“HÜDA PAR şeriat peşinde”
Cumhuriyet gazetesi, HÜDA PAR’ın seçim vaatlerini manşete çekti.
13.04.2023
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “HÜDA PAR şeriat peşinde” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“AKP listelerinden 4 isimle seçime girecek HÜDA PAR vaatlerini açıkladı. Seçim bildirgesinde ‘İnşallah Cumhuriyet, üzerinde kurulup geliştiği topraklara ruh veren aziz İslam’ın değerleriyle bihakkın yeniden buluşacak, bu değerleri özümsemiş temsilciler eliyle de geleceğini şekillendirecektir’ denildi.
Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmeyen HÜDA PAR ortağı gibi ‘sivil anayasa’ vaadinde bulundu. Programında ‘Medreselerin zorunlu eğitim programına alınması’nı isteyen HÜDA PAR’ın seçim beyannamesinde ‘6284 sayılı yasanın değiştirilmesi’ ve ‘karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması’ vaatleri yer aldı.”
“Bizi bir de iktidarda görün siz!”
Karar gazetesinin manşetinde, “Bizi bir de iktidarda görün siz!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Erdoğan kendi döneminde ihdas edilen mülakat sistemini kaldırmayı, ekonomide heterodoks sistemden vazgeçmeyi, depreme karşı bugüne kadar alınmayan önlemleri almayı seçim vaadi olarak ‘müjdeledi’. 21 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın bir kısmı muhalefetin seçim bildirgelerinde yer alan vaatlerle halkın önüne çıkması ‘Bunları artık iktidara gelince yaparsınız’ şeklinde ironik tepkilere yol açtı.
AK Parti’nin 2053 hedeflerinde ‘Enflasyon tek haneye inecek, kişi başı gelir 16 bin doların üstüne çıkacak, mülakatlar kaldırılacak’ denildi. Hukukun güçlendirileceğine vurgu yapıldı. Erdoğan da ‘Ulusal Risk Kalkanı Modeli’yle 81 ili afetlere dirençli hale getireceğiz’ dedi. Sıralanan vaatler 2018 seçimini hatırlattı. En büyük 10 ekonomiden biri olma ve kişi başı geliri 25 bin dolara çıkarma hedefinin 30 yıl sonrasına ertelendiği belirtildi.
Türkiye’yi 21 yıldır yöneten iktidarın vaatleri ‘Ülkeyi en büyük ekonomiler listesinde 21’inci sıraya getiren, imar afları uygulayan muhalefet miydi?’ tepkilerini doğurdu. Depremlere şimdiye kadar neden hazırlık yapılmadığı, ekonomide önlemlerin neden alınmadığı sorusu yöneltildi. Mülakatın kaldırılması, afete dirençli şehirler, aile destek sistemi gibi söylemlerin ise muhalefet partilerinin 14 Mayıs programında yer aldığına işaret edildi.”
“Hepinizi birden göndereceğiz”
Birgün gazetesi manşetindeki, “Hepinizi birden göndereceğiz” başlıklı haberinde, “Seçime sayılı günler kala elindeki tüm kozları masaya süren iktidar cephesi arzu ettiği etkiyi yaratamadı. Çaresiz kalan Cumhur İttifakı ortakları muhalefete yönelik saldırılarını artırdı. CHP ve İYİ Parti’nin seçim büroları ve parti binaları hedef alınırken sosyalistler de hedef tahtasına konuldu. TCG Anadolu gemisinin hizmete alınmasına ilişkin yazılı bir açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, demokrasi tartışmalarına ilişkin sol-sosyalist partileri hedef alan ifadeler kullandı.
SOL Parti, TKP, TİP ve HDP’yi isim vererek hedef alan Bahçeli, sol sosyalist partilerin seçime girebilmesini eleştirdi. SOL Parti, Bahçeli’nin sol-sosyalist partileri hedef alan açıklamalarına yanıt verdi ve ‘İsmimizi iyi ezberle, daha çok duyacaksın’ dedi.
