“Sandığa ‘millet’ güvencesi”
Karar, Millet İttifakı’nın seçim güvenliğine ilişkin oluşturduğu ‘Türkiye Gönüllüleri’ platformunu manşete taşıdı.
19.04.2023
Karar gazetesinin manşetinde “Sandığa ‘millet’ güvencesi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Hem iktidarın hem muhalefetin ‘tarihi seçim’ vurgusu yaptığı 14 Mayıs’a 25 gün kaldı. Geri sayım başlarken siyasetin sert dilinin de etkisiyle sandık güvenliğine dönük endişe oluştu. Toplumun geniş bir kesimi ‘Nasıl sorumluluk alabilirim’ arayışına girerken ‘Türkiye Gönüllüleri’ hareketi oluşturuldu. İsteyen her gönüllünün sandıkta görev almasına olanak sağlayan platforma liderlerden katılım çağrıları geldi.
Her oyun değerli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu “Halkın iradesinin sandığa güvenli biçimde yansımasını sağlayalım” paylaşımı yaptı. Davutoğlu ise “Tarihi bir kavşaktayız. Sandığa sahip çıkalım, vesayete karşı demokrasiyi koruyalım” dedi. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları İmamoğlu ile Yavaş da seçmenlere “Türkiye Gönüllülerine katılıp sorumluluk üstlenin” sözleriyle davette bulundu.
Çalışmalarını gönüllülük esasına dayalı olarak yürüten Türkiye Gönüllüleri, gönüllüler ve seçimlere yönelik çevrimiçi eğitim içerikleri de oluşturdu, Altılı Masa’daki partilerle birlikte diğer siyasi partiler ve paydaşlarla da iş birliğinin yürütüldüğüne dikkat çekti. Türkiye Gönüllüleri, seçim sürecine bakışını şöyle açıkladı: “Vatandaş kimi isterse onu iş başına getirir. Millet ne derse o olur! Demokratik seçimler kâğıt üstünde böyle bir şey. Ama gerçekte neler olabileceğini hepimiz biliyoruz. Biz, ülkeye adaleti getirebilmek için önce ‘seçimde adaleti sağlamak’ gerektiğini bildiğimiz için bir aradayız. Adil ve güvenilir bir seçimi gerçekleştirmeyi bütün siyasi farklılıkların ötesine geçen bir büyük dava olarak görüyoruz. Bizim için bu bir Türkiye Davası’dır.”
Tüm gönüllülerden, seçmen iradesinin sandığa doğru şekilde yansıması adına tüm siyasi partilerin ve adayların oylarına sahip çıkmasının beklendiği vurgulandı. Yapılanmanın seçimlerin ardından, sonraki ilk seçimde tekrar bir araya gelmek üzere görevlerine ara vereceği ifade edildi.”
“Baron eksikti artık tam oldu”
BirGün gazetesi manşetinde “Baron eksikti artık tam oldu” başlıklı habere yer verdi. Timur Soykan imzalı haberde şöyle denildi:
“İsveç’in kırmızı bültenle aradığı uyuşturucu kaçakçısı Rawa Majid, Bodrum’dan 250 bin dolara villa alıp Türk vatandaşı olmuş. Marmaris’te çantasını bankta unutunca yakalanan baron, 4 ayda serbest bırakılmış. Hollandalı çok güçlü bir baronun da Türk vatandaşı olduğu iddia ediliyor.
Türkiye’nin dünya mafyasının üssüne dönüştüğü gizlenemeyen bir gerçek. Neredeyse her gün bunun korkunç bir örneğiyle yüzleşiyoruz. Sırp uyuşturucu baronu İstanbul’da öldürülüyor, iki ay geçmeden Kafkas mafyası Azerbaycanlı rakibine yine İstanbul’da kurşun yağdırıyor. Yeni Zelandalı, Avusturalyalı suç örgütü liderleri bile Türkiye’de yakalanıyor.
Avrupa’yı dolandıran İranlı, Türkiye’de elini kolunu sallayarak geziyor. Artık Türk vatandaşlığı alan baronlar dünya medyasının da gündeminde. Son olarak ABD merkezli Vice News internet sitesi ‘Suçluların gözü Türk vatandaşlığı’nda’ başlıklı bir haber yayınladı.
