“Teşhis var, tedavi yok”
Gündemin öne çıkan haberleri Karar, Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerinin manşetindeydi.
19.12.2022
Karar gazetesi manşetinde, “Teşhis var, tedavi yok” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye, Zimbabwe, Lübnan ve Venezuela’dan sonra gıda enflasyonu en yüksek dördüncü ülke oldu. Politikasızlıkla, günü kurtarma ve suçlu arama hamleleriyle gelinen nokta Cumhurbaşkanı’nın altı yıl önceki konuşmasını akıllara getirdi. ‘Toprak var ama planlama yok. Mera var ama et fiyatları uçmuş’ sözleri ‘Doğru teşhisi koymuş ancak orada unutulmuş. Bu tespitler hatırlanıp acil adım atılmalı’ dedirtti.
Gübreden, mazota katlanan maliyetler tarlada fiyatları patlattı. TÜİK verilerine göre bile tarım enflasyonu yıllık yüzde 169’u aştı. Uzmanların ‘Rafta, kasapta el yakan fiyatların nedeni bir tarım politikasının olmaması’ uyarısına rağmen hükümet marketleri sorumlu tuttu. Vahim tabloyu ise Dünya Bankası verileri ortaya koydu. Yıllık gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkeler Zimbabwe, Lübnan, Venezuela ve yüzde 102’yle Türkiye oldu.
Türkiye, Ruanda, Surinam ve Gana’nın üstüne çıktı. Çarpıcı liste, Cumhurbaşkanı’nın ‘Milli Tarım Projesi’ndeki konuşmasını gündeme taşıdı. Erdoğan’ın ‘Olmamız gereken yerin çok uzağındayız. Toprağımız var ama doğru planlama yapamıyoruz. Meralarımız var ithalat yapıyoruz. Bu kabul edilemez’ sözleri dikkat çekti. Çiftçiyi tarladan kaçıran, 85 milyonun sofrasını ilgilendiren yakıcı soruna çözüm bulunması gerektiği belirtildi.”
“‘Şahsın’ lüksüne ödenek yetmiyor”
Birgün gazetesinin manşetinde, “‘Şahsın’ lüksüne ödenek yetmiyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Görkemli sarayları, bir orduya dönüşen personeli, uçakları ve araç filosu ile israfın simgesine dönüşen Cumhurbaşkanlığı’na ödenek yetmiyor. 2022 yılı ödeneği, yüzde 50’yi aşan bir oranda artırılarak 3,8 milyar TL’den 5,8 milyar TL’ye çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe giderlerinin kurumsal sınıflandırılmasına ilişkin tablolarına göre, yıl boyunca sürekli ödeneği arttırılan Cumhurbaşkanlığı’nın mali yıl başlarken 3,8 milyar TL olan ödeneği 11 ay boyunca sürekli arttı. 11 ayın sonunda 6,6 milyar TL’ye çıkarak 2023 yılı bütçesine yakın bir rakama ulaşan Cumhurbaşkanlığı’nın ödenek toplamı 5,8 milyar TL oldu ve bu ödeneğin 4,3 milyar TL’si de harcandı.
AKP iktidarı yanlış ekonomi politikaları sonucu yükselen enflasyon ve yüksek döviz kurunun yarattığı sarsıntı nedeniyle yıl bitmeden ek bütçe çıkarttı. Garantili projeler, kur korumalı mevduata aktarılan milyarlarca lira dolayısıyla daha da altüst olan bütçe dengeleri ek bütçe ile kurulmaya çalışıldı. Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da öncekiler gibi hayata geçme şansı olmayan yeni bir tasarruf genelgesi yayımladı. Zorunlu ve öncelikli olmayan yatırımların ertelenmesi, başta araç alımı olmak üzere israf harcamaları yapılmaması ana teması üzerinden kurgulanan genelge başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere hemen hemen tüm kamu kurumları tarafından yürürlüğe girer girmez ihlal edilmeye başlandı.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde bütçesi, önceki cumhurbaşkanlarından farklı olarak dev boyutlara ulaştı. Saraylar, uçak ve araç filoları nedeniyle israf eleştirileri yöneltilen Cumhurbaşkanlığı’nın harcamaları, Başkanlık Sistemi dolayısıyla artan yetkileri nedeniyle de çoğaldı.
Bütçe, 2022 yılında 3,9 milyar TL olarak TBMM’ye önerildi. Bu yıl olduğu gibi önceki yıllarda da bu başlangıç ödenekleri Cumhurbaşkanlığı’na yetmedi.”
“Demokrasiyi zehirliyorlar”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Demokrasiyi zehirliyorlar” başlıklı haberinde, “CHP Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, AKP’nin başörtüsüne anayasal güvence getiren teklifine ilişkin ‘Dert başörtüsü değil, seçimi zehirlemek. Ekonomi, yozlaşma konuşulmasın, aile, ahlak konuşulsun istiyorlar. Yeni anayasa yeni Meclis’in işi olmalı ve öyle olacak’ dedi.
Erkek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen cezayla ilgili ise ‘Soylu’nun cesareti varsa uzaklaştırsın. İstanbul’u kaybettiler, Türkiye’yi de kaybedecekler. Biz kazandığımızda aslında kendileri de kurtulacak. Çünkü gittikçe daha çok hata yapıyorlar’ diye konuştu” ifadelerine yer verdi.
“Sokağı yansıtanlara gözdağı”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Sokağı yansıtanlara gözdağı” başlıklı habere yer verdi:
“Kalıcı saat uygulamasına dair belgesel çekimleri nedeniyle evi basılarak gözaltına alınan belgesel yönetmeni Sibel Tekin tutuklandı. Karara tepki yağdı. Belgesel sinemacılar Tekin’in serbest bırakılmasını istedi.
Tekin'in kış ve yaz saati uygulamasıyla ilgili çekim yaparken polis servis aracını da çekmesi gerekçesiyle gözaltına alındı öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında evi basılan Tekin’in, iki bilgisayarına, belgesel çalışmalarının olduğu çok sayıda harddisk ile kamera ve bazı kitaplarına el konuldu. Yapılan aramaların ardından Tekin, kıyafetlerini değiştirmesine dahi izin verilmeden gözaltına alınarak, Ankara Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.
Kalıcı yaz saati uygulaması sebebiyle sabah saatlerinin karanlık olması yıllardır tepkilere neden oluyor. Sabit saat uygulamasının sonuçlarına ilişkin hazırladığı proje için Tuzluçayır’da çekim yapan Tekin’in, çekim yaptığı yerde polis servis aracının da olması, gözaltıya gerekçe gösterildi. Tekin'in evinin, polis aracının görüntüsünü alındığı gerekçesiyle basıldığı öğrenildi.”