“Kararınız yok hükmünde”

​Birgün ve Cumhuriyet gazeteleri, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili büyük tepki çeken kararı manşete taşıdı.

20.07.2022

Birgün gazetesinin manşetinde, “Kararınız yok hükmünde” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Gericilerin hedef aldığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek imzasıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin Danıştay’daki iptal davası reddedildi. Karara yönelik yapılan açıklamalarda ‘Bizim umudumuz davadan çıkacak karar değil kadınların yaşam hakkını savunma iradesidir’ denildi.

Danıştay 10. Daire üyelerinden Yılmaz Akçil, Metin Arıtı, Lütfiye Gözütok Akbulut davanın reddi yönünde oy kullanırken, İbrahim Topuz ve Ahmet Saraç ise bu karara katılmadı. Hakimler, yürütmeyi durdurma kararı için açılan davalarda da aynı oyları kullanmıştı.

Kararın yayımlanmasının ardından açıklama yapan Eşitlik İçin Kadın Platformu avukatlarından Yelda Koçak, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediklerini söyledi. Karara itiraz edileceğini açıklayan Koçak, ‘30 gün içerinde temyize yani Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na gideceğiz. Biz davaları açarken umudumuzu mahkeme kararına bağlamadık. Umudumuz, kadınların yaşam hakkını savunmak ve bu iradeye ortaya koymaktı’ dedi.

Dört duruşma boyunca bu iradeyi ortaya koyduklarını kaydeden Koçak, ‘Bütün duruşmalarda Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte kadınların yaşam hakları için mücadele ettik. İstanbul Sözleşmesi’ni sonuna kadar savunacağız çünkü bu sözleşme bizim yaşam hakkımızı güvence altına alıyor. Sözleşmeden çekilme kararının alındığı günden bugüne çok kötü günler geçiriyoruz. Bu karanlığı yaşıyoruz. Danıştay’ın verdiği karar Pınar Gültekin’i öldüren ve indirim alan Cemal Metin Avcı kararlarını artıracak’ diye konuştu.

Danıştay’da dava açan kurumlardan olan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Av. Müjde Tozbey, karara ilişkin yaptığı açıklamada, ‘Bu Anayasa’ya aykırı bir karar. İstanbul Sözleşmesi milletlerarası bir sözleşme, kararname niteliği taşımamaktadır. Tek adama bağlı olarak karar verilmemelidir. Bu karar hukuka aykırıdır, politiktir’ diye konuştu. Fesih kararının kadın mücadelesine ve kadınların hak arayışına karşı olduğunu belirten Tozbey, şu ifadeleri kullandı: ‘Gerici iktidar tarafından kadınların güçlenmesi, şiddete karşı başkaldırması istenmemektedir. Karara karşı sadece hukuki mücadele yürütmeyeceğiz. Sokaklarda, hastanelerde, kamu kurumlarında ve her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz.’”

“Hukukta son söz Saray’ın!”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Hukukta son söz Saray’ın!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla çekildi. Çok sayıda kurum, kuruluş ve kişi, kararı yargıya taşırken Danıştay 10. Dairesi, yürütmeyi durdurma istemini reddetti. Bunun ardından davanın esastan görüşülmesine geçildi. Bu kapsamda 28 Nisan, 7, 14 ve 23 Haziran’da davaya ilişkin duruşmalar görüldü. Dava sürecince Danıştay savcılarının tamamı hem duruşmalarda hem de duruşmalar öncesi yazılı olarak kararın iptal edilmesi yönünde görüş bildirdi. Daire, dün, cumhurbaşkanı kararının 2’ye karşı üç oyla hukuka aykırı olmadığına hükmetti. 

Cumhuriyet’in ulaştığı kararda, Meclis’in uluslararası anlaşmalara ilişkin yetkisinin anlaşmayı bir yasayla uygun bulmaktan ibaret olduğu belirtilerek, ‘Cumhurbaşkanının uygun bulma kanunu sonrasında milletlerarası anlaşmayı onaylayıp onaylamama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, milletlerarası anlaşmaların sona erdirilmesinin tıpkı anlaşma metinlerinin hazırlanması, imzalanması, son aşamada onaylanarak yürürlüğe konması hususlarında olduğu gibi ‘yürütme yetkisi’ dahilinde bulunduğu’ savunuldu. Anayasada, yasalarda ya da mevcut mevzuatta, uluslararası sözleşmelerin sonlandırılmasına ilişkin düzenleme olmadığı belirtilen kararda, ‘Milletlerarası anlaşmaların sona erdirilmesine ilişkin işlemlerin, kaynağını anayasadan alan yürütme yetkisi ve görevi kapsamında cumhurbaşkanı tarafından yapılacağı; cumhurbaşkanının, yürütme faaliyetine ilişkin sona erdirme yetkisini kullanırken yasama organının bir işlem tesis etmesine gerek bulunmadığı anlaşıldı’ denildi.

Karar için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz yolu açık. DİDDK, kararı bozabileceği gibi onayabilir de. Karar onanırsa, Danıştay’daki süreç tamamlanacak. Kadın örgütleri, böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını vurguluyor.”

“Bu karnenin telafisi yok”

Karar gazetesi manşetindeki, “Bu karnenin telafisi yok” başlıklı haberinde, “Barajın kaldırılmasının ardından yapılan ilk YKS’de 96 bin aday sıfır çekti. Fende, matematikte netler dibe vurdu. Türkçe ortalamaları öğrencilerin kendi dilinde düşünme becerisi edinemediğini ortaya koydu. Temel eğitimin yetersizliğini gösteren vahim tablo sistemin kalitesiyle ilgili en ciddi alarm oldu. ‘İşin buraya gelmesine yol açan yanlışlara karşı hangi önlemler alınıyor?’ sorusu yöneltildi.

YKS’de doğru cevap ortalamalarının 40 soruluk Türkçe testinde 17.7, matematikte 6.9, fende 3.2’de kalması ‘baraj kalktı ama nitelik düşüyor’ değerlendirmelerine yol açtı. Eğitimin kalitesini ölçen PİSA testlerinde önceki yıllarda alınan kötü sonuçların ardından gelinen nokta adayların ilköğretimde yeterli temel altyapıyı almadığını ortaya koydu. Etkisi nesillere yansıyacak sorun için çözüm planlarının işletilmesi gerektiği belirtildi.

Düşündüren tabloyu değerlendiren Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul da ‘Niteliksiz nesil’ tehlikesine dikkat çekti: Puanların dağılımı öğrencilerin çoğunun en kötüde eşitlendiğini gösteriyor. Yükseköğretimin niteliği ve akademik yeterlilikler gibi çok sayıda sorunla karşı karşıyayız. Sınava odaklı sistemde köklü değişikliklere gidilmeden kalıcı çözümlerin üretilemeyeceği ortada. Sınav merkezli anlayış terk edilmeli” ifadelerine yer verdi.