Bahçeli ve ortaklarının hedef aldığı sol ve sosyalist partiler demokrasi ve emek mücadelesi yürütürken depremin vurduğu kentlerde de dayanışmayı büyük bir özveriyle güçlendirdi. Bahçeli, memleketi Osmaniye’ye dahi depremden günler sonra giderken devrimciler ilk günden itibaren depremden etkilenen yurttaşların hayata tutunması için çaba sarf ediyordu. 50 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiği bölgede hükümetin acizliği gözler önüne serildi. Sol ve sosyalist partiler ise ilk günden bu yana dayanışma merkezleri kurdu, halkın yaralarını sarmak için büyük bir dayanışma ağı oluşturdu. Lekesiz ve sadece halka adanmış bir geçmişe sahip devrimciler ülkenin yüz akı olaya devam ediyor.
Cumhur ittifakının küçük ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın gerçek soyismini gizlediğini öne sürdü. Destici, katıldığı bir yayında şu sözleri sarf etti: ‘Adam, Tito artığı… Buradan geçiyorsun Almanya’ya. Belli ki Alman istihbaratının kontrolünde. Yetiştiriliyorsun, Türkiye’ye gönderiliyorsun. Senin gerçek soyismi ne, Jusoviç… Burada neyi kullanıyorsun, ‘Baş’ı kullanıyorsun. Gerçeğin toplumdan gizlenmesini doğru bulmuyorum.’
Hedef alınan Baş, Destici’ye verdiği yanıtta ‘Hakaret edilen ülkemizdeki milyonlarca Yugoslavya göçmenidir. Ajan diye itham edilen Almanya’da doğmuş milyonlarca işçi çocuğudur. İşte ırkçılık budur’ dedi” ifadelerine yer verdi.
“Sermayeye fırsat, halka mülksüzleştirme”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Sermayeye fırsat, halka mülksüzleştirme” başlıklı haber yer aldı:
“AKP’nin seçim beyannamesini açıklayan Erdoğan, depremin yıktığı kentleri yeniden inşa edeceklerini söylerken, Emek Partisi’nin deprem raporunda, bu sürecin sermayeye kaynak aktarımı, halk açısından ise mülksüzleştirme anlamına geldiği belirtildi. Gazeteciler Hakkı Özdal ve Bahadır Özgür’ün “2023 Şubat Depremleri Raporu: Mülksüzleştirme, Sermaye Transferi ve Kentlerin Yeniden Talanı” başlıklı raporunun sunumu bugün Taksim Hill Hotel’de yapıldı.
Depreme yönelik detaylı biçimde hazırlanan raporda öne çıkan bulgular şu ifadelerle yer aldı: ‘‘Devlet’, genellikle üç ya da dördüncü günden itibaren, çoğunlukla da kolluk güçleriyle ortaya çıkmaya başlamıştır. Devlet görünmeye başladığı andan itibaren dayanışma ağ ve merkezlerine AFAD adına el koymaya başlamıştır’, ‘Depremzedeye haftalarca temiz su götürememenin, geçici barınma merkezlerini inşa edememenin veya daha ilk günlerden başlayarak arama kurtarma çalışmalarının ihtiyaç duyduğu ekipmanların yoksunluğunun esas nedeni, bunları yerine getirebilecek kamusal nitelikte bir kurumun kalmamasıdır’, ‘Deprem bölgesinde ‘sivil toplum’ geleneğinin görece düşük, bazı yerlerde yok denecek kadar az olduğu görülmüş, bu boşluk genellikle dini nitelikteki vakıf ve derneklerin zengin olanaklarıyla giriştikleri ‘hayır’ faaliyetlerinin görünür olmasına neden olmuştur.’
Raporda, yapılan afet müdahale planının baştan savma olduğunun altı çizilirken bölgedeki imar aflarına dair ‘AKP’nin 20 yıllık iktidar döneminde çeşitli kapsam ve içeriklerde 9 imar affı düzenlemesi yapıldı. Bunlardan sekizi hayata geçirildi. Uygulamaya geçen son düzenleme, 24 Haziran 2018 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden bir ay kadar önce Meclis’te görüşülerek yasalaşan imar affı oldu. 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisine maruz kalan kentlerde toplam 305.102 kaçak binaya 2018 tarihli son imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi verilmiştir. Bu vahim durum kamu binaları için dahi geçerlidir’ verileri açıklandı.”