“Can pazarında ‘logo’ kavgası”
Gündemin öne çıkan haberleri Karar, Birgün, Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinin manşetindeydi.
01.03.2023
Karar gazetesi manşetinde, “Can pazarında ‘logo’ kavgası” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Depremde STK’lardan sokaktaki vatandaşa herkes bir afetzedeye el uzatabilmek için seferber olmuşken yardım malzemeleri üzerindeki ‘logo’ların mesele edilmesi tepki çekti. Uluslararası medyaya da yansıyan nahoş olaylara bir yenisi daha eklendi. Hatay Havalimanı’nın onarımına ilişkin görüntülerde Ankara Belediyesi ambleminin gizlendiği ortaya çıktı. Milli felakette bile ucuz hesap peşinde koşulması vicdanları kanattı.
Kahramanmaraş depremlerinin yıkıma uğrattığı 11 ilde milyonlar evsiz kaldı 45 bine yakın kişi hayatını kaybetti, 100 binden fazla kişi de yaralandı. Afetin ilk gününden başlayarak bütün Türkiye yaraları sarmak için seferber oldu. Okullarda yardım merkezleri kuruldu, STK’lara bağış yağdı, Toplanan yardımlar tırlarla kamyonlarla afet bölgesine sevk edildi. Gönüllüler ‘belki bir yaraya merhem olurum’ yola çıktı. Dünyada 80’e yakın arama kurtarma ekipleri gönderdi. Yardımlar uçaklarla Türkiye’ye nakledildi. Ancak afet alanında yapılan engellemeler tepki çekti. Arama kurtarma sırasında yapılan çalışmaların AFAD tarafından kendine mal edildiği belirtildi.
Bu konuya ilişkin tartışmalar tepkiler yağdı. Muğla’da toplanan yardım kamyonlarının önü kesilerek belediye logosunun yerine Muğla Valiliği pankartı asıldı. AFAD dışında yardım toplanmasın tartışmaları başlatıldı. Bazı sivil toplum kuruluşlarına mesnetsiz eleştiriler yöneltildi. Bölgeye yardım yapan kurumların logolarının üzerine AFAD logosunun yapıştırıldığı iddia edildi. Aradan 23 gün geçmesine rağmen tartışmalar bitmedi. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), yurt dışından Türkiye’ye gönderilen yardımlardaki çadırların bir bölümüne AFAD ve AK Parti damgaları basıldığını iddia etti.”
“Doğru yapılan tek bir iş yok”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Doğru yapılan tek bir iş yok” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İstanbul'da Maraş merkezli depremlerin ardından kamu binalarına ve konutlara yönelik incelemeler de arttı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hizmetlerin durdurulduğunu açıkladı. Haseki Kardiyoloji Enstitüsü Hastanesi’nde de 2 hafta önce ayaktan ve yatan hasta hizmeti durduruldu.
Kağıthane Devlet Hastanesi için de tahliye kararı alındı. İki hafta içerisinde hastanenin, Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi'nin Seyrantepe binasına taşınması planlanıyor. Hastane, 18 Mayıs 2005 yılında Sağlık Bakanlığı ve İBB arasında imzalanan protokol kapsamında inşa edildi. Geçtiğimiz hafta da kentteki 93 okul depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle tahliye edildi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna İstanbul'daki kamu binalarının durumunu BirGün'e anlattı. Suna, ‘99 depremi bir milat olmuştu. Bu kapsamda İstanbul Valiliği koordinasyonunda İstanbul Poje Koordinasyon Birimi kuruldu. Bu birim kamu binalarının deprem güvenlikli hale getirilmesi için çalışmalarına başladı. Okullar ve hastaneler incelendi. Bazıları yıkıldı yeniden yapıldı, bazıları ise güçlendirildi. Ama toplam sayıya baktığımızda bu birimin yaptığı çalışmalarda bir açık vardı. Bizler o zamandan bu zamana hiç yılmadan her toplantıda bunları söyledik’ dedi.
‘Bu hastanelerin ve okulların deprem güvenliği olmadığı bugün mü belli oldu?’ diyen Suna, ‘2000 senesinden bu yana bu yapılarımızın durumu ortadaydı. Bilinen bir gerçekti. Bunların çalışmaları 20 sene önce yapıldı. Hangi kamu binalarının hasar alacağı söylendi. Ve bu kent 15 sene içerisinde deprem güvenlikle hale gelebilecekti. 23 sene geçti geride kalan okulları ve hastaneleri kapatarak çözüm arıyoruz. Bizler defalarca söylediğimiz halde ‘yapıyoruz’ dene dene bu günlere geldik. Bu çok büyük bir ihmal’ diye konuştu.”
“‘Kızılay gelecek çadırları sökün’”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “‘Kızılay gelecek çadırları sökün’” başlıklı haberinde, “Hatay’da depremzede ve dayanışma çadırlarının bulunduğu parka polislerle gelen vali yardımcısı, ‘Buraya Kızılay gelecek çadırlarınızı kaldırın’ dedi.
Vali yardımcısı ile yapılan görüşmede yer alan bir depremzede, ‘Sorularımıza cevap alamadık. Biz üç haftadan beri zaten zor durumdayız. Gidin dedikleri Dursunlu’daki çadır kentte elektrik, tuvalet yok’dedi. Boşaltma gerekçesine tepki gösteren bir başka depremzede de ‘Kızılay şimdiye kadar neredeydi? Bize bu parktaki gönüllüler destek oldu’ dedi.
Parkta bulunan TTB koordinasyon çadırında görevli olan TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, ‘Sağlıktan daha önemli bir şey var mı burada olması gereken? ‘Planlayacağız’ dediler, 20 gündür nasıl planladıklarını hep birlikte gördük. Bizi nereye taşıyacaklarını da bilmiyorlar’ dedi” ifadelerine yer verdi.
“Kızılay’a bağış yandaşa maaş oldu”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Kızılay’a bağış yandaşa maaş oldu” başlıklı haber yer aldı:
“Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremler sonrası bölgeye ilk üç gün ekipler ulaşamadı. Depremzedeler kaderine terk edildi. Bu süreçte Kızılay yeterli yardımı sağlayamamakla eleştirildi. Deprem çadırlarını, depremzedeye gidecek konserveleri parayla satan Kızılay’a yönelik eleştiriler sonrası gözler kurumun yönetim kadrosuna çevrildi.
2004’te Kızılay’a ‘gönüllü’ giren Kerem Kınık, şimdi şirket patronu oldu. Yönetim Kurulu Üyesi Yasir Yılmaz, AKP’den belediye başkanlığı yaptı. Esra Özkoç, partinin kadın kollarında çalıştı. Kızılay yönetimindeki isimler, aldıkları ‘huzur hakkıyla’ da çift maaşlılar arasına katıldı.”