“Ekonomi kitabı tersten yazılıyor”

​Birgün gazetesi, Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesiyle ilgili tepkileri manşete taşıdı.

21.10.2022

Birgün gazetesi manşetinde, “Ekonomi kitabı tersten yazılıyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Merkez Bankası (MB) politika faizini 150 baz puan indirerek, yüzde 12'den yüzde 10,5'e düşürdü. Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında yapılan açıklamada, kasım toplantısında da benzer bir adım atılacağı ve faiz indirim döngüsünün sona erdirileceği bildirildi. Açıklamada, ‘MB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir’ denildi.

MB’nin belirlediği politika faizi ile enflasyon arasındaki makasın gittikçe açılması, piyasalarda ve ekonomistlerde uzun zamandır endişelere yol açıyor. TÜİK’in verilerine göre geçen ay enflasyon yıllık 83,45 olarak gerçekleşti. MB'nin son kararı ile faiz ve enflasyon arasındaki makas 73 baz puana çıkarak rekor kırdı.

BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Uğur Civelek’e göre, kararın bilimsel dayanağı yok. ‘Ne yaptıklarını bilmiyorlar’ diyen Civelek, şöyle konuştu: ‘Bu, siyaseten patrona teslim olmaktır. Merkez Bankası’nın yapmaması gereken bir hamledir. Onlara tavsiyem, istifa etsinler. Bu politika ile Türkiye kaosa sürükleniyor. Gayrimenkul piyasasını balonlaştırıyorlar. Ortaya çıkan sorunları pansuman yaparak geleceğe ertelemeye çalışıyorlar. Böyle yaparak 2023 yılını Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık yılı yapmak için çalışıyorlar.’

Faizi düşürmenin uzun vadede kur krizini ve enflasyon artışını tetikleyeceğine vurgu yapan Civelek, bu politikanın sürdürülemez olduğunu kaydetti. Ekonomist Civelek, sözlerini şöyle sonlandırdı: ‘Sorunu ağırlaştırıyorlar. Halk ileride daha ağır sorunlar yaşayacak. Yaptıkları halkı kandırmaktır, kötü niyettir. Kur seviyesini Merkez Bankası rezervlerini tüketerek sabit tutuyorlar. Bu politikalar, hükümetin bekası için ülkeye ihanet edilmesi anlamına geliyor. Bunun için söyleyecek fazla bir şey de yok. Çünkü bu bilimsel bir şey değil. Bir deney de değil.’”

“Kürt halkına karşı kimyasal ittifak”

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Kürt halkına karşı kimyasal ittifak” başlıklı habere yer verdi:

“Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerinde HPG’lilere kimyasal ve yasaklı bombalar kullanmasına karşı tepkiler büyüyor. Kuzey ve Doğu Suriye, Avrupa kentleri, Türkiye ve Kürdistan kentleri başta olmak üzere birçok yerde binler eyleme geçti. Kimyasal silah kullanımının uluslararası sözleşmelere göre savaş suçu olduğuna vurgu yapılırken, Batılı hükümetler ve uluslararası kurumların kimyasal saldırılar karşısındaki sessizliği kınandı.

Eylemlerde, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) bölgeye gidip inceleme yapması çağrıları da yapıldı. Avrupa Parlamentosu’nun önündeki Luxembourg Meydanı’nda toplanan Kürtler ve dostları ‘Türkiye bombalıyor, NATO finanse ediyor’ diyerek tepkisini gösterdi. Eylemlerde, Kürt halkına ve dostlarına savaş suçu karşısında harekete geçme çağrısı yapıldı.”   

“Saray yasa beğenmedi”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Saray yasa beğenmedi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“CHP’nin ‘başörtüsü’ yasa teklifine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla ‘anayasa teklifi’ hazırlayan Adalet Bakanlığı ve AKP’li hukukçular Saray’dan onay alamadı. Erdoğan’ın ‘daha net ifade’ kullanılmasını istemesiyle hazırlanan yeni çalışmaya ‘doğrudan başörtüsü’nü işaret eden ifadeler yazıldı.

AKP’nin hazırladığı teklif metni mevcut anayasanın 24. ve 41. maddelerinde değişiklik öngörüyor. Teklifte, ‘din ve vicdan hürriyetini’ düzenleyen 24. maddeye ek olarak ‘Hiç kimse başı açık ya da kapalı olduğu için kamuda çalışma, eğitim öğretim hakkından mahrum bırakılamaz’ ifadesinin geldiği ileri sürülüyor. Ancak ‘başı açık veya kapalı’ ifadesinin doğrudan ‘başörtüsünü’ işaret ettiği için bu ifadenin ‘anayasa yazım tekniğine aykırı olduğunun’ altı çiziliyor. Ancak Erdoğan’ın ‘net ifade’ ısrarı üzerine teklifin ‘doğrudan başörtüsünü’ işaret eden ifadelerle yazıldığı dile getiriliyor. 

AKP’li bazı kurmaylar, ‘kılık kıyafet serbestisi’ ifadesinin de ‘çok geniş bir anlam’ içerdiğinden, bu ifadenin anayasaya konulması halinde ‘gerek üniversitelerde gerekse kamu kurum ve kuruluşlarında kıyafet düzenlemesiyle ilgili açık noktalar oluşabileceği’ belirtiliyor. AKP’deki bazı hukukçular, ‘Kılık – kıyafet’ gibi bir ifade eklendiği zaman, bu kez diğer giyim tarzlarını nereye oturtacağımız tartışması gündeme geliyor. Bundan sonra mini eteğin, şortun ya da çarşaf, burka, cüppe ve sarık gibi kıyafetlerin de önünün açılmasına neden olabiliyor’ yorumunu yapıyor.”

“Cinayeti barutçuya yıkacaklar”

Karar gazetesi manşetindeki, “Cinayeti barutçuya yıkacaklar” başlıklı haberinde, “Bartın faciasının 'cinayetten farksız' ihmallerle yaşandığı, bilirkişi heyetinin incelemesine de yansıdı. Bir hafta geçmesine rağmen tek bir kişinin karakola bile çağrılmaması soru işaretlerine yol açarken rahatsız eden tablo asıl sorumlulardan hesap sorulmasına dönük endişeleri besledi. ‘41 kişinin ölümü bir barutçunun, mühendisin üstüne yıkılıp dosya kapatılmasın’ çağrıları yapıldı.
Amasra'da meydana gelen patlamanın ardından başlatılan soruşturma kapsamında deliller 15 torbayla adliyeye getirildi. Emniyet Siber Daire Başkanlığı'ndan uzmanlar da ‘kara kutu’ olarak tanımlanan ve gaz ölçümleri, hava akış oranı gibi verileri içeren cihazlar üzerinde inceleme başlattı. Madende 6.5 saat süren keşfe katılan bilirkişi heyetindeki avukatlar ise dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Bartın Baro Başkanı Ferhat Parlatır, ihmale ilişkin izlenim edindiklerini belirtti. Mürsel Önder ‘İşletme, TTK kadroları ve Enerji Bakanlığı yönetimindeki kişilerin ihmali olduğunu düşünüyoruz’ dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Tamer Doğan ise ‘Önemli olan soruşturmanın nereye gideceği. TTK, bakanlık dahil edilecek mi yoksa gariban bir barutçunun üstüne mi yıkılmaya çalışılacak, göreceğiz’ dedi” ifadelerine yer verdi.