“Yedek ödenek yandaşa gitti”

Birgün, iktidarın müteahhitlere yedek ödenek kalemi üzerinden servet aktarmasını manşete taşıdı.

17.01.2023

Birgün gazetesi manşetinde, “Yedek ödenek yandaşa gitti” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“AKP-MHP iktidarının ekonomik kriz altında ezilen halkın sorunlarının giderek ağırlaşmasına karşın kamu kaynakları ile fonladığı kesimlere ilişkin tercihi değişmiyor. Bütçe dışı kullanılması nedeniyle denetimsizlik ve suiistimale yol açtığı gerekçesiyle eleştirilen yedek ödenek kalemi 2022 yılında hem dev boyutlara ulaştı hem de krizi önleyici politikaları devreye sokmak yerine yine iktidarın gözdesi müteahhitlerin kasasına girdi.

‘Ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için’ her mali yılbaşında ayrılan yedek ödenek kalemi iktidarın ölçüsüz harcamalarına kaynak oluşturuyor. 2022 yılı bütçesinde 13.6 milyar TL olarak belirlenen yedek ödenek tutarı 12 ayın sonunda sekiz katı artışla 106.5 milyar TL’ye fırladı.

Cumhurbaşkanlığı’nın ‘kişisel kullanımı’nda olan örtülü ödenek dışında yedek ödenek kalemi de bir kara deliğe dönüştü. Sayıştay’ın, Meclis’in bütçe disiplinini bozduğu gerekçesiyle eleştirdiği yedek ödenek kullanma alışkanlığı, Erdoğan’ın kontrolüne geçtikten dev bir büyüklüğe ulaştı. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun, ‘Merkezi yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için’ Erdoğan’ın onayıyla kamu idarelerine ödenek aktarılmasına olanak sağlayan hükmü, ‘Saray’ın ikinci bütçe yaratarak istediği gibi dağıtmasının’ aracı oldu.

Mali yıl başlarken 13 milyar 642 bin lira olarak belirlenen yedek ödenekten en yüksek pay 2.5 milyar lira ile garantili Kamu Özel İşbirliği projelerini gerçekleştiren müteahhitlere ödemeler yapan Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ayrıldı. İkinci sırada ise 2.2 milyar TL ile Cumhurbaşkanlığı yer aldı. İçişleri Bakanlığı’na 2.2 milyar TL, Sağlık Bakanlığı’na ise 1.2 milyar TL yedek ödenek aktarılması planlandı.”

“Büyük dayanışma”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Büyük dayanışma” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“DSP’den ANAP’a, MHP’den DP’ye, Fazilet Partisi’nden CHP’ye kadar milletvekilliği ve bakanlık yapmış isimler, davalar ve soruşturmaların hedefindeki İBB Başkanı İmamoğlu’na destek için dün Saraçhane’ye gitti. Eski TBMM Başkanı Cindoruk, ‘Biz Cumhuriyetçiler, bitmeyiz, var olacağız. Ekrem Başkanım, korkma kardeşim’ dedi.

Eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, ‘Bu dayanışma, İstanbul halkının iradesini sakatlamaya yönelik davranışlara bir uyarıdır. Hukuk herkese lazım’ dedi. Destek ziyareti için teşekkür eden İmamoğlu ise, ‘Bu aslında Türkiye’nin demokrasisine verilmiş destektir. Onurlandım, milyar kez güçlendim’ diye konuştu.”

“O zaman Meclis’te çözün”

Karar gazetesi manşetindeki, “O zaman Meclis’te çözün” başlıklı haberinde, “Cumhurbaşkanı daha önce ‘Referandum konusu yapılamaz’ dediği ‘başörtüsüne yasal güvence’ için yine sandık mesajı verdi. Temel insan hakkının oylanamayacağını belirten muhalefet ise ‘Pürüz varsa konuşup çözelim’ tavrını sürdürüyor. Kalıcı çözümde ortak anlayış söz konusuyken kamuoyu ‘Bu mesele Meclis’te çözülsün, siyasi malzeme konusu yapılmasın’ görüşünde birleşiyor.

Geçen yıldan 2023’e sarkan başörtüsü düzenlemesinde süreç başlıyor. Kılıçdaroğlu’nun yasa teklifini ‘gollük pas’ olarak niteleyen iktidar bu adıma anayasal düzenleme hamlesi ile karşılık vermişti. Aralıkta 336 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunulan ve başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması gerekçesiyle hazırlanan teklifle anayasanın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. maddesi ile aile ve çocuğun korunmasına ilişkin 41. maddesinde değişiklik öngörülüyor. Anayasa Komisyonu, teklifi görüşmek üzere yarın toplanacak.

Aile tanımına netlik kazandırmak için 41. maddeye ‘Evlilik birliği ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir’ ibaresinin eklendiği teklifin gerekçesi ‘Sapkın akımlara karşı aile birliğini koruma’ olarak açıklanmıştı. Muhalefet; Adalet Bakanı başkanlığındaki iktidar heyetini kasımda kabul etmiş ancak ikinci tur görüşme teklifine olumsuz yanıt vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Kasım’da ‘Temel hak ve özgürlükleri referanduma götürmeyi doğru bulmuyoruz’ demişti ancak ardından sık sık teklifin 400 evet ile kabul görmemesi halinde referanduma gidileceğini söyledi” ifadelerine yer verdi.