Vice News haberinde verilen iki örnekten biri; kırmızı bültenle aranırken Türkiye’de yakalanan ama Türk vatandaşı olduğu için İsveç’e iade edilmeyen Rawa Majid.
Rawa Majid, son dönemde İsveç medyasının bir numaralı gündemi. Sundsvall kentindeki uyuşturucu pazarını ele geçirmek için Yunan asıllı çete lideri ile çatışıyorlar. İsveç medyasına göre; iki ay içinde Stockholm ve çevresinde 20’den fazla silahlı ve bombalı saldırı yaşandı. Stockholm’deki bir saldırıda lokantada yemek yiyen 15 yaşındaki bir çocuk öldü. İsveç basınına göre; Rawa Majid, Signal programı üzerinden çete mensuplarına talimatlarını iletiyordu. Bu mafya çatışması İsveç kamuoyunda ‘Suç cennetine dönüştük’ kaygısını doğurmuştu.
Bu çete liderinin Türkiye’de olduğunu komik ve maalesef trajik bir olayla öğrendik.
15 Nisan 2022 sabahı Marmaris’te parkı temizleyen belediye işçisi Ali Eren, bank üzerinde çanta buldu. İçinde 12 bin 400 dolar ve 2 bin 400 TL olan çantayı polise teslim etti. Polis çantanın sahibi ‘Miran Othman’ı tespit edip karakola çağırdı. Parasını teslim alan Miran Othman’ın ‘Baron’ lakaplı ve kırmızı bültenle aranan bir uyuşturucu kaçakçısı Rawa Majid olduğu anlaşıldı.
Marmaris’te yaşadığı villaya yapılan baskında 2 ruhsatsız silah, çok sayıda mermi ve ‘Rawa Majid’ adına düzenlenmiş İsveç kimliği bulundu. Türkiye’deki haberler bu bilgilerle sınırlı kaldı. Hatta bir habere göre; ‘Miran Othman’ ifadesinde “Sahte kimliğimi profesyonel olarak hazırlattım. Buna rağmen gerçek kimliğim nasıl tespit edildi inanın anlayamadım” demişti.”
“Sandıkta 5 tehlike”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde “Sandıkta 5 tehlike” başlıklı habere yer verdi. Rengin Temoçin imzalı haberde şöyle denildi:
“Seçimler öncesi mühürsüz oyların bir kez daha geçerli sayılma olasılığı endişe yarattı. Hukukçu ve siyasiler, seçmen kütüğü, oy kullanma ve oyların toplanmasıyla ilgili uyardı.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, “O uygulama tamamen yasaya aykırı ve keyfi bir uygulamaydı. Biz bu mevcut tek adam rejimine o işte mühürsüz oylar geçerli sayıldığı için geçmiş olduk. Şimdi de doğrusu bu olasılık her zaman var. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu apaçık yasa hükmüne rağmen orada bu uygulamayı yapmıştı. Üstelik de bu uygulamayı yaparken sadece Yüksek Seçim Kurulu’ndaki AKP’li üyenin üç satırlık tükenmez kalemle el yazması dilekçesi üzerine verdiği bir karardı” dedi.
İYİ Parti milletvekili adayı avukat Ece Güner seçim güvenliğine ilişkin “Seçim güvenliği sandık görevlileri aranıyor. Bu hafta son hafta. Bir siyasi partiye üye olmamız gerekmiyor. Basit müracaat formları var ve sandık eğitimi veriyor. Hâlâ bazı açıklar var. İmkânı olan herkes gerçekten görev almalı” ifadelerini kullandı.
Seçim güvenliğinin altını çizen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, “Seçim güvenliği sadece sandıkta oy kullanıldığı günle sınırlı değildir. Esasen, seçmen kütüklerinde veya oylamada ya da oylama sonrası hesaplamalarda yapılan hileler suçtur. Bunun önlenmesi için seçim kanunlarında gerekli düzenlemeler var. Ancak güvenli seçimin çok kapsamlı bir anlamı vardır. En başta oy verme hakkına sahip vatandaşlar, seçimin dürüstlüğünden kuşku duymamalıdır” dedi.”