“Tane ile alıyor, gramla yiyoruz”
Gündemde öne çıkan haberler Birgün, Cumhuriyet ve Karar gazetelerinin manşetinde yer buldu.
02.12.2022
Birgün gazetesinin manşetinde, “Tane ile alıyor, gramla yiyoruz” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Türkiye’de milyonlarca hane için tane ile meyve, gramla yiyecek kavramları olağanlaştı. Üstelik bu durumun değişme ihtimali de yok. İstanbul enflasyonu hayat pahalılığı ile daha uzun aylar birlikte olduğumuzu gösterdi.
Ekonomik buhranı en çok hisseden kesim dar ve orta gelirliler. Yaşamlarını adeta yeniden şekillendirmek zoruna kaldılar. TÜİK verilerine göre sosyal harcama(dışarıda yemek, tiyatro, sinema vb.) neredeyse kalmamış durumda. Aile bütçesinin tamamı ulaşım, barınma, giyim ve özellikle de gıdaya ayrılmış durumda. Eğitim ve sağlık gibi temel başlılar bile öteleniyor.
Milyonlarca yurttaşın bu tablo ile baş etmesi mümkün değil. Buna rağmen çeşitli yöntemlerle ayakta kalmaya çalışıyorlar. Doğalgaz ve elektrik harcamalarını minimuma indirme, giyimde ikince ele yönelme bunlardan sadece birkaç tanesi. Ama özellikle başta gıda olmak üzere mutfak harcamaları var ki burada tablo çok daha karanlık.
Yurttaşlar çarşı pazarda yaptıkları meyve ve sebzede taneye dönmüş durumda. Patatesten, elmaya kadar neredeyse tüm meyve ve sebzeler marketlerden tane ile alınmaya başlandı. Üstelik sadece marketlerde değil pazarda da durum farklı değil.
Türkiye’nin enflasyonuna dair öncü sinyal veren İstanbul Ticaret Odası (İTO) perakende ve toptan fiyatlar açıklandı. Kasım ayında İstanbul’da perakende fiyatlar yıllık bazda yüzde 105,55 artış gösterdi. İstanbul'un ekim enflasyonu 108.8 olarak kayıtlara geçmişti. Kasım ayında İstanbul’da, perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi aylık bazda yüzde 3,10, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,34 oranında arttı. Yıllık bazda 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 105,55, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 95,72 artış yaşandı.”
“İzmir düşman toprağı değil”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “İzmir düşman toprağı değil” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iktidar tarafından onay verilmeyen, engellenen projeleri sıraladı, ‘Hizmetin nasıl olup da bu kadar siyasete alet edilebildiği bir noktaya geldik’ tepkisini gösterdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin önceki günkü toplantısında 2023 bütçesi görüşüldü. 25 milyon 900 milyon TL’li bütçenin onaylandığı toplantıda konuşan Tunç Soyer, ‘İzmir bizim için bir kavga konusu değildir. Çözüm meydanıdır. İzmir’in refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak istiyoruz’ dedi. Soyer, proje, kredi ve tahsis talepleri konusunda çıkarılan engelleri de açıkladı.
Verilmeyen onaylar ve bekletilen imzalar nedeniyle ortaya çıkan kamu zararlarının incelenmesi ve sorumlulardan hesap sorulmasını isteyen Soyer, şunları söyledi: ‘100. yılını geride bırakan Cumhuriyetin savcılarını ve hâkimleri göreve davet ediyorum. İzmirlilerin hakkı olan çok sayıda icraatımızın sekteye uğratılmasını asla kabul etmiyoruz. Çünkü atmadığınız, beklettiğiniz her imza ya bir kamu zararı ya da kamuya zarar üretmektedir. Veyahut her ikisine birden neden olmaktadır. Vatandaşın aleyhine siyaset yapamazsınız. Şunu lütfen unutmayın. İzmir düşman toprağı değildir. İzmirliye bunlar reva görülemez. İzmir, bu ülkenin 81 ilinden biridir. Ayrılmaz bir parçasıdır.’”
“Türkiye’nin ikinci şansı yok”
Karar gazetesi manşetindeki, “Türkiye’nin ikinci şansı yok” başlıklı haberinde, “KARAR TV’de konuşan Gelecek Partisi lideri, seçimlerin 85 milyon için bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi. “Türkiye’nin ikinci bir şansı yok” vurgusu yaptı: 2023’te biz bu otoriter rejimi değiştiremezsek İslamcılar da ülkücüler de devrimciler de bir daha demokratik düzen görmeyecek. Yarın Erdoğan’ın yerine daha otoriter bir laikçi veya ulusalcı biri gelecek.
‘Başörtüsünde referanduma gitmek toplumsal barışa vurulacak en büyük darbedir. Özgürlükler referanduma sunulamaz. Bu konu arada seçim ortamını zehirler. Bu nedenle Meclis’ten 400’ün üstünde oyla geçmeli ve tartışma geride bırakılmalı.
En uygun cumhurbaşkanı adayını mutabakatla bulup sahip çıkacağız. O da altı partinin yol haritasına sadık kalacak. Kuralları önce koyacağız, ülkeyi Erdoğan gibi yönetmeyecek. Verdiğimiz bakanlar parti temsilcisi gibi davranmayacak.
(Uygur protestosuna yasak) Zulüm yetmiyor yangın çıkarılıp insanlar öldürülüyor. Türkiye’de ise her gün vatan, millet, Türk, İslam dünyası diyenler sessiz. Üstüne ses çıkaranlar engelleniyor. İçişleri Bakanı kendini bilmeze hesap sormalı.
Türkiye’de yüzde 50+1 gerçeği var. AK Parti, yüzde bilmem kaç oyuyla Perinçek’i içine sindiriyor. Hangi parti yüzde 25’le, 15’le kazanır? Yüzde yarım bile önemliyken altılı masa yeni bir Cumhurbaşkanı için Türkiye’nin en büyük şansıdır’” ifadelerine yer verdi.