“Bu kader planını yazan utansın”
Evrensel, Birgün, Karar ve Cumhuriyet gazetelerinin manşeti gündemde öne çıktı.
10.02.2023
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Bu kader planını yazan utansın” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“4. günün sonunda ulaşılabilen enkaz sayısı artsa da ulaşılan yıkıntılardan beklenen mucize değil ağırlıklı olarak cenazeler çıktı. Ölü sayısı katlandı. Yakınlarının erken ulaşılması halinde yaşayacağını düşünen depremzedeler ihmalleri sorguluyor.
-Uzman madenciler neden ilk gün sevk edilmedi, onlarca helikopter neden tahsis edilmedi?
-Donanımlı askeri birlikler neden ikinci güne bekletildi, lojistik imkânları değerlendirilmedi?
-Yurt içi ve yurt dışı arama donanımı olan gruplar neden derhal yardıma çağırılmadı?
-Yurt dışından gelen profesyonel ekipler saatler boyunca havaalanlarında neden bekletildi?
Afetlere Müdahale Genel Müdürlüğü’nün başına bu işte hiç uzmanlığı olmayan İsmail Palakoğlu’nun atanmasının sorumlusu kim? Deprem bölgesine dair hazırlık çalışmaları 3 kez sorulan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, 3 yıldır soruları yanıtsız bırakması neden? Bölgedeki deprem önleme piloy uygulamasının enkaz altında kalmasının sorumlusu kim?”
“İktidar çözüldü, halk kenetlendi”
Birgün gazetesi manşetinde, “İktidar çözüldü, halk kenetlendi” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Binlerce binanın yıkıldığı ve binlerce vatandaşın göçük altında kalarak yaşamını yitirdiği süreçte arama-kurtarma ve yardım çalışmalarında sınıfta kalan iktidar, ortaya çıkan tablodan değil bunun görülmesinden rahatsız. İktidar enerjisinin önemli bölümünü gerçekleri gizlemeye harcıyor.
Yıllardır halka ‘güçlü devlet’ propagandası yapan AKP’nin makyajı da yaşanan depremlerle döküldü. Başta Hatay ve Maraş olmak üzere depremin yıktığı kentlere yardımlar ancak gönüllüler ve yerel yönetimlerin çabalarıyla ulaştırıldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan “İlk gün bazı sıkıntılar yaşasak da ikinci gün duruma hâkimiyet tesis edildi” dese de gerçekler bunun tam tersi. Cenazeleri taşıyacak araç bile bulamayan yurttaşlar enkazı ziyaret eden bakanları protesto ediyor. Yardım çığlıkları duyulmayan halkın öfkesi her yerde kendini gösteriyor.
Halk devletin ‘gücünü’ de bu depremde net bir şekilde görünce iktidar da yapamadıklarını gizleme telaşıyla daha fazla baskıya başvurdu. Sosyal medya yasakları, OHAL uygulaması, eleştirilerde bulunanların jet hızıyla gözaltına alınması gibi uygulamaları, iktidar temsilcilerinin muhalefete yönelik saldırgan tutumu izliyor.
Başarısızlık ve çözülme karşısında başta yurttaşlar olmak üzere, yerel yönetimler, meslek odaları, sendikalar ve siyasi partilerin olağanüstü çabasıyla kentlerle birlikte insanlar da yaşama tutundu. Yardımlar bölgeye ulaşırken kurtarma ekiplerinin depremden dört gün sonra bile onlarca insanı enkazın içinden çekip çıkarması ‘tüm bunlar ilk 36 saat içinde olsaydı’ dedirtti. Öfkeli yüzüyle iktidar bölgede varlığını hissettirirken halk birbirini şefkatle sarmaya devam ediyor.”
“Millet tek yürek”
Karar gazetesi manşetindeki, “Millet tek yürek” başlıklı haberinde, “Yüzyılın afetinde 85 milyon kenetlendi. Yurdun dört bir yanında görülmemiş büyüklükte yardım seferberlikleri başlatıldı, toptancı depoları boşaldı, 7’den 70’e herkes elinde avucunda ne varsa ortaya koydu. Dünyadan da insanlık eli uzandı. Kosova’dan ve Pakistan’dan gönderilen yardımların içinden çıkan küpe ve yüzükler göz yaşarttı. Milletin en zor anda sergilediği olağanüstü dayanışma acılara bir nebze teselli oldu.
Maraş merkezli depremler 10 ilde yıkıma neden oldu. 14 milyon kişiyi etkileyen felakette can kaybı her geçen an artarken 7’den 70’e Türkiye yardım seferberliği başlattı. Elinden gelen her şeyi ortaya koydu. İnsan zinciri Edirne’den Artvin’den bölgeye uzandı. Ancak plansızlık başlatılan seferberliği gölgeledi. Uzmanlar ‘yardımda ve koordinasyonda yaşanacak gecikmenin tehlike oluşturduğunu’ belirterek ‘plan dahlinde organize olmak hayati önemde’ dedi.
Bölgeye uzman personel ve iş makinesi gönderilmeye devam ederken, toplanan yardım miktarı da hızla artıyor. Edirne’de düzenlenen kurslarda kadınlar, depremzedeler kıyafet hazırlıyor. Trabzon’un Ortahisar ilçesindeki 80. Yıl Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde öğrenciler ve öğretmenler tarafından üretilen 15 bin ekmek ile kahvaltılık ürünler, deprem bölgesine gönderiliyor. İstanbul’da deprem bölgesine gidecek yardımların toplandığı Bayrampaşa Semih Erden Spor Salonu’nda da hareketli saatler yaşanıyor. Deprem bölgesine gidecek yardımların toplandığı spor salonuna gelen 7 ve 9 yaşındaki iki kız arkadaş, koli bantlayıp ekiplere yardım etti” ifadelerine yer verdi.
“Mucizelerden vazgeçmeyin”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Mucizelerden vazgeçmeyin” başlıklı haber yer aldı:
“1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Her şey değişti. Teknoloji gelişti. Bir tek Türkiye’de enkazda ‘can’ arama yöntemi değişmedi. Ekipler, teknik olanaksızlıklar nedeniyle hâlâ yıkıntıların başında ‘Sesimi duyan var mı?’ diyor. Metrelerce derinden ses gelmezse çaresizce başka bir enkaza koşuyor.
Oysa depremde ses gelmese de umutlar tükenmiyor. Van ve İzmir depremleri buna örnek. Van’da 102., İzmir’de 91. saatte mucizeler yaşanmıştı. Uzmanlar, ‘İnsanlar enkazda sesini çıkaramayacak durumda olabilir’ diyor. Nitekim Samandağ’da cenazeleri çıkarmaya gelen gönüllüler yaşlı çifti sağ olarak buldu.”