliyetçilik Algısı’ araştırmasından çarpıcı sonuçlar çıktı. -Türkiye genelindeki ankete katılanların yüzde 47’si yanlış işler yaptığını düşündüğünde devleti savunmayacağını söyledi. -Yüzde 44’lük kesim ülkesini eleştirmenin vatana ihanet olmadığını kaydetti. Eleştiriyi sağlıklı toplum için gerekli gördüğünü belirtti.

‘Türkiye hangisiyle daha güçlü olur?’ sorusuna yüzde 32 ‘ekonomik güç’, yüzde 31 ‘demokrasi’, yüzde 20 de ‘toplumsal barış’ yanıtını verdi. ‘Askeri güç’ diyenler yüzde 10’da kaldı. Bir kişinin Türk sayılabilmesi için en önemli kriterin vatandaşlık olduğu belirtildi. ‘Türk soyundan olmak’ yüzde 30’da kaldı. Yüzde 25 milliyetçiliği güçlü bir kimlik olarak görmediğini kaydetti. Yüzde 66 ‘Önce Müslüman sonra Türk’üm’ dedi.”