“Yağma kültürü bakanı Ersoy!”

​Birgün gazetesi, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un şirketinin “yeni projesi”ni manşete çekti.

11.07.2022

Birgün gazetesinin manşetinde, “Yağma kültürü bakanı Ersoy!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bodrum Adalıyalı Mevki’nde doğal sit olan 124 bin metrekarelik alanda 5 yıldızlı otel yapma peşinde. ‘Maxx Royal Bodrum Oteli’nin 325 oda 750 yatak, 14 villa, 3 apart otel villa ve 38 aile odasından oluşması planlanıyor.

Bakan Ersoy’un şirketinin proje bölgesinde sadece 3 bin 819 metre karelik kısmı kendisine ait. Ersoy, bakan olmadan önce bölgede 95 bin metrekarelik kısmı hazine arazisinden tahsis yaptığı şimdi de 25 bin metrekarelik hazine arazisini tahsis etmek istediği ortaya çıktı.

Ersoy’un şirketi hazineden 25 bin metrekarelik alanın tahsisi için kendisinin başında olduğu bakanlığa başvurdu. Proje daha önce iptal edilmişti. Yeni proje hazırlandı. Başvurusu yapılan proje için 3 Ağustos’ta değerlendirme toplantısı gerçekleştirilecek.”

“Selin hainliği değil bu!”

Evrensel gazetesi manşetinde, “Selin hainliği değil bu!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Birçok kentte önceki gece saatlerinden itibaren başlayan sağanak, dün de devam etti. Hayatı olumsuz etkileyen sağanak nedeniyle cadde ve sokaklar göle dönerken, bazı ev ve iş yerlerini su basarken, Bilecik’te sel sularına kapılan bir kadın hayatını kaybetti.

Yaşanan su baskınlarını yapılaşmanın kent planlarına uygun yapılmamasından ve planların bütüncül olmamasından kaynaklandığını belirten Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Yönetim Kurulu Üyesi Ülgen Deniz ‘İstanbul genelinde 2009 senesinde onaylanmış tüm plan kararlarını Anayasa niteliğinde tanımlayan üst ölçekli bir çevre düzeni planımız var. Ancak şu anda yaşadığımız gerçeklik İstanbul’da o plana uymayan, o plan bütünlüğünü kaybetmiş olan birçok başka kararın alındığı birçok gerçeklik var’ dedi. Bu planlara Kanal İstanbul, 3. köprü, İstanbul Havalimanını örnek gösteren Ülgen Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bunlar mesela bizim üst ölçekli planımız olmayan büyük kararlar. Bunun alt ölçekte devamı da var. Bu verdiğim üç örnek aslında  bildiğimiz üç örnek. Fakat yapılaşma kararlarına da özellikle uyulmuyor, üst ölçekli kararlara da. Bu da sel baskınıyla karşılaşan yapıların artmasına neden oluyor.’

Şehirlerin belli coğrafi kısıtları olduğunu aktaran Deniz, ‘Dere yataklarından tutun, bu tip yoğun yağmurlardan sonra belli akar alanlarının oluşmasına kadar, bu alanlar normalde planlarda çalışılmış alanlardır ve planlar çoğunlukla bu alanlarda yapılaşmayı önermezAma yönetmeliklerle gelen yeni değişimler, örneğin yüz metrelik dere bandının on metreye indirilmesi gibi, planların olması gerektiği gibi yapılmadığı bir gerçeklikle karşılaşıyoruz. Üstelik planlara da aykırı yapılaşmalarla karşılaşıyoruz. Aslında üç ayaklı, birbirini destekleyen sonunda da su baskını sonucuyla karşılaşmamıza neden olan koşullar silsilesi oluşmuş oluyor’ dedi.”

“Tamillerin ahı!”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Tamillerin ahı!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“13 yıl önce Tamil halkının haklarının savunucusu Tamil Elam Kaplanları örgütünü ‘çökertmek’ için çocuk ve kadınlar dahil 40 bin kişiyi öldürerek korkunç bir soykırıma imza atan Sri Lanka, büyük bir ayaklanma yaşıyor. Ülkenin varını yoğunu çalan Rajapaksa ailesi, ekonomik kriz ve yoksulluk altında ezilen Sri Lanka halkı tarafından devrildi, halk sarayları işgal etti ve lüks konutları ateşe verdi.

Bir zamanlar ‘Tamil sorununu tek hamlede çözerek’ kendini kahraman ilan etmiş olan Rajapaksalar bir yandan hırsızlıklarıyla, bir yandan da bütçe kaynaklarını silaha yatırmalarıyla ülkede açlık ve kıtlığa yol açarken, bu kez Tamil soykırımı sırasında ciddi bir tepki göstermemiş olan Sri Lanka’nın egemen halkı Sinhalalar da ayaklandı. Toplu mezarlar üzerine kurulu Sri Lanka rejimi şimdi yerle bir oluyor.” 
 
“Kavga bayram dinlemedi”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Kavga bayram dinlemedi” başlıklı haberinde, “Covid-19 salgını nedeniyle iki yıl çevrimiçi bayramlaşan siyasi partilerin dünkü randevusunda emeklilikte yaşa takılanlar, kurbanlık ve yem fiyatları ile mazot fiyatları tartışması yaşandı. CHP’lilerin ekonomik krizden şikayet ettiği görüşmede AKP’li Yel, ‘pembe tablo’ çizdi.

AKP’yi ziyaret eden MHP’den Karakaya, Akşener ve 6’lı masayı kastederek ‘Büyük bir ihtimalle o yapıdan ayrılacak diye söylentiler var’ dedi. İYİ Partili Usta ise ‘Amaç fitne çıkarmak’ yanıtını verdi. CHP heyetinin ziyaretinde MHP’li Özarslan, ‘İttifakın ortağıyız, iktidarın değiliz’ dedi” ifadelerine yer verdi.

“İnsanlığa sınırı kapattı”

Karar gazetesinin manşetinde, “İnsanlığa sınırı kapattı” başlıklı haber yer aldı:

“Rusya, Suriye’ye insani yardımların bir yıl daha uzatılması teklifini reddetti. Dört milyon kişinin gıdaya, ilaca ulaşabildiği tek sınır Cilvegözü’nün veto edilmesi sivilleri kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Türkiye’ye yeni bir göç dalgasını tetikleme riski barındıran karara ‘Milyonların hayatı buraya bağlı. Sınır kapısı kapatılamaz’ tepkileri geldi.

Geçen yıl Öncüpınar’dan yapılan yardımları engelleyen Rusya ve Çin bu kez Cilvegözü’ne yönelik benzer tutum sergiliyor. Moskova, Hatay’daki sınır kapısından Suriye’ye yapılan yardımların bir yıl daha uzatılması talebini veto etti. BMGK’da Norveç ve İrlanda tarafından sunulan teklife 15 üyeden 13’ü destek verdi. Moskova karşı çıktı, Pekin çekimser kaldı. Daimi üye Rusya’nın yardımların altı aylık uzatılması talebi de kabul görmedi.

2021’de 10 bin TIR’ın geçtiği sınır kapısının saf dışı kalması ihtimali İdlib’de yeni insani krizle göç dalgası riski doğurdu. AB ‘Yardımları ulaştırabileceğimiz başka bir sistem yok’ diyerek statükonun sürmesi gerektiğini belirtti. ABD’nin BM Büyükelçisi de ‘Veto kullanan ülke yüzünden insanlar ölecek’ dedi. Dünya Doktorları Derneği ise ‘Yardımların yüzde 80’i buradan geçiyor. Kalan tek sınır kapısının kapatılması uluslararası hukukun ihlali’ açıklaması yaptı